Turkish example sentences with "teklifi"

Learn how to use teklifi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.

O, yirmi yaşına kadar beş kez evlenme teklifi aldı.

Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.

Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

Amerikalılar teklifi reddetti.

Tom şu ana kadar birden fazla iş teklifi aldı.

Tom teklifi kabul etti.

Öyle bir teklifi düşünmeye tenezzül etmedi.

Tom onların iş teklifi kabul etti.

Ben teklifi reddettim.

Clay teklifi kabul etti.

Onlar teklifi benimsediler.

Tom teklifi geri çevirdi.

İş teklifi hâlâ duruyor.

İyi bir iş teklifi aldım.

Carranza teklifi reddetti.

Van Buren teklifi reddetti.

Onun teklifi kabul edilebilir değildi.

O, her teklifi geri çevirdi.

O, teklifi kabul etmenin akıllıca olacağını düşündü.

Onun teklifi hakkında ne düşünüyorsun?

Teklifi kabul etmekten başka seçeneğim yoktu.

O, teklifi reddetmemesi için onu ikna etmeye çalıştı.

Teklifi destekliyorum.

Teklifi kabul etmedi.

Onların hepsi teklifi kabul etti.

Sonunda teklifi onayladılar.

Tom sonunda Mary'ye evlenme teklifi etmeye karar verdi.

Teklifi reddedecek cesareti vardı.

Onun teklifi hakkında konuşmaya değmez.

Çoğunluk teklifi kabul etmedi.

Teklifi kabul etmesine şaşırdım.

Teklifi reddedecek kadar yeterli bilgeliğe sahipti.

Tam olarak düşündükten sonra teklifi kabul ettim.

Ben teklifi kabul ettim.

Teklifi geri çevirdim.

Kimse beni istemediğim bir şeye mecbur edemez, tamam mı? Eğer evleneceksem bana adam gibi evlilik teklifi yapılır, o zaman düşünürüm! Öyle sepet gibi atıp tutamaz kimse!

Emily teklifi kabul etti.

Emily teklifi reddetti.

Tom şu anki görevinde durgun ve takdir edilmemiş hissettiğinden dolayı yeni iş teklifi hakkında heyecanlıydı fakat patronuna ayrılmayı düşündüğünü söylediğinde patronu ona eğer kalırsa bir terfi ve zammın yakında olduğunu söyledi bu yüzden Tom'u ne yapacağı konusunda ikilem içinde bıraktı.

Böyle saçma bir teklifi kabul etmeyi reddetti.

Bir iş teklifi aldım.

Hiç kimse teklifi kabul etmedi.

Tom, böylesine iyi bir teklifi reddedemezdi.

Teklifi reddetti, ben de aynı şekilde.

Erkek kardeşim, Boston'da bir iş teklifi aldı.

Bana evlenme teklifi edecek kadar ileri gitti.

Daha teklifi kabul etmedim.

Teklifi kabul etti.

Bu sınırlı bir süre teklifi.

Tom birkaç iş teklifi aldı.

Şirketinizin teklifi kazandığını duydunuz mu?

Tom teklifi kabul etmedi.

Onun teklifi çok önemli değil.

Tom teklifi nezaketle kabul etti.

Onlar teklifi kabul etti.

Tom kolayca teklifi kabul etti.

Tom teklifi seve seve kabul etti.

Yönetim kurulu teklifi önümüzdeki salı günü tartışacak.

Tom teklifi reddetti.

Tom bu teklifi geri çevirdi.

Çok düşündükten sonra teklifi kabul etmemeye karar verdim.

Tom'un teklifi düşünmeye değer.

Ne yazık ki, teklifi reddetmeliyim.

Teklifi kendi başıma onaylayamam.

Başka bir iş teklifi aldım.

Tom'un düşünmemizi istediği bir teklifi var.

Kimse böyle bir teklifi reddetmez.

Tom o teklifi geri çevirdi.

Ben onun teklifi kabul etmeyeceğini düşünüyorum.

Ben onun teklifi kabul etmeyeceği kanaatindeyim.

Ben bir iş teklifi beklemiyordum.

Sadece eğlence için, ben teklifi kabul ettim.

Onlar karşı teklifi kabul etmediler.

Teklifi kabul etmeye isteksizdim ama şansım yok gibi görünüyordu.

Kim böyle cömert bir teklifi reddederdi?

Biz teklifi reddettik.

Tom Boston'dan bir iş teklifi aldı.

Teklifi geri çektim.

Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.

Tom teklifi geri çevirmek zorunda kaldı.

Teklifi kabul etmenin akıllıca olduğunu düşünüyordu.

Teklifi reddettim.

Tom'un teklifi reddedildi.

Teklifi mi kabul ediyor musun?

Teklifi kabul etmiyorum! O kadar!

Sami'nin Leyla'ya bir teklifi vardı.

Sami'nin Leyla için bir teklifi vardı.

İş teklifi aldım.

Bana iş teklifi geldi.

Tom'a teklifi kabul etmesini tavsiye ettim.

Tom'a teklifi kabul etmesini öğütledim.

Hiç evlilik teklifi aldın mı?

Tom'a birkaç iş teklifi geldi zaten.

Tom henüz iş teklifi almadı.

Komisyon teklifi kabul etti.

Tom teklifi dikkatle düşündü.

Ali'ye Çizme'den transfer teklifi geldi.

Boston'dan bir iş teklifi aldım.

Tom başka bir iş teklifi aldı.

Tom iyi bir iş teklifi aldı.

Also check out the following words: Bu, gemi, okyanus, yolculuğu, için, uygun, değil, Hemen, yolculuğa, hazırlan.