Turkish example sentences with "iş"

Learn how to use iş in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ne iş yapıyorsun?

Öğleden sonra ne iş yapacaksınız?

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

O benim iş arkadaşımdır.

Ann bir iş bulamıyor.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

Senin çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

Bu benim iş adresim.

Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.

Hala iş bulamadım.

Bu iş için doğru kişi olduğumdan emin değilim.

Bu pis ve yorucu bir iş.

Kısa-süreli iş arıyorum.

Havaalanında hepsi iş için çığırtkanlık yapan yüzlerce taksi vardı.

Tartışmasız, o, iş için en iyi adam.

İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.

Babam bir iş adamıdır.

O, iş için Tokyo'ya gitmek zorunda.

Sen iş için mi buradasın?

Ben uzun bir zamandır yeni bir iş aramaktayım.

İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar.

Bu iş benim kavramamın ötesindedir.

Bir iş arıyorum.

O iş dünyasında başarılı olmak için ne gerekliyse sahip.

Hala fazla iş tecrübesi yok.

O Japonya'da iş liderlerinden biridir.

Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.

Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.

O, iş için doğru kişidir.

Bu iş sabır gerektirir.

Bir yıl içinde iş ona 8000 dolar getiriyor.

Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

Daha fazla eğitimle, daha iyi bir iş bulurdu.

Hepiniz iyi iş yaptınız.

Bu tür iş çok sabır gerektirir.

Masa işi sevdiğim bir iş değil.

Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.

Zor iş onu tüketti.

Oraya iş için mi gidiyorsun?

Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.

Onun iş bulma şansı yoktu.

İnsanlar iş yerlerinde cinsel ilişkide bulunduğunda, bu can sıkıcıdır.

O, zor iş midir?

Çok eğlenceli iş.

Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.

Korkarım bu iş senin için çok fazla.

Onun bir iş yok. O emeklidir.

Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.

Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.

Ben uzun bir süredir yeni bir iş arıyorum.

Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.

Saat sekizde iş için hazır olacağım.

O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.

John'un iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.

Ben onun iş kaydı için şirkete başvurdum.

Hem iş hem de oyun sağlık için gereklidir.

Hem iş hem de oyun önemlidir.

Hâlâ yapacak bir sürü iş var, bu yüzden sıkılmayacağım.

Benim iş başarılı.

Benim bu iş için nitelikli olduğumu düşünüyor musunuz?

Sizce bu iş için nitelikli miyim?

Fred bütün günü bir iş arayarak geçirdi.

O her zaman iş arkadaşlarından izole edilmiştir.

Tom Mary ve John'dan iş tavsiyesi alır.

Tom bir iş adamı olmak için uygundur.

Tom iş meselelerinde vicdanlıdır.

Tom uzakta bir iş gezisindedir.

Tom bir iş arıyor.

Tom iş için uygun çocuktur.

Tom bir bilgisayar şirketindeki bir iş için başvuracak.

Bay Tom Jones bu yeni iş için proje lideri olarak görev yapmayı kabul etti.

Önceleri iş, Tom'a iyi göründü fakat daha sonra iş yorucu oldu.

Önceleri iş, Tom'a iyi göründü fakat daha sonra iş yorucu oldu.

O, Tom'un iş bitirilmeden önce ayrıldığını gördü.

Tom iş teklifini kabul etti.

Tom bir iş kazası geçirdi.

Tom hasta olduğu için iş dönüşü evde kaldı.

Tom üniversite derecesiyle daha iyi bir iş alacak.

Tom'un patronu çok iş istiyor.

Tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.

Tom'un iş çevresi iyiydi.

Tom iş arkadaşlarının anlaşmazlığında arabuluculuk etti.

Tom benim iş ortağım.

Tom geçen hafta Boston'da bir iş gezisindeydi.

Tom acil bir iş için Boston'a gitti.

Tom iş için Boston'a gitti.

Tom iş için Boston'a gitmek zorunda kaldı.

Tom iş için sadece bir ya da iki gün Boston'da kalmayı planlamıştı.

Tom bir iş bulma ümidiyle Boston'a geldi.

Tom iş aramak için Boston'a geldi.

Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.

Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.

Ben iyi bir iş bulmadan önce iki yıl geçti.

İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.

Bu günlerde iş edinmek zor.

Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.

Bağlantıların ile, Tom için bir iş bulabilmelisin.

Also check out the following words: Sebep, idiyse, evlenmediler, Minnesota'nın, eyalet, kuşu, sivrisinektir, İngiliz, Belçikalı, Hollandalı.