Turkish example sentences with "oradaki"

Learn how to use oradaki in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Biz oradaki masada oturabilir miyiz?

Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı.

O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır.

O, oradaki kuleyi işaret etti.

Oradaki o ev Tom'un yaşadığı yerdir.

Oradaki nedir?

Oradaki sıcak mı?

Gerçekten oradaki mağazalardan hoşlanmıyorum.

Oradaki hiç kimse onu iyi tanımıyordu.

Oradaki kıza bak.

Oradaki buluta bak.

Oradaki Fuji Dağı'nı görebiliriz.

Oradaki şu boş kutulara bak.

Oradaki koalaya bak.

Oradaki polis kulübesinde sorun.

Oradaki durum kritikti.

Oradaki spor otomobile bak.

Oradaki çocuk onun erkek kardeşidir.

Oradaki insanlar tarafından sıcak karşılandı.

Oradaki çocuk sana selam veriyor.

Oradaki mağazaları gerçekten sevmiyorum.

Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.

Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.

Oradaki büyük binaya bak.

Oradaki mücadele birkaç gün sürdü.

Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.

Oradaki binlerce insan tutuklandı.

Oradaki soyunma kabini boş.

Oradaki kafeteryada sana bir fincan kahve ısmarlayayım.

Oradaki kafeteryada bir fincan kahve içmeye gidelim.

Onlar sadece oradaki dükkâna gidiyorlar.

Oradaki büyük beyaz binayı görebiliyor musun?

Oradaki insanlar itfaiye arabasına yol açtı.

Oradaki masada oturup oturamayacağımızı merak ediyorum.

Sanırım oradaki Tom.

Tom şimdi oradaki tek kişidir.

Oradaki adam bana kim olduğumu sordu.

Oradaki yetişkinlerin çoğu çocuklarıyla birlikte yüzüyorlardı.

Oradaki yazarın ne demek istediğini anlamıyorum.

Şimdi oradaki kim?

Seninle birlikte oradaki kim?

Oradaki kim?

Postane oradaki mağazanın sadece karşısında.

Oradaki kız sana bakıyor.

Oradaki adam sana bakıyor.

"Oradaki kim?" "Bir arkadaş!"

Oradaki şu adam bizim yeni öğretmenimiz olabilir.

Oradaki tek adam bendim.

Oradaki kızın kim olduğunu biliyor musun?

Genç adam, oradaki, bizim öğretmenimizdir.

Oradaki benim (erkek) kardeşim.

Oradaki arkadaşlarımı özlüyorum?

Oradaki, söylendiğine göre köyün en zengin adamı olan Bay James'dir.

Tüm aile oradaki küçük kirli bir apartmanda oturuyor.

Oradaki senin kızın mı?

Oradaki senin oğlun mu?

Oradaki adam kim?

Oradaki şu müşteri biz açtığımızdan beri burada.

Bu gömleği oradaki mağazada satın aldım.

Oradaki son kişiler olmak istemiyoruz.

Oradaki ağaçta bir şey var.

Oradaki şu adam ya Tom ya da ona çok benzeyen biri.

Oradaki şu kız benim kız kardeşim.

Oradaki ev bana aittir.

Tom'un şapkası ve ceketi oradaki sandalyenin üstünde.

Oradaki insanlar çok samimi.

Oradaki insanlar çok aptal değil.

Oradaki o araba benim.

Tom oradaki masada oturuyor.

Oradaki şu adam kim?

Oradaki o sözcük. O ne anlama geliyor?

Oradaki şu çocuk yaklaşık seninle aynı yaşta görünüyor.

Oradaki o nedir?

Oradaki onu görebiliyor musun?

Oradaki masada oturacağım.

Oradaki o adamla konuşma.

Tom oradaki uzun beyaz sakallı şu adam.

Tom oradaki tek kişi.

Oradaki hastane büyük değil.

Oradaki işareti aşmıyor musun?

Onunla her ne zaman her nereye gitsem, oradaki insanlar onun kız kardeşim olduğunu düşündü. Hatta bazıları onun kızım olduğunu düşündü.

Oradaki herkesi tanıyordum.

Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.

Oradaki kadına bak.

Bu araba oradaki ile eşit derecede sürebilir.

Merhaba oradaki!

Oradaki şu adam Tom'a benziyor.

Tom oradaki tek kişi olmayacak.

Beni oradaki arkadaşınla tanıştır.

Ben de oradaki bir mor çantayı sevdim.

Oradaki uzun saçlı kıza bak.

Oradaki polis karakoluna sor.

Oradaki kız çok şişman.

Oradaki sevimli kızı görüyor musun?

Oradaki hoş adamı görüyor musun?

Oradaki şu kızları oldukça iyi tanıyorum.

Oradaki o köşeden dönün.

Oradaki şu adam Pedro'dur.

Oradaki şu insanlar Fransızca konuşuyorlar.

Oradaki Tom muydu?

Oradaki kızı tanıyor musun?

Also check out the following words: yazmak, isterdim, yapmam, gereken, şeyler, Geç, kaldığım, üzgünüm, Açıkça, konuşmak.