Turkish example sentences with "reddetti"

Learn how to use reddetti in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O davetimizi reddetti.

Onlar davetimizi reddetti.

Onun teklifini reddetti.

Müşteri ona gösterdiğim her şeyi reddetti.

Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.

Patronum yeni proje için olan bütçeyi reddetti.

Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.

Roosevelt yenilgi fikrini kabul etmeyi reddetti.

Jefferson bu fikri reddetti.

Benimle gitmeyi reddetti.

Patronum zam isteğimi reddetti.

Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.

Benim için sürpriz oldu, o benim teklifimi reddetti.

Uzmanlardan tavsiye istemeyi reddetti.

O benim önerimi reddetti.

Onun önerisini reddetti.

Tom Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.

Cumhuriyetçi liderler suçlamayı reddetti.

Bazı Hint liderler görüşmeyi reddetti.

Konfederasyon liderleri yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.

Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.

Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.

Tom, Mary'ye bir sürü soru sordu, ama o bazılarına cevap vermeyi reddetti.

Tom gelecek hakkında endişelenmeyi reddetti.

Tom yerleşmeyi reddetti.

Tom haraç vermeyi reddetti.

Tom vazgeçmeyi reddetti.

Onlar dövüşmeyi reddetti.

Bankalar Japon-Amerikalılara borç para vermeyi reddetti.

Amerikalılar teklifi reddetti.

Onlar orduya katılmayı reddetti.

Tom faturasını ödemeyi reddetti.

Tom Mary'yi affetmeyi reddetti.

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.

Tom adını imzalamayı reddetti.

Tom oğlunun hâlâ canlı olduğu ihtimalini göz ardı etmeyi reddetti.

Tom benim teklifimi düşünmeyi bile reddetti.

Tom söylentiyi reddetti.

Tom suçlamayı reddetti.

Tom yapmakla suçlandığı şeyi yaptığını reddetti.

Tom bir şey olduğunu reddetti.

Tom sorunla ilgili yorum yapmayı reddetti.

O benim davetimi reddetti.

Ben fikirlerimi anlattım fakat o düşünmeden reddetti.

Roy, dün onu ziyaret ettiğini reddetti.

Önerimizi reddetti.

Tom, Mary'nin davetini reddetti.

Tom bizim iş teklifini reddetti.

Tom Mary'nin partisine daveti reddetti.

Tom onu yaptığını reddetti.

Tom bu konuda hiçbir şey bildiğini reddetti.

Tom, Mary'nin ricasını reddetti.

O onu reddetti.

O bunu reddetti.

O bizim teklifimizi reddetti.

O, önerimi reddetti.

Kongre eylemi reddetti.

O, suçlamayı reddetti.

Onun yardım talebini reddetti.

Custer dinlemeyi reddetti.

O, tokalaşmayı reddetti.

Saddam talebi reddetti.

O, daveti reddetti.

Carranza teklifi reddetti.

Tom, Mary ile konuşmayı reddetti.

O, onların davetini reddetti.

O, rüşvet almayı reddetti.

Anderson, talebi reddetti.

Rusya her iki talebi de reddetti.

Van Buren teklifi reddetti.

O, bana yazdığını reddetti.

O, içeri girmemi açıkça reddetti.

O, postayı kabul etmeyi reddetti.

Grant yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.

O, parayı kabul etmeyi reddetti.

O iyi bir neden olmadan teklifimi reddetti.

O onun evine gelmesini rica etti fakat o reddetti.

O, ona bazı sorular sordu fakat o cevaplamayı reddetti.

Ben şikâyet ettim fakat onlar bu kazağı geri almayı reddetti.

Halk anayasayı reddetti.

Kongre talebi reddetti.

Pemberton talebi reddetti.

O, sadaka almayı reddetti.

O, parayı almayı reddetti.

O, bir röportaj yapmayı reddetti.

Maden sahipleri görüşmeyi reddetti.

Ona yardım etme önerimi reddetti.

Tom Mary'nin yardım teklifini reddetti.

Ne yazık ki o gelmeyi reddetti.

Çok kampanya yapmayı reddetti.

Ondan daha fazla bahsetmeyi reddetti.

Profesör fikirlerini reddetti.

Bill Clinton suçlamayı reddetti.

Hızlı kararlar vermeyi reddetti.

Önerisini kabul etmeyi reddetti.

Onların istediklerini yapmayı reddetti.

Başkan öneriyi reddetti.

Komutan müzakere etmeyi reddetti.

William McKinley seyahat etmeyi reddetti.

Gitmesi emredildi fakat reddetti.

Also check out the following words: Çantam, anahtarınız, Dur, çizdi, Gitmelisin, boylu, METRO'da, Karnım, ölür, Sakin.