Turkish example sentences with "bilmiyor"

Learn how to use bilmiyor in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hiç kimse bilmiyor.

O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.

Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.

Bundan sonra ne olacağını hiç kimse bilmiyor.

Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.

O nasıl İngilizce mektup yazacağını bilmiyor.

Hiç kimse onun adını bilmiyor.

Henüz gerçeği bilmiyor.

Hiç kimse bir sonraki yarışta kimin kazanacağını bilmiyor.

O nasıl golf oynanacağını bilmiyor.

Bunu bilmiyor muydun?

O, İngilizce bir mektubu nasıl yazacağını bilmiyor.

Kimse ona ne olduğunu bilmiyor.

Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor.

O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?

Sen bir ampulu nasıl takacağını bilmiyor musun?

Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.

O, Japon olduğumu bilmiyor.

Peynirin sütten yapıldığını bilmiyor musunuz?

O, ya bulaşıkları yıkamayı bilmiyor ya da sadece tembel .

Seni niçin aradığımı Tom bilmiyor.

Tom kimin kim olduğunu bilmiyor.

Tom artık kime güvenebileceğini bilmiyor.

Tom nereden başlayacağını bilmiyor.

Tom nereye bakacağını bilmiyor.

Tom Mary'nin şimdi nerede olduğunu bilmiyor.

Tom onun ne zaman olduğunu bilmiyor.

Tom onun için mağazada ne olduğunu bilmiyor.

Tom ne olacağını bilmiyor.

Tom neyin yanlış gittiğini bilmiyor.

Tom ne bekleyeceğini bilmiyor.

Tom ilk olarak ne yapacağını bilmiyor.

Tom İngilizcede buna ne dendiğini bilmiyor.

Tom Mary'nin ne demek istediğini bilmiyor.

Tom Mary'nin ondan ne beklediğini bilmiyor.

Tom benim ne yapacağımı bilmiyor.

Tom onun ne hakkında konuştuğunu bilmiyor.

Tom onun ne yapacağını bilmiyor.

Tom onun ne yapması gerektiğini bilmiyor.

Tom onun Mary'yi çok kızdırmak için ne yaptığını bilmiyor.

Tom başka ne yapacağını bilmiyor.

Tom onun nerede doğduğunu bilmiyor.

Tom onun yarısını bilmiyor.

Tom balıkçılık ile ilgili ilk şeyi bilmiyor.

Tom detayları bilmiyor.

Tom çömlekçilik hakkında çok şey bilmiyor.

Tom müzik hakkında çok şey bilmiyor.

Tom komşuları hakkında çok şey bilmiyor

Tom, Mary'yi çok iyi bilmiyor.

Tom Mary'nin onu sevip sevmediğini bilmiyor.

Tom Mary'nin ölü mü ya da diri mi olduğunu bilmiyor.

Tom onun gelip gelmeyeceğini bilmiyor.

Tom burada olduğumu bilmiyor.

Tom İngilizcede söylemek istediğini nasıl söylediğini bilmiyor.

Tom ipucunu nasıl alacağını bilmiyor.

Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor.

Tom nasıl hareketsiz oturacağını bilmiyor.

Tom nasıl eğleneceğini bilmiyor.

Tom duygularını nasıl ifade edeceğini bilmiyor.

Tom onu nasıl açıklayacağını bilmiyor.

Tom nasıl dans edeceğini bilmiyor.

Tom nasıl sessiz olacağını bilmiyor.

Tom onun nasıl olduğunu bilmiyor.

Tom kendi gücünü bilmiyor.

Tom onun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyor.

Tom durum hakkında herhangi bir şey bilmiyor.

Tom, Mary ve John'un niçin dövüştüklerini bilmiyor.

Tom yelkencilik hakkında çok şey bilmiyor, değil mi?

Tom silahlar hakkında çok şey bilmiyor.

Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.

Tom Boston hakkında bir şey bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'u ne zaman ziyaret edeceğini bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman hareket edeceğini bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman geri döndüğünü bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman geldiğini bilmiyor.

Tom Mary'nin Boston'a gitme nedenini bilmiyor.

Tom Mary'nin ne zaman Boston'a gitmeyi planladığını bilmiyor.

Tom Fransızcada söylemek istediğini nasıl söyleyeceğini bilmiyor.

Tom beş dil konuşuyor ama onların hiçbirinde nasıl nazik olunacağını bilmiyor.

O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.

Hiç kimse cevabı bilmiyor.

Tom, bir keçiyi nasıl sağacağını bilmiyor.

Tom sadece ne yapacağını bilmiyor.

Tom ne zaman gideceğini henüz tam olarak bilmiyor.

Tom Mary'nin onu niçin aradığını bilmiyor.

Tom onun niçin olduğunu bilmiyor.

Tom Mary'ye neyin uyduğunu bilmiyor.

Tom yatırım hakkında bir şey bilmiyor.

Tom balıkçılık hakkında bir şey bilmiyor.

Tom aşçılık hakkında bir şey bilmiyor.

Tom ne hakkında konuştuğunu bile bilmiyor.

Tom varlığımı bile bilmiyor.

Tom klasik müzik hakkında bir şey bilmiyor.

Sorun Tom'un nasıl Fransızca konuşacağını bilmiyor olmasıdır.

Yardımımı niçin reddettiğini kimse bilmiyor.

O, gerçek benliğini bilmiyor gibi görünüyor.

Bu sorunu kim bilmiyor?!

John sonraki adımda ne yapacağını bilmiyor.

Mary ona ne söyleyeceğini bilmiyor.

Also check out the following words: sunucu, bilerek, yaptın, kasten, Biwa, gölünden, aşırı, gri, saçı, Amerikalı.