Turkish example sentences with "sözünü"

Learn how to use sözünü in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O ailesinin sözünü dinler.

O ebeveynlerinin sözünü dinler.

O, anne babasının sözünü dinler.

Tom çoğu zaman sözünü tutmayı başaramaz.

Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.

Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.

Sana sözünü hatırlatmam gerekiyor.

Tom sözünü tutmayacak son insandır.

O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.

O ona sözünü tutmasını tavsiye etti.

Tom Mary'nin sözünü tutacağına güvenebiliyordu.

Tom kesinlikle sözünü tutmalıydı.

Tom her zaman sözünü tutar.

Alice konuşuyorken John sözünü kesti.

Tom sözünü tutmadı.

O asla sözünü tutmaz.

O, her zaman sözünü tutar.

Sözünü tutmalısın.

Roosevelt sözünü tuttu.

Eisenhower sözünü tuttu.

O nadiren sözünü tutmaz.

Ona sözünü tutmasını söyledim.

O, sözünü tutamadı.

Tom sözünü tutamadı.

O, sözünü yerine getirmedi.

O, sözünü unutmaya eğilimlidir.

Sözünü tutmanı istiyorum.

O, sözünü tutar.

Sözünü tutması konusunda ona güvenebilirsin.

Onun, sözünü tutacağına inandım.

O, babamla konuşurken, o onun sözünü kesti.

O sözünü tutmadı.

Sözünü bozman sorumsuzca bir hareketti.

Bir insan sözünü tutmalı.

O her zaman sözünü tutar.

O, ailesinin sözünü dinler.

Sözünü tuttuğunu biliyorum.

Her zaman sözünü tutmalısın.

Oraya gitme sözünü unuttu.

Ona sözünü tutmasını tavsiye ettim.

Sözünü tutacaksın, değil mi?

Sözünü tutacağına yemin etmelisin.

Onun sözünü tutacağına inancım tam.

Onun sözünü tutacağından eminim.

Sözünü tutman çok önemli.

Onun için sözünü tutmak kolay değildi.

O konuşurken onun sözünü kesti.

Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.

Onun sözünü tutması kolay değildi.

Sözünü tutmadığı için kızgınım.

Bana yazma sözünü tutmadı.

Onun sözünü tutup tutmayacağı şüphelidir.

Birçok politikacı sözünü tutamaz.

Sana sözünü hatırlatmalıyım.

Tom'un sözünü kesme.

O, sözünü tuttu.

Sözünü tutmadı.

Beth'in, insanlar konuşurken onların sözünü kesme gibi güçlü alışkanlığı var.

Sözünü tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Üzgünüm, amacım sözünü kesmek değildi.

Sözünü kesiyor muyum?

O sözünü bozdu mu?

Öğretmen sözünü tutmadı.

Sözünü tutmadın.

Sözünü kesmekten nefret ediyorum fakat bir şey söylemeliyim.

Sırrımı gizlemedin ve sözünü tutmadın.

Senin sözünü tutmadığını gördüm.

Tom'un sözünü tutmayacağını biliyordum.

Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

Mary bitiremeden Tom onun sözünü kesti.

Tom sözünü tutmazsa pişman olur.

Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"

O, sözünü tutmadı.

Tom nadiren sözünü tutmaz.

Tom neredeyse hiç sözünü tutmaz.

Benim mutlu olacağıma söz vermişsin ama sen bu sözünü bile tutamadın.

Tom sözünü tuttu.

Tom sık sık sözünü tutmaz.

Ben demedim mi sözünü tutmayacaksın diye.

Bana sözünü tutmadın, değil mi?

Sana sözünü hatırlatmak zorundayım.

Sözünü tutmaman iyi değil.

Herkes sözünü tutsaydı bu durumda olmazdık, değil mi?

Sözünü kestiğim için üzgünüm.

Konuşan birinin sözünü kesmek kabalıktır.

O sözünü tuttu.

Tut sözünü.

Bildiğim kadarıyla o, sözünü tutan birisidir.

Başkası konuşuyorken sözünü kesme.

O bu günlerde anne babasının sözünü dinlemiyor.

Sana sözünü hatırlatabilir miyim?

Tom Mary'nin sözünü kesti.

O sözünü geri al!

Şarkı sözünü bilmiyoruz.

Tom daha fazla söyleyebilirdi ama Mary onun sözünü kesti.

Başardıkları her şey için onu ve Vali Palin'i tebrik ediyorum ve önümüzdeki aylarda bu milletin sözünü yenilemek için onlarla çalışmaya can atıyorum.

Sözünü kesiyor gibi görünüyorum.

Tom sözünü tutmadı mı?

Sen hiç "yalan söyleme hırsızlığa götürür" sözünü duydun mu?

Şimdi sözünü tutmuyorsun, değil mi?

Asla bir kadının sözünü kesme.

Also check out the following words: Fransa'nın, Britney, Spears, Android, robot, türüdür, Madonna, şarkı, söyleyebilir, hakkında.