Arada bir şemsiyesini trende bırakır.
Translate from Turkish to English

Trende on iki saat geçirdim.
Translate from Turkish to English

Onu bir zamanlar trende gördüm.
Translate from Turkish to English

Trende erkek kardeşim cebinden bir şey çaldırdı.
Translate from Turkish to English

Bir bilet olmadan trende seyahat etmemelisin.
Translate from Turkish to English

O, trende ayakta durmak zorundaydı.
Translate from Turkish to English

Dün trende cüzdanımı çaldırdım.
Translate from Turkish to English

Tom trende şemsiyesini bıraktı.
Translate from Turkish to English

Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.
Translate from Turkish to English

Tom trende uyudu.
Translate from Turkish to English

O, bir sonraki trende olabilir.
Translate from Turkish to English

Tom trende uyuyakaldı.
Translate from Turkish to English

Bir trende şans eseri onunla tanıştım.
Translate from Turkish to English

Şemsiyemi trende bıraktım.
Translate from Turkish to English

O, şemsiyesini trende bıraktı.
Translate from Turkish to English

Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
Translate from Turkish to English

Ben trende soyuldum.
Translate from Turkish to English

Trende sigara içmeye izin verilmez.
Translate from Turkish to English

Şemsiyemi neredeyse trende bırakıyordum.
Translate from Turkish to English

Onların hangi trende olacaklarını bilmiyorduk.
Translate from Turkish to English

Bu trende yer ayırtmak istiyorum.
Translate from Turkish to English

"Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum." "Ne sersem şeysin!"
Translate from Turkish to English

Trende cebimi soydurdum.
Translate from Turkish to English

Tenis raketimi trende bıraktım.
Translate from Turkish to English

Trende okumak için bir şey istiyorum.
Translate from Turkish to English

Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?
Translate from Turkish to English

Neredeyse şemsiyemi trende unutuyordum.
Translate from Turkish to English

Tom trende cüzdanını çaldırdı.
Translate from Turkish to English

Trende birisi ayağıma bastı.
Translate from Turkish to English

Şemsiyemi her zaman trende bırakıyorum.
Translate from Turkish to English

Trende eski bir arkadaşıma rastladım.
Translate from Turkish to English

Birçok yolcu son trende uyuyordu.
Translate from Turkish to English

O, trende.
Translate from Turkish to English

Şimdi trende misin?
Translate from Turkish to English

Kim trende?
Translate from Turkish to English

Tom trende yanında oturan kişiyle konuştu.
Translate from Turkish to English

Tom zaten trende.
Translate from Turkish to English

Bu sabah ilk trende olmalıydım ama uyuyakalmışım.
Translate from Turkish to English

Onunla trende karşılaştım.
Translate from Turkish to English

Kameram trende çalındı.
Translate from Turkish to English

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar.
Translate from Turkish to English

Bazı insanlar trende dergi okuyorlar.
Translate from Turkish to English

Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.
Translate from Turkish to English

Trende, kazada yaralanmış olan birkaç yolcu vardı.
Translate from Turkish to English

Trende okuyacak bir kitap istiyorum.
Translate from Turkish to English

İtalya'da trende sigara içilmez.
Translate from Turkish to English

Hiç trende miden bulandı mı?
Translate from Turkish to English

Trende görüşürüz.
Translate from Turkish to English

Tom trende kaldı.
Translate from Turkish to English

O, şemsiyesini trende unutmak eğilimindedir.
Translate from Turkish to English

"Kahretsin! Şemsiyemi trende unuttum." "Aptal!"
Translate from Turkish to English

Hattın sonuna kadar trende kalın.
Translate from Turkish to English

Tom çantasını trende bıraktı.
Translate from Turkish to English

Tom bir sonraki trende olabilir.
Translate from Turkish to English

Şemsiyemi hep trende bırakıyorum.
Translate from Turkish to English

Kalabalık bir trende dayanırken netbook kullanabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Tom gazete satın aldı ve trende okudu.
Translate from Turkish to English

Tom gazete satın aldı ve işe giderken trende okudu.
Translate from Turkish to English

Biri trende cüzdanımı çaldı.
Translate from Turkish to English

Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
Translate from Turkish to English

Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm.
Translate from Turkish to English

Bir zamanlar Tom'un ayağı trende yüksek topuklu giyen bir kadın tarafından ezildi.
Translate from Turkish to English

Onları trende bırakmış olabilirim.
Translate from Turkish to English

O trende ne olduğunu bilmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Londra'da polisler her zaman trende ya da metroda bir bomba bulma konusunda endişeli.
Translate from Turkish to English

Trende uyuyakalmışım.
Translate from Turkish to English

Tom şemsiyesini trende bıraktığını düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Biz trende konuşabiliriz.
Translate from Turkish to English

Trende Tom'a rastladım.
Translate from Turkish to English

Sen trende miydin?
Translate from Turkish to English

İlk defa bir trende kustum.
Translate from Turkish to English

Kalabalık trende boğulacağımı düşündüm.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary trende birbirlerinin yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Dün trende bir yabancı benimle İngilizce konuştu.
Translate from Turkish to English

Geçenlerde, trende çekici olgun bir kadın gördüm.
Translate from Turkish to English

O, trende her gün gördüğüm adam.
Translate from Turkish to English

Bu trende eşya vagonu yok.
Translate from Turkish to English

Trende okumak için bir kitap istiyorum.
Translate from Turkish to English

Trende şemsiyeni bırakmak senin dikkatsizliğindi.
Translate from Turkish to English

Evvelsi gün tesadüfen trende ona rastladım.
Translate from Turkish to English

Tesadüfen her ikimiz de aynı trende seyahat ediyorduk.
Translate from Turkish to English

Sandra trende bana koltuğunu önerdi.
Translate from Turkish to English

Sen trende uyudun.
Translate from Turkish to English

O sık sık trende şemsiyesini bırakır.
Translate from Turkish to English

Ben her zaman şemsiyemi trende bırakırım.
Translate from Turkish to English

O, trende yaşlı bir adama yer verdi.
Translate from Turkish to English

O, trende yaşlı bir adam için yer açtı.
Translate from Turkish to English

Onlar trende onun cüzdanını çaldılar.
Translate from Turkish to English

Onlar trende cüzdanını çaldılar.
Translate from Turkish to English

Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.
Translate from Turkish to English

Tom işe giderken trende gazete okur.
Translate from Turkish to English

O trende uyudu ve Almanya'da uyandı.
Translate from Turkish to English

Tom hangi trende geliyor?
Translate from Turkish to English

Trende seyahat ederken, ben pencereden başımı çıkardım ve benim kepim uçtu.
Translate from Turkish to English

Onu trende ilk başta tanımadım.
Translate from Turkish to English

Onun o kadar acelesi vardı ki şemsiyesini trende unuttu.
Translate from Turkish to English

Trende beşten az yolcu yoktu.
Translate from Turkish to English

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.
Translate from Turkish to English

Tom trende.
Translate from Turkish to English

Ben trende uyudum.
Translate from Turkish to English

Trende bilet satın alabilirsiniz.
Translate from Turkish to English