Turkish example sentences with "oyuncak"

Learn how to use oyuncak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O bir oyuncak bebek.
Translate from Turkish to English

Oyuncak dükkânı kapandı.
Translate from Turkish to English

O fabrika oyuncak üretir.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
Translate from Turkish to English

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
Translate from Turkish to English

O oyuncak tahtadan yapılmış.
Translate from Turkish to English

Babam benim arkadaşım çünkü bana bir sürü oyuncak veriyor.
Translate from Turkish to English

Bu bir oyuncak değil!
Translate from Turkish to English

Annesinden ona yeni bir oyuncak almasını istedi.
Translate from Turkish to English

Mary oyuncak bebeklerle oynardı.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.
Translate from Turkish to English

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
Translate from Turkish to English

Ann'e oyuncak bir bebek yaptım.
Translate from Turkish to English

Bu bir oyuncak bebek.
Translate from Turkish to English

Ona bir oyuncak verin.
Translate from Turkish to English

Ona bir oyuncak aldım.
Translate from Turkish to English

Ona bir oyuncak bebek gönderdim.
Translate from Turkish to English

O bir oyuncak bebek yapıyor mu?
Translate from Turkish to English

Bu bir Japon oyuncak bebeği.
Translate from Turkish to English

O, çocuğa bir oyuncak verdi.
Translate from Turkish to English

O, benim için oyuncak bebek yaptı.
Translate from Turkish to English

O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
Translate from Turkish to English

Kutuda oyuncak bir bebek var.
Translate from Turkish to English

Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
Translate from Turkish to English

O, bir oyuncak bebekle oynuyor.
Translate from Turkish to English

Çocuk oyuncak için ağladı.
Translate from Turkish to English

O, bütün oyuncak bebeklerini başkalarına verdi.
Translate from Turkish to English

O oyuncak bebeği nerede buldun?
Translate from Turkish to English

Ona bir oyuncak bebek verdi.
Translate from Turkish to English

O, onun bir oyuncak bebek yapışını izledi.
Translate from Turkish to English

Bu oyuncak araba akü ile çalışır.
Translate from Turkish to English

O, çocuğu için bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.
Translate from Turkish to English

Ertesi gün, Sophie oyuncak bebeğini taradı ve giydirdi çünkü arkadaşları geliyorlardı.
Translate from Turkish to English

O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
Translate from Turkish to English

Ona oyuncak bir kedi aldım fakat o bundan mutlu olmadı.
Translate from Turkish to English

O, bana bir oyuncak verdi.
Translate from Turkish to English

O, bana küçük bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Çocuğumuza kaliteli bir oyuncak alalım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye pahalı bir oyuncak verdi.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.
Translate from Turkish to English

Oyuncak bebeği yatağına yatıracak.
Translate from Turkish to English

Çocuğu için güzel bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Bebek bu oyuncak bebekten daha büyük değildir.
Translate from Turkish to English

Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.
Translate from Turkish to English

Farklı ülkelerden oyuncak bebekler toplarım.
Translate from Turkish to English

Oyuncak bölümü beşinci katta.
Translate from Turkish to English

Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Çocuk bir oyuncak istiyor.
Translate from Turkish to English

Çocuğa bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Mary oyuncak bebeğine sarıldı.
Translate from Turkish to English

O, çocuk için bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Çocuk için bir oyuncak satın aldı.
Translate from Turkish to English

Çocuk için bir oyuncak aldı.
Translate from Turkish to English

Onlar bu fabrikada oyuncak yaparlar.
Translate from Turkish to English

Tom neredeyse her gece oyuncak ayısına sarılarak uyuyakalır.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman oyuncak ayısına sarılarak uyur.
Translate from Turkish to English

Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.
Translate from Turkish to English

O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
Translate from Turkish to English

O bir oyuncak için ağlıyordu.
Translate from Turkish to English

Küçük kızlar genellikle oyuncak bebeklere bayılır.
Translate from Turkish to English

Anna için oyuncak bebek yapıyorum.
Translate from Turkish to English

Çocuk oyuncak araba için ağladı.
Translate from Turkish to English

Kaç tane oyuncak bebeğin var?
Translate from Turkish to English

Ona bir oyuncak bebek aldım.
Translate from Turkish to English

Hayır, kaç tane oyuncak değil, kaç tane anahtar?
Translate from Turkish to English

Oyuncak tahtadandır.
Translate from Turkish to English

Annem bana bir oyuncak alıyor.
Translate from Turkish to English

Mary oyuncak bebeğini mikrodalgaya koydu.
Translate from Turkish to English

Tom oyuncak traktörü ile oynadı.
Translate from Turkish to English

Bu sadece bir oyuncak.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir oyuncak bebek verdi.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşime bir oyuncak bebek verdim.
Translate from Turkish to English

Burada bir sürü oyuncak var.
Translate from Turkish to English

Tom Noel'de, oyuncak bir çekiç ve bir alet kutusu aldı.
Translate from Turkish to English

Bu oyuncak erkekler için.
Translate from Turkish to English

Oyuncak bebeklerin çok hoş.
Translate from Turkish to English

O sadece bir oyuncak.
Translate from Turkish to English

Tom'un evi oyuncak dolu.
Translate from Turkish to English

Bunu oyuncak kutuna koy.
Translate from Turkish to English

Hayvanlar oyuncak değildir!
Translate from Turkish to English

Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.
Translate from Turkish to English

Çocuğun oynadığı oyuncak bozuk.
Translate from Turkish to English

Tom bir dolma aslan kazandı ve ben oyuncak bir ayı kazandım.
Translate from Turkish to English

Kay oyuncak bebeği alana kadar ağlamayı kesmedi.
Translate from Turkish to English

Mary bir oyuncak bebek.
Translate from Turkish to English

Birkaç oyuncak satın al.
Translate from Turkish to English

Birkaç oyuncak satın alın.
Translate from Turkish to English

Fabrika oyuncak üretiyor.
Translate from Turkish to English

Hangi oyuncak büyük?
Translate from Turkish to English

Tom oyuncak kamyonuyla oynuyor.
Translate from Turkish to English

Mary küçükken oyuncak düdük çalardı.
Translate from Turkish to English

Tom oyuncak arabalarıyla oynamayı seviyor.
Translate from Turkish to English

Hangisi daha ürpetici, konuşan bir oyuncak ayı mı yoksa konuşan bir oyuncak bebek mi?
Translate from Turkish to English

Hangisi daha ürpetici, konuşan bir oyuncak ayı mı yoksa konuşan bir oyuncak bebek mi?
Translate from Turkish to English

Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
Translate from Turkish to English

En sevdiğin dolgulu oyuncak hayvan nedir?
Translate from Turkish to English

O, Çin'de oyuncak üretiyor.
Translate from Turkish to English

Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynar.
Translate from Turkish to English

O Tom, benim oyuncak ayım.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Tek, başıma, yürüdüm, Kapıyı, kapatın, Erken, Ortaçağ, cam, üretimi, Roma.