Turkish example sentences with "inanmıyorum"

Learn how to use inanmıyorum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ona inanmıyorum!

O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

Ben onun hikayesine inanmıyorum.

Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum.

Ben şimdiye kadar onu duyduğuma inanmıyorum.

Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum.

Bu dünyada kötü insan olduğuna inanmıyorum.

Naomi'ye inanmıyorum. Sanırım o yalan söylüyor.

Gelecek hafta havanın kötüleşeceğine inanmıyorum.

Ben ona hiç inanmıyorum.

Ben kimseye inanmıyorum.

Dine inanmıyorum.

Artık ona inanmıyorum.

Onunla karşılaştığına inanmıyorum.

Onun bir avukat olduğuna inanmıyorum.

Ben peri masallarına inanmıyorum.

Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum.

O bir şey görmediğini söylüyor. Fakat onun söylediğinin doğru olduğuna inanmıyorum.

Tanrıya inanmıyorum.

Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.

O ismi duyduğuma inanmıyorum.

Böyle şeylerin var olduğuna inanmıyorum.

Cinayetle ilgili suçlu olduğuna inanmıyorum.

Allahın'ın varlığına inanmıyorum.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Noel Babanın hayali olduğuna inanmıyorum.

Çocuğun Tokyo'ya yalnız geldiğine inanmıyorum.

Beni hala sevdiğini söylüyor, ama ona hiç inanmıyorum.

Ne yazık ki, onun başarılı olacağına inanmıyorum.

Sana inanmıyorum. Her zaman yalan söylüyorsun.

Ona inanmıyorum.

Buna inanmıyorum!

Buna inanmıyorum.

Tom'a inanmıyorum.

Sana inanmıyorum.

Bunun olduğuna inanmıyorum.

Tom'la tanıştığına inanmıyorum.

Tom'un katil olduğuna inanmıyorum.

Tom'un psişik olduğuna inanmıyorum.

Sadece Tom'un onu yapacağına inanmıyorum.

Tom'un bana söylediği her şeye inanmıyorum.

Tom'un söylediği tek söze inanmıyorum.

Evlilik kurumu diye bir şeye inanmıyorum.

Ben inanmıyorum.

Anlayacağına inanmıyorum.

Bunun gerçekten de olduğuna inanmıyorum.

Gözlerime inanmıyorum.

Artık buna inanmıyorum.

Artık söylediğin hiçbir şeye inanmıyorum.

Söylediklerine inanmıyorum.

Gördüğüme inanmıyorum.

Astrolojiye inanmıyorum.

Onu yaptığıma inanmıyorum.

Herhangi birinize inanmıyorum.

Onun mümkün olduğuna inanmıyorum.

Duyduğuma inanmıyorum.

Bunun asla bir olasılık olduğuna inanmıyorum.

Tom'un bize söylediğine inanmıyorum.

Tom'un hikayesine inanmıyorum.

Düşük karbonhidrat diyetlerine inanmıyorum.

Sana tamamen inanmıyorum.

Bunun bir kelimesine bile inanmıyorum.

Hala buna inanmıyorum.

Buna inanmıyorum. Mantığın hatalı ve örneğin saçma.

Bunun doğru olduğuna inanmıyorum.

Onun testini geçeceğine inanmıyorum.

Bana onun bir yalancı olduğunu söyledi, ama ben ona inanmıyorum.

Onun söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.

Bunu yapacağıma inanmıyorum.

Söylediğin hiçbir şeye inanmıyorum.

Daha önce tanıştığımıza inanmıyorum.

Onu yapabileceğime inanmıyorum.

İnsanların değişebileceğine inanmıyorum.

Ben tek kelimesine dahi inanmıyorum.

Tom'un Fransızcayı tam öğrenebileceğine inanmıyorum.

Hatalı olduğuma inanmıyorum.

Onların hepsi öyle söylüyor fakat onların hiçbirine inanmıyorum.

Senin ruhsal açıdan bir dengesiz olduğuna inanmıyorum.

İkinizin tanışık olmasına inanmıyorum.

Buna kendim inanmıyorum.

Ben bir akrebim çünkü ben, burçlara inanmıyorum.

Tom'u gerçekten incitmek istediğine inanmıyorum.

Tom'un onu yapabileceğine inanmıyorum.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.

Senin hakkında bana söylenenin yarısına inanmıyorum.

Onun doğruyu söylediğine inanmıyorum.

Onun onu yapabileceğine inanmıyorum.

Beni yeneceğinize inanmıyorum ama cesur bir girişim yapacağınızı inkar etmiyorum.

Sana inanmıyorum!

Onlara inanmıyorum.

Ona hâlâ inanmıyorum!

Sadece buna inanmıyorum.

Aslında ona inanmıyorum.

Tanrı'nın var olduğuna inanmıyorum.

Uzaylılara inanmıyorum.

Ben kadere inanmıyorum.

Ona ben de inanmıyorum.

Ben sadece sana inanmıyorum.

Gerçekten buna inanmıyorum.

Tesadüfe inanmıyorum.

Also check out the following words: şeyi, değiştirmeyecek, Tanrıya, şükür, Günaydın, Mike, uyu, Timmy, yıllar, Muiriel.