Turkish example sentences with "kazanıyor"

Learn how to use kazanıyor in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

Erkek kardeşim babamın kazandığının yarısı kadar daha az para kazanıyor.

Tom şehirde yaşamaya yetecek kadar para kazanıyor mu?

Bir haftada ortalama 10 pound kazanıyor.

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.

O, günde 30 dolar kazanıyor.

Sizce iyi para kazanıyor muyum?

Tom, Mary'nin ne kadar para kazandığını bildiğini düşünüyor fakat Mary Tom'un onun kazandığını düşündüğünden çok daha fazla kazanıyor.

O işte, ayda 500 doların üzerinde kazanıyor.

Tamamen NTT'ye ait şirket, iyi kazanıyor.

Kim kazanıyor?

Takımımız kazanıyor.

O iyi bir aylık kazanıyor.

O, bir yazar olarak hayatını kazanıyor.

O, harcayabileceğinden daha çok para kazanıyor.

O, avanta para kazanıyor.

O, çok para kazanıyor.

Çuvalla para kazanıyor.

Tom geçinmek için güçlükle yeterince kazanıyor.

Borsada çok para kazanıyor.

O, hayatını kazanıyor.

O sadece zaman kazanıyor.

Benim kocam yılda 100.000 dolar kazanıyor.

tom kept kazanıyor.

Tom kazanıyor.

Tom kazanıyor gibi gözüküyor.

Tom bir ayda ne kadar para kazanıyor?

Tom ayda ne kadar para kazanıyor?

Maaşımın iki katını kazanıyor.

O benden daha fazla para kazanıyor.

Tom, Mary'den daha fazla para kazanıyor.

Tom, Mary'nin kazandığından daha fazla para kazanıyor.

O, maaşımın iki katını kazanıyor.

Marcel çok sıkı çalışsa da yılda yalnızca 30.000 Kanada doları kazanıyor.

Biz tüketiyoruz, onlar kazanıyor.

Tom benden daha çok para kazanıyor.

Tom benim kazandığımdan üç kat daha fazla para kazanıyor.

Tom benden üç kat daha fazla kazanıyor.

Tom sokak müzisyeni olarak hayatını kazanıyor.

Yarışı Brezilyalı kazanıyor.

Tom benim maaşımın iki katını kazanıyor.

Tom ne kadar para kazanıyor?

Tom çok büyük miktarda para kazanıyor.

Tom benden üç kat fazla kazanıyor.

Tom kazanıyor, değil mi?

Tom çok para kazanıyor.

Tom sadece zaman kazanıyor.

Tom büyük para kazanıyor.

O nasıl para kazanıyor?

Mary eşinden daha fazla para kazanıyor.

Tom kazanıyor olmalı.

Kazanıyor musun?

Tom maaşımın iki katını kazanıyor.

Tom bir resort otelde çalışıp haftada 900 dolar kazanıyor.

Tom nasıl para kazanıyor?

Tom ne kadar kazanıyor?

Tom kazanıyor gibi görünüyor.

Tom şimdi milyonlar kazanıyor.

Biz şirket içinde benzer işler yapıyoruz ama o benim kazandığımdan daha fazla kazanıyor.

"Tom ne kadar para kazanıyor?" "Nasıl bilebilirim?"

Onlar eski gazeteleri toplayarak ve satarak hayatını kazanıyor.

Hareket hızla zemin kazanıyor.

Tatoeba nasıl para kazanıyor?

Hastamız bilincini yeniden kazanıyor.

Tom faturalarını ödemek için yeterince kazanıyor.

O zaman kazanıyor.

"Tatoeba ne kadar para kazanıyor?" "Tatoeba hiç para kazanmıyor."

Tom çuvalla para kazanıyor.

O çok para kazanıyor.

Onlar çok para kazanıyor.

Şu adam çok para kazanıyor.

Tayfun Kyushu'ya doğru giderken güç kazanıyor.

O benden çok daha fazla para kazanıyor.

Bu sefer hangi taraf kazanıyor?

Tom çok para kazanıyor olmalı.

Tom bizden para kazanıyor.

Tom para kazanıyor mu?

Bir devlet okulu öğretmeni ne kadar para kazanıyor?

O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.

Tom çok para kazanıyor mu?

Tom bir ton para mı kazanıyor?

Birisi bir yerde para kazanıyor.

Polis memurları ne kadar para kazanıyor?

Çalışan sevk programları popülerlik kazanıyor.

Hangi taraf kazanıyor?

Hangi takım kazanıyor?

Tom günde yaklaşık 300 dolar kazanıyor.

Hâlâ kazanıyor musun?

Tom asla kazanıyor gibi görünmüyor.

Tom aslında kazanıyor.

Tesisatçılar ne kadar para kazanıyor?

Öğretmenler ne kadar para kazanıyor?

Marangozlar ne kadar para kazanıyor?

Bir tesisatçı ne kadar para kazanıyor?

Bir öğretmen ne kadar para kazanıyor?

Bir marangoz ne kadar para kazanıyor?

Tom bir saatte yaklaşık otuz dolar para kazanıyor.

Tom bu yıl muhtemelen benden daha fazla para kazanıyor olacak.

Tom iyi para kazanıyor.

Tom asgari ücret kazanıyor.

Also check out the following words: ihtiyacı, vardır, Odasına, girdi, Kameram, Nikon'dur, şüphe, yok, İngilizce, konuşulan.