Turkish example sentences with "üstünde"

Learn how to use üstünde in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
Translate from Turkish to English

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
Translate from Turkish to English

Elbisesi diz üstünde.
Translate from Turkish to English

Ülkesinin onun üstünde büyük etkisi var.
Translate from Turkish to English

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
Translate from Turkish to English

Kayalıkların üstünde bir adam intihar etmek üzereydi.
Translate from Turkish to English

Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
Translate from Turkish to English

Anahtar masanın üstünde.
Translate from Turkish to English

Kedi paspasın üstünde.
Translate from Turkish to English

Üstünde sadece yüz yeni vardı.
Translate from Turkish to English

Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstünde duran ev çok eski.
Translate from Turkish to English

Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
Translate from Turkish to English

Biz ufkun üstünde güneşin doğuşunu gördük.
Translate from Turkish to English

Köprünün üstünde giden trene bak.
Translate from Turkish to English

Kitabın masanın üstünde.
Translate from Turkish to English

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir fincan var.
Translate from Turkish to English

Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir vazo vardır.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde küçük bir fincan ve bir yumurta var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir çiçek var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde kaç tane kitap var?
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir şişe şarap var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir elma var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir radyo var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir kedi vardı.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde dört parça peynir vardı.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde hiç portakal yok.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde kırık bir fincan vardı.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir bardak var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir portakal var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir kedinin ayak izleri var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde hiç bardak var mıydı?
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bazı portakallar var.
Translate from Turkish to English

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
Translate from Turkish to English

Biz bulutların üstünde uçuyoruz.
Translate from Turkish to English

Ne, sabah dört bacağının üstünde, öğle iki bacağının üstünde, akşam üç bacağının üstünde gider?
Translate from Turkish to English

Ne, sabah dört bacağının üstünde, öğle iki bacağının üstünde, akşam üç bacağının üstünde gider?
Translate from Turkish to English

Ne, sabah dört bacağının üstünde, öğle iki bacağının üstünde, akşam üç bacağının üstünde gider?
Translate from Turkish to English

Mary, Tom'un sağ yanağına tokat attıktan sonra, sol ayağının üstünde tepindi.
Translate from Turkish to English

O, 1000 sayfanın üstünde büyük bir kitap olmasına rağmen, onun tamamını gelecek hafta bu zamana kadar okumuş olacağım.
Translate from Turkish to English

Taze karın üstünde kaymak çok eğlenceli.
Translate from Turkish to English

Tom bu sabahtan beri bu rapor üstünde çalışmaktadır.
Translate from Turkish to English

Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.
Translate from Turkish to English

Tom başının üstünde gibi hissetti.
Translate from Turkish to English

Tom kırılmış bazı camların üstünde kendini kesti.
Translate from Turkish to English

Onlar Tom'u bir sedyenin üstünde içeri getirdiler.
Translate from Turkish to English

Kendi iki ayağının üstünde durmanın zamanıdır.
Translate from Turkish to English

O kaz niçin yumurtalarının üstünde oturuyor?
Translate from Turkish to English

Betty bacak bacak üstünde sandalyede oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Çantan benim masanın üstünde.
Translate from Turkish to English

Buzun üstünde düştüm.
Translate from Turkish to English

Köpek sandalyenin üstünde.
Translate from Turkish to English

Tom otuzun üstünde olmalıdır.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir kitap görüyorum.
Translate from Turkish to English

Bazı taşların üstünde dinlendik.
Translate from Turkish to English

Sizin saatiniz masanın üstünde.
Translate from Turkish to English

Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Kedi masanın üstünde uyudu.
Translate from Turkish to English

Sıranın üstünde bir kitap var.
Translate from Turkish to English

Sandalyenin üstünde bir kedi var.
Translate from Turkish to English

Başımın üstünde durmaya çalıştım.
Translate from Turkish to English

O elbise senin üstünde iyi gözüküyor.
Translate from Turkish to English

Su üstünde yüzmeyi severim.
Translate from Turkish to English

O gömlek üstünde iyi duruyor.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir albüm var.
Translate from Turkish to English

Çatının üstünde ay gördüm.
Translate from Turkish to English

Sandalyenin üstünde bir kedi oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Okul bir tepenin üstünde bulunmaktadır.
Translate from Turkish to English

"Kitaplar nerede?" "Onlar masanın üstünde."
Translate from Turkish to English

Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.
Translate from Turkish to English

Göletin üstünde kayak yapmak tehlikelidir.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde toz birikmiş.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.
Translate from Turkish to English

Bu yatak üstünde uyunmayacak kadar çok serttir.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde hâlâ bir sürü yemek var.
Translate from Turkish to English

Uyandığında kendini bir bankın üstünde uzanırken buldu.
Translate from Turkish to English

İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir harita var.
Translate from Turkish to English

Burada çimin üstünde oturalım.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde elma var.
Translate from Turkish to English

Dağın üstünde bulutlar gördük.
Translate from Turkish to English

Onları montaj bandı üstünde yaptı.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir sözlük var.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstünde durdu.
Translate from Turkish to English

Bebek dört ayak üstünde emekliyordu.
Translate from Turkish to English

Otun üstünde yatan köpek benimdir.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde sadece bir kitap vardır.
Translate from Turkish to English

Bebek ellerinin ve dizlerinin üstünde süründü.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde birkaç kitap vardır.
Translate from Turkish to English

Yağın suyun üstünde yüzdüğünü gördük.
Translate from Turkish to English

"Onun kitabı nerede?" "Masanın üstünde."
Translate from Turkish to English

"Kitapların nerede?" "Masanın üstünde."
Translate from Turkish to English

Onun üstünde mali bir yük değildi.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstünde atlarımızı dört nala koşturduk.
Translate from Turkish to English

O, otuz yaşın üstünde gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Bazı kitapların piyanonun üstünde durduğunu gördü.
Translate from Turkish to English

Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Radyoaktif, maddeler, tehlikelidir, müzikal, enstrümandır, kartlarını, ediyor, musunuz, anahtarım, Anahtarımı.