Turkish example sentences with "yakışıklı"

Learn how to use yakışıklı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, yakışıklı ve akıllıdır.

Yakışıklı mıyım yoksa değil miyim?

O hem yakışıklı hem de çok zengin.

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.

Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.

Tom dünyanın en yakışıklı aktörüdür.

O yakışıklı ve sadece kırk üç yaşındaydı.

Benim yakışıklı olduğumu düşünüyor musunuz?

Tom olağanüstü yakışıklı idi.

Tom hâlâ tamamen eskisi kadar yakışıklı.

Tom beklediğimden daha yakışıklı.

Tom son derece yakışıklı bir adam.

Tom yakışıklı bir adamdır, ama çok samimi değil.

Tom kesinlikle sınıftaki bütün kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.

Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.

Tüm kadınlar Tom'un gerçekten yakışıklı olduğunu düşünüyorlardı.

O sadece yakışıklı.

Büyüdükçe Tom gittikçe daha yakışıklı oldu.

O yakışıklı bir adam.

Tom çok yakışıklı.

Tom yakışıklı bir adam.

O, onu yakışıklı buldu.

Şu yakışıklı çocuğa bak.

Tom uzun boylu ve yakışıklı idi.

O, yakışıklı bir genç adamdır.

O, yakışıklı genç bir adam oldu.

Şu yakışıklı erkek çocuğuna bak.

O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

O, yakışıklı olduğunu söyledi.

Takım elbisesi ve kravatı ile oldukça yakışıklı görünüyordu.

Tom'un yakışıklı olduğunu düşünmüyor musun?

Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık oldu.

Tom'un ne yakışıklı bir adam olduğunu unuttum.

Tom şu ana kadar gördüğüm en yakışıklı erkeklerden biridir.

Tom şu ana kadar gördüğüm en yakışıklı adamlardan biridir.

Bütün bayanlar güzel ve baylar yakışıklı.

Tom yakışıklı görünmüyor mu?

Tom yakışıklı.

Tom yakışıklı mıydı?

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.

O oldukça yakışıklı, değil mi ?

Tom görünüşte otuz yaşlarında yakışıklı bir adam.

Tom gerçekten yakışıklı, değil mi?

Tom çok yakışıklı, değil mi?

Tom yakışıklı mı?

Tom'un yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?

Yakışıklı adam uzun boyludur.

O oldukça yakışıklı.

Tom, çok yakışıklı bir çocuktur.

Bekar olamaz. O çok yakışıklı.

O oldukça yakışıklı, değil mi?

O çok yakışıklı!

Hey, yakışıklı.

Onun yakışıklı olduğunu düşünüyorum.

Onun yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?

Onun yakışıklı olduğundan söz ettim mi?

"Onun yakışıklı olduğundan söz ettim mi?" "Evet, söz ettin."

İsa'yı oynayan aktör oldukça yakışıklı.

O akıllı, yakışıklı ve kibardır.

Philip senden daha yakışıklı.

Tom yakışıklı ve karizmatik.

Bu adam yakışıklı.

Tom oldukça yakışıklı.

Çok yakışıklı görünüyorsun.

Yakışıklı mıyım?

İzmir'deki kızlar, yakışıklı bir erkek gördüklerinde hemen kendi saçlarını okşuyorlar.

Şu adam yakışıklı.

Yakışıklı olmanın da olumsuz tarafı var.

Tom yakışıklı bir çocuk.

Tom zengin, başarılı ve yakışıklı.

Mary her zaman uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir adama kavuşmanın hayalini kurdu.

Tom yakışıklı değil mi?

Zengin olduğu kadar yakışıklı da.

Sadece yakışıklı değil, zengin de.

Babam gençken yakışıklı olmalı!!

O da aynı babası gibi yakışıklı.

Yakışıklı bir adam, cehenneme gitmek için iyi bir nedendir.

Keşke Tom kadar yakışıklı olsam.

Çok yakışıklı değil ama tatlı çocuk.

Tom Mary'ye sınıfındaki en yakışıklı erkeğin kim olduğunu düşündüğünü sordu.

Tom'un sınıfındaki tüm kızlar onun yakışıklı olduğunu düşünüyor.

Yakışıklı olman umurumda bile değil.

Kendini yakışıklı düşünüyor musun?

Yakışıklı olduğumu düşünüyor musun?

Yakışıklı olduğumu hâlâ düşünüyor musun?

Bir zamanlar bir kral ve kraliçe ve de Sigurd adında çok güçlü ve aktif ve de yakışıklı oğulları varmış.

O iyi bir çocuk ve daha da iyisi, çok yakışıklı.

Yakışıklı olduğunu düşünüyor musun?

Tom çok yakışıklı değil.

Tom'un John kadar yakışıklı olduğunu sanmıyorum.

Bugün yakışıklı görünüyorsun.

O çok zeki ve ayrıca çok yakışıklı.

Tom oldukça yakışıklı ve o bunu biliyor.

Tom olacağını söylediğin kadar yakışıklı.

Tom şimdi daha da yakışıklı.

Tom yakışıklı değil.

Tom'un yakışıklı olduğunu gerçekten düşünüyor musun?

Tom son derece yakışıklı.

Tom'un çok yakışıklı olduğunu bana söylemedin.

O hem uzun hem de yakışıklı.

Also check out the following words: doğdu, sıcak, Sırbistan'ın, üçüncü, şehridir, soru, yepyeni, Çinceyi, yazamıyorum, işime.