Turkish example sentences with "yürümeye"

Learn how to use yürümeye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O uzun mesafe yürümeye alışkın.

Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.

Biz yürümeye başladık.

Yağmur yağmaya başladı, ama biz yürümeye devam ettik.

Tom yağmurda yürümeye aldırmaz.

Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

Sadece yürümeye devam edin.

Onlar yürümeye devam ettiler.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

O, bütün gün yürümeye devam etti.

Adamlar ileri doğru yürümeye başladılar.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.

İki saat boyunca yürümeye devam etti.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

Sfenks onun etrafında yürümeye başladı.

Yorgundu fakat yürümeye karar verdi.

Bir süre sonra yeniden yürümeye başladılar.

Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Her gün yürümeye alışkınım.

Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.

Yürümeye çalıştığımda, burada korkunç bir ağrı oluyor.

Tom yürümeye devam etti.

Yürümeye başlayan çocuk ağladı.

Sadece yürümeye başla.

Sadece yürümeye devam.

Onlar yürümeye devam etti.

Tom yürümeye başladı.

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.

Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.

Tom su üzerinde yürümeye çalıştı ama dibe battı.

Eğer erken yürümeye başlasaydı şimdiye kadar gelirdi.

Tom benzin bidonunu aldı ve arabasının arkasına doğru yürümeye başladı.

Her gün en azından beş kilometre yürümeye çalışıyorum.

Tom'a doğru yürümeye başladılar.

Bir süre yürümeye devam etti.

Yürümeye devam edeceğiz.

Tom kapıya doğru yürümeye başladı.

Tom ofisine doğru yürümeye başladı.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

Uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.

Tom uzun mesafeleri yürümeye alışkın.

Tom Mary'ye doğru yürümeye başladı.

Ayaklarım yoruluncaya kadar yürümeye devam ettim.

Onlara doğru yürümeye başladık.

Tom onlara doğru yürümeye başladı.

Onlar ona doğru yürümeye başladı.

Günde üç mil yürümeye çalışıyorum.

Dan yürümeye devam etti.

Tom geldiği yoldan geri yürümeye başladı.

Tom koridorda yürümeye başladı.

Tom odada yürümeye başladı.

Tom daha hızlı yürümeye başladı.

Yürümeye devam et.

Yürümeye başladılar.

Tom kıyı boyunca yürümeye devam etti.

Emeklemeden önce yürümeye çalışma.

O, bir süre yürümeye devam etti.

Yorgunluktan artık yürümeye hâli kalmamıştı.

Arabaya yürümeye devam ettim.

O, yağmurda şemsiyesiz yürümeye devam etti.

Binlerce göçmen Macaristan'daki Budapeşte'den Avusturya'ya yürümeye karar verdi.

Tom kalktı ve yürümeye başladı.

Oğlumuz şimdi yürümeye başladı.

Tom acı içinde olmasına rağmen yürümeye devam etti.

O, uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.

O iki saat yürümeye devam etti.

Tom sadece yürümeye devam etti.

Yürümeye devam edebilir misin?

Dahası, o yürümeye başladı.

Daha hızlı yürümeye başlaman gerekiyor.

O, şemsiyesini açmadan yağmurda yürümeye devam etti.

O caddede aşağıya doğru yürümeye korkuyorum.

Tom koridorda yürümeye devam etti.

Bir adam kırklı ve ellili yaşlarında hala yürümeye başlayan bir çocuktur.

Dümdüz yürümeye devam edin.

O ileri geri yürümeye devam etti.

Sonra o tekrar yürümeye başladı.

Akşam yemeğinden önce yürümeye özen gösteririm.

Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.

O iyileşir iyileşmez tekrar yürümeye başladı.

O yemek yemeyi bitirir bitirmez tekrar yürümeye başladı.

Ben sadece yürümeye devam ettim.

Tom yürümeye başladığında kaç yaşındaydı?

Sen yürümeye başladığında kaç yaşındaydın?

Yürümeye devam ettim.

Ben yürümeye başladım.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkınım.

Üç yıl önce bir bastonla yürümeye başladım.

Ben yürümeye devam ettim.

Grup yürümeye devam etti.

Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

Tom yürümeye başlıyor.

Tom ve ben yürümeye başladık.

Tom yürümeye devam etmemi söyledi.

Köpeğini boşta yürümeye bıraktı.

Sami sadece yürümeye devam etti.

Sami yürümeye devam etti.

Tom bana yürümeye devam etmemi söyledi.

Yağmur durar durmaz yürümeye çıkalım.

Ali daha ilkokulu bitirmeden kamışa su yürümeye başlamıştı.

Also check out the following words: yere, gitmeye, hevesli, Biraz, sakinleşmelisin, Sen, olmasaydın, hâlâ, hayatta, olacaktı.