Turkish example sentences with "zordur"

Learn how to use zordur in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu benim için fazla zordur.

Yabancı dil öğrenmek zordur.

Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.

Kanji'nin okunması zordur.

Hayat zordur.

İngilizce zordur, değil mi?

Amcamın el yazısını okumak zordur.

Osaka lehçesini anlamak zordur.

Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.

Bu kitabı bir hafta içinde okuyarak bitirmek gerçekten zordur.

Çinceyi iyi konuşmak zordur.

Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.

Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.

Hollandaca anlamıyorum. O zordur.

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.

Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

Herkesi memnun etmek zordur.

Başkana yaklaşmak zordur.

Bütün başlangıçlar zordur.

Birini sevmek onun senin onu sevdiğin kadar çok sevip sevmediğini bilmediğin zaman zordur.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.

Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.

Onu memnun etmek zordur.

Hangi arabanın daha güzel olduğu söylemek zordur.

Tom'u memnun etmesi zordur.

Tom'la geçinmesi zordur.

Tom'la uğraşmak zordur.

Onun için oldukça zordur.

Onun problemi çözmesi zordur.

Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.

Yardıma ihtiyacı olmayan insanlara yardım etmek zordur.

Yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edemeyen insanlara yardım etmek zordur.

Senin yardımını istemediklerinde insanlara yardım etmek zordur.

Senin yardımını istemeyen insanlara yardım etmek zordur.

Doruğa tırmanman zordur.

Bir kabine oluşturmak zordur.

Bazen ikizleri ayırmak zordur.

Topun içeride mi yoksa dışarıda mı olduğunu görmek çoğunlukla zordur.

Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.

Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.

Hayaletlerin var olduğunu kanıtlamak zordur.

Jack'i ikna etmek zordur.

John'u ikna etmek zordur.

Beverly Hills gibi zengin kasabada Joneses ailesine ayak uydurmak zordur.

Onunla ilgilenmesi zordur.

Öfkeyi kontrol etmek zordur.

İngilizceye hakim olmak zordur.

Benim için çok zordur.

Önce, zordur.

Patronumuzu memnun etmek zordur.

İngilizceyi öğrenmek zordur.

Yunanca öğrenmek zordur.

Onu mutlu etmek oldukça zordur.

Pek çok şey sözde kolaydır, fakat gerçekleştirmesi aslında zordur.

Fransızcayı öğrenmek zordur.

Bu şehirde yaşamak zordur.

Onunla iyi geçinmek zordur.

İngilizce konuşmak zordur.

İngilizce öğrenmesi zordur.

İlaç yutması zordur.

Sorunu cevaplamak zordur.

Matematik benim için zordur.

Bir bebek yetiştirmek zordur.

İngilizceyi iyi konuşmak zordur.

Düşüncelerimi kelimelere dökmem zordur.

Onun teorisini anlamak zordur.

Kendini tanımak çok zordur.

Böylesine kitaplar onun için çok zordur.

Bu iş bizim için zordur.

Bu geziyi iptal etmesi için onu ikna etmek zordur.

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

Sanırım bir İngiliz için gerçek bir Amerikan aksanını taklit etmek zordur.

Bilim çok zordur.

Onu aklamak zordur.

Onu görmek zordur.

Fransızca konuşmak zordur.

Onun patronu ile uğraşmak zordur.

Konuşmaya başladımı, onu durdurması zordur.

Çok az bildiğin bir dilde cümle kurmak zordur.

Bay Hoshino'yu memnun etmek zordur.

Bazı kelimeleri açıklamak zordur.

Yaşlı adamı memnun etmek zordur.

Shakespeare'yi okumak çok zordur.

Kestane soymak zordur.

Bu günlerde iş bulmak zordur.

Piyano çalmak zordur.

Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.

Onun fikirlerini anlamak zordur.

Bu ödev benim için zordur.

Sigarayı bırakmak zordur.

O düşünmenden daha zordur.

Rusçayı öğrenmek çok zordur.

Bu sorunu çözmek zordur.

Kendisiyle geçinmek çok zordur.

Bazı insanları memnun etmek zordur.

Bu dağa tırmanmak zordur.

Bu sözcüğü telaffuz etmek zordur.

Üç dil konuşmak zordur.

Onunla geçinmek çok zordur.

Bu soruyu yanıtlamak zordur.

Also check out the following words: sürpriz, yağmurlu, önemli, Bileti, unutma, Sizi, görmekten, memnunum, şeyi, değiştirmeyecek.