Turkish example sentences with "konuşma"

Learn how to use konuşma in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Lütfen çok hızlı konuşma.

Böyle konuşma.

Dersin ortasında konuşma.

Ağzın doluyken konuşma.

Konuşma otuz dakika sürdü.

Konuşma yarım saat sürdü.

Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?

Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.

Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.

O, çevreyi koruma hakkında takdire şayan bir konuşma yaptı.

Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı.

Konuşma gümüştür ama susma altındır.

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.

Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.

Çok sayıda öğrenci konuşma özgürlüğü için savaştı.

O, profesörün konuşma şekli ile alay etti.

Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.

Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.

O, konuşma şeklimi sevmiyor.

Biz beyzbol hakkında bir konuşma yaptık.

Konuşma diğer konulara geçti.

Ben vali ile konuşma fırsatından yararlanmak istiyorum.

Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.

Öyle konuşma.

Sanki onun ne olduğunu biliyormuş gibi konuşma.

Artık benimle konuşma.

İnsanoğlu, konuşma kabiliyeti bakımından hayvanlardan farklıdır.

İnsanoğlunun konuşma yeteneği vardır.

Bir bebek konuşma yeteneğine sahip değildir, bu yüzden istediğini alana kadar sadece bağırır.

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.

Onu anlayamadım; onun konuşma şeklini anlayamadım.

Tom dün çok uzun bir konuşma yaptı.

Tom kısa bir konuşma yaptı.

Onun konuşma şekli beni incitti.

Onun konuşma şekli bizi sinirlendiriyor.

Onun konuşma şekli sinirlerimi bozdu.

Bizim müdür uzun bir konuşma yaptı.

Konuşma şeklini gerçekten seviyorum.

Herkes için konuşma özgürlüğünü destekliyorum.

Okuma odasında konuşma.

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.

Onun konuşma tarzı benim sinirlerimi bozuyor.

O, on dil konuşma yeteneğine sahiptir.

Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.

Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokunuyor.

Tom Mary'nin bir konuşma yapmasını rica etti.

Tom Mary'nin onun okulunda bir konuşma yapmasını rica etti.

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.

Onun konuşma şeklini sevmiyorum.

Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.

O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.

Tom'un doğal bir konuşma yeteneği var.

Tom'un böylesine büyük bir izleyicinin önünde konuşma hakkında hiç endişesi yoktu.

Tom bir konuşma yaptı.

Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.

Tom Mary'den telefonunda hiç şehirlerarası konuşma yapmamasını rica etti.

Bu kitap, konuşma figürleriyle doludur.

Kız kardeşim, bir üniversite öğrencisi, konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

Niçin onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorsun?

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

Onun konuşma şeklinden açıkça belli olduğu için, o bir öğretmendir.

Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

Onun konuşma şeklinde tonlama bulunmamaktadır.

Onun konuşma şekli ünlü bir yazarın dikkatini çekti.

Emily konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

Tom Mary'nin onunla konuşma tarzından hoşlanmadı.

Yüksek sesle konuşma.

O, iyi bir konuşma yaptı.

Tom iyi bir konuşma yaptı.

Japonca konuşma.

Ben konuşma şeklini seviyorum.

Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.

O çok fazla konuşma eğilimindedir.

Onun on dili konuşma yeteneği var.

Çok hızlı konuşma, lütfen.

Sınıfta konuşma.

Bir konuşma yapmak zorunda mısın?

Onunla öyle konuşma.

Onun konuşma tarzını sevmiyorum.

Gözde konuşma gösterin nedir?

Onun konuşma şekli beni rencide etti.

O, bir konuşma yapmaya korkuyordu.

İnsanlar heyecanlandıklarında daha yüksek sesle konuşma eğilimleri vardır.

Bu konuşma kaydediliyor.

Onun benimle konuşma tarzını beğenmiyorum.

Onun konuşma şeklinden o odur diyebilirim.

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.

Onların arkalarından insanlar hakkında konuşma.

O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.

O, kısa bir konuşma yaptı.

François bir konuşma yaptı.

Sessiz ol. Sınıfta konuşma.

Onun sakin bir konuşma şekli var.

Ben onun konuşma tarzını sevmiyorum.

Tom Mary ile uzun bir konuşma yaptı.

Bir konuşma için ona uğradık.

Yabancılarla asla konuşma.

Hoşlandığım şey onun konuşma tarzıdır.

Tom Mary'nin konuşma tarzını sevmez.

Also check out the following words: ağrım, peyniri, sevmez, çalışırken, kaza, harcadığından, kazanıyor, test, sürüşünü, geçmesi.