Turkish example sentences with "konuşur"

Learn how to use konuşur in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yeni Zelanda'da, halk İngilizce konuşur.

Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.

Herkes bir dil konuşur.

Nişanlısıyla sık sık konuşur.

Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.

Avustralya'da biri İngilizce konuşur.

Para konuşur.

O,İngilizceyi istikrarlı bir Alman aksanıyla konuşur.

Almanca konuşur musun?

Arapça konuşur musun?

İnsanların yüzde kaçı üç dil konuşur?

Annem yavaş konuşur.

Tom, Bill'den daha yavaş konuşur.

O, İngilizce konuşur mu?

O, sadece İngilizce ve Almanca konuşur, onlardan hiçbirini anlamam.

O, İngilizce ve Fransızca konuşur.

İbranice konuşur musun?

Tom her zaman öyle kısık sesle konuşur ki ne söylediğini ben zar zor anlayabiliyorum.

Birçok yabancı iyi Japonca konuşur.

Dedem tek başına kaldığında bazen kendi kendine konuşur.

Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.

O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.

O, İngilizceyi benim kadar iyi konuşur.

Daha az konuşur ve daha fazla dinlersen bir şey öğrenebilirsin.

Amerika Birleşik Devletleri halkı İngilizce konuşur.

Jane dobra dobra konuşur.

Jane açıkça konuşur.

Kedilerinle konuşur musun?

Köpeğinle konuşur musun?

Bitkilerinle konuşur musun?

Parası olan konuşur.

Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.

Tom Bill'den daha yavaş konuşur.

Tom İspanyolca konuşur, ve Betty de İspanyolca konuşur.

Tom İspanyolca konuşur, ve Betty de İspanyolca konuşur.

Tom iki yabancı dil konuşur.

Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşur değil mi?

Tom Fransızcayı benden daha iyi konuşur.

Tom Fransızcayı sınıftaki diğer öğrencilerin herhangi birinden daha iyi konuşur.

Tom Fransızcayı iyi konuşur.

Tom Fransızcayı başka herhangi birinden daha iyi konuşur.

Tom aynı zamanda biraz Fransızcada konuşur.

Tom nadiren Mary ile konuşur.

Türkçe konuşur musunuz?

Tom yaşlı bir adam gibi konuşur.

Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.

Tom gerçekten çok konuşur.

Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.

O çok konuşur.

Tom kesinlikle çok konuşur.

Tom kesinlikle güzel konuşur.

Yalnızken, büyükbabam bazen kendi kendine konuşur.

Büyükannem yavaş konuşur.

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

Oyunda sadece bir piyon olan kişi çoğunlukla şirkette büyük konuşur.

Yumi çok iyi İngilizce konuşur.

Michael sadece İngilizce değil Japonca da konuşur.

Michael İngilizcenin yanı sıra Japonca da konuşur.

Michael hem İngilizce hem de Japonca konuşur.

Herkes her zaman Tony hakkında iyi konuşur.

Kenji, İngilizceyi iyi konuşur.

Bob onu kızdırmadan Maria ile nadiren konuşur.

Tony İngilizceyi senin kadar iyi konuşur.

Kate İngilizceyi çok hızlı konuşur.

Tony İngilizceyi iyi konuşur.

Yoko İngilizce konuşur, değil mi.

Jack İngilizce konuşur.

Mike iyi Japonca konuşur.

Lisa, sadece İngilizce değil, aynı zamanda Fransızca da konuşur.

Ken, sadece İngilizce değil aynı zamanda Fransızca da konuşur.

John büyük konuşur.

Meg çok fazla konuşur.

O Fransızca konuşur.

O çok hızlı konuşur.

O İngilizce konuşur.

Meg çok konuşur.

Tom şüphesiz büyük konuşur.

O, çok konuşur.

Fransızca konuşur musun?

O, iyi İngilizce konuşur.

O, ingilizce konuşur mu?

O, iyi İspanyolca konuşur.

O Japoncayı iyi konuşur.

Annem yavaş yavaş konuşur.

O biraz Arapça konuşur.

Mike Japoncayı iyi konuşur.

Tom sık sık Mary ile konuşur.

Tom çok hızlı konuşur.

O, biraz İngilizce konuşur.

O nispeten hızlı konuşur.

Mariko İngilizceyi güzel konuşur.

Tom sık sık köpeğiyle konuşur.

Tom akıcı şekilde Fransızca konuşur.

Erkek kardeşim çok hızlı konuşur.

O, İngilizceyi çok iyi konuşur.

O, Rusçayı mükemmel şekilde konuşur.

O, Çinceyi çok iyi konuşur.

İngilizce konuşur musun?

O, her zaman onun hakkında iyi konuşur.

O, Japonca'yı çok iyi konuşur.

Also check out the following words: yaşamayan, şansölyedir, Bayan, Kato, öğretmenin, miydi, öğretmeniniz, Komşumla, yaptım, muhabbet.