Turkish example sentences with "vermedi"

Learn how to use vermedi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.

Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.

Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmem için bana izin vermedi.

O telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta gönderdim.

Tom Mary'nin yolunu bloke etti ve onun odasına girmesine izin vermedi.

Tom Mary'den ona eve erken gitmesi için izin vermesini rica etti fakat o izin vermedi.

Kölelik muhaliflerinin çoğu oy vermedi.

Birçok Cumhuriyetçiler kendi adayı için oy vermedi.

Tom bana ihtiyacım olan parayı vermedi.

Kuvvetli yağış dışarı çıkmama izin vermedi.

Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.

Hiçbir şey ona oğlunun büyüdüğünü görmekten daha büyük bir zevk vermedi.

Tom bütün sorulara cevap vermedi.

Tom polisi aramak istedi fakat Mary ona izin vermedi.

Savaş tesadüfen patlak vermedi.

Tom bana onunla konuşmak için bir fırsat vermedi.

Tom henüz karar vermedi.

Tom kesinlikle ona oy vermedi.

Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.

O, oğlunun gitmesine izin vermedi.

O, mektubuma cevap vermedi.

Tom Mary'nin sorusuna cevap vermedi.

Tom Mary'ye gerçek telefon numarasını vermedi.

Tom Mary'nin yağmurda dışarı çıkmasına izin vermedi.

Tom Mary'nin dışarıda oynamasına izin vermedi.

Tom Mary'nin girmesine izin vermedi.

Hiç kimse soruma cevap vermedi.

O, bana adını vermedi.

O benim soruma cevap vermedi.

Çabalarım hiç sonuç vermedi.

O bana düşünecek zaman vermedi.

Onun gururu onun parayı almasına izin vermedi.

O, mektubuma henüz cevap vermedi.

O, bana yiyecek bir şey vermedi.

Ebeveynleriniz size bir şey vermedi mi?

Onun ofisini aradım fakat kimse cevap vermedi.

O, onu sıkıca tuttu ve gitmesine asla izin vermedi.

Babası onun arkadaşları ile kasabaya gitmesine asla izin vermedi.

O, ona niçin ağladığını sordu fakat o cevap vermedi.

O, cevap vermedi.

O, bana çok tavsiye vermedi.

Hiç kimse telefona cevap vermedi.

Tom Mary'ye yardım etmeme izin vermedi.

Soruma cevap vermedi.

Gazeteler bu haberi vermedi.

Onun bebeğe dokunmasına izin vermedi.

Babam bana asla çok tavsiye vermedi.

Doktor dışarı çıkmama izin vermedi.

Babam onunla evlenmeme izin vermedi.

Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.

Sabıkalı rehinelerin gitmesine izin vermedi.

Annem mini etek giymeme izin vermedi.

Okumaya devam etti ve bana cevap vermedi.

Mektubu okumama izin vermedi.

Tom, Mary'nin e-posta mesajına cevap vermedi.

Patronum işten erken ayrılmama izin vermedi.

Nehirde yüzmeme izin vermedi.

Kapıyı çaldım fakat kimse cevap vermedi.

Öğretmen erken çıkmama izin vermedi.

Tom, Mary'nin diğer çocuklarla oynamasına izin vermedi.

O soruyla ilgili düşüncesini vermedi.

Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.

Babam Amerika'da eğitim yapmama izin vermedi.

Annesi onun motosiklet sürmesine izin vermedi.

O cevap vermedi.

Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.

Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi.

Tom sözlüğü sana vermedi mi?

Tom'un evini aradım ama kimse cevap vermedi.

Tom gülümsedi ama cevap vermedi.

Tom hemen cevap vermedi.

Tom, Mary'nin içeri girmesine izin vermedi.

Tom bana detayları vermedi.

Tom onu geri vermedi.

Tom önce cevap vermedi.

Tom çağrılarımıza cevap vermedi.

Tom bize bir şey vermedi.

Henüz kimse bir karar vermedi.

Öğretmen sınıfta Fransızca konuşmamıza izin vermedi.

En son ayın sekizinde ona bir mesaj attım. Sadece okudu cevap vermedi.

Tom bana cevap vermedi.

Tom, Mary'ye cevap vermedi.

Tom çağrılarıma cevap vermedi.

Kimse cevap vermedi.

Tom cevap vermedi.

Tom'un evinin bir anahtarını istedim ama o bana vermedi.

Tom cevap vermeme izin vermedi.

Tom bize hiçbir şey vermedi.

Babaları yalnız sinemaya gitmelerine izin vermedi.

Tom Mary'ye hiç mücevherat vermedi.

Bana gerçek ismini vermedi.

O bana gerçek ismini vermedi.

Öğretmen bize bir ev ödevi vermedi.

Tom çağrılarıma asla cevap vermedi.

Telefonu açıkça çalmasına rağmen, Tom onu masada bıraktı ve ona cevap vermedi.

Tom Mary'nin mektuplarından herhangi birine cevap vermedi.

Tom bana herhangi bir tavsiye vermedi.

Tom bana Noel için hiçbir şey vermedi.

Tom bana yiyecek bir şey vermedi.

Tom bana düşünecek zaman vermedi.

Tom bana istediğimi vermedi.

Also check out the following words: oynayarak, vaktini, zamanını, geçiriyor, otobüsle, hayvanat, gittiler, görebiliyor, Sessizim, banliyö.