Turkish example sentences with "fiyatı"

Learn how to use fiyatı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun fiyatı 10.000 yendir.

Çayın fiyatı iki avro.

Fiyatı ne kadar?

Herkesin bir fiyatı vardır.

Şu günlerde bir fincan kahvenin fiyatı 200 yendir.

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü.

Bu arabanın fiyatı çok yüksek.

Kahve fiyatı düştü.

Bu ikinci el arabanın fiyatı makul.

Şirketin hisse senedi fiyatı dün fırladı.

Bu kameranın fiyatı çok yüksektir.

Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

Bunun fiyatı nedir?

Resmin fiyatı 10 lira.

Bu malzemelerin fiyatı hızla arttı.

Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.

Kitapların fiyatı bugünlerde artıyor.

Fiyatı nedir?

Fiyatı sordun mu?

Fiyatı tahmin edebilir misiniz?

Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.

Onların fiyatı bizimkinin altındadır.

Bu saatin fiyatı nedir?

Bu radyonun fiyatı nedir?

Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.

Yumurtaların fiyatı yükseliyor.

Bu kepin fiyatı nedir?

Et fiyatı düştü.

Petrol fiyatı yükseliyor.

Kitabın fiyatı beş dolardı.

Pirinç fiyatı düştü.

Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.

Altının fiyatı günden güne değişiyor.

Bu hafta hamburgerlerin fiyatı arttı.

Bu bilgisayarın fiyatı çok düşüktür.

Her şeyin fiyatı arttı.

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

Fiyatı biraz düşürür müsün?

Ham petrol fiyatı düşmektedir.

Pirincin fiyatı tekrar yükseliyor.

Fiyatı on dolara indirebilir misiniz?

Etin fiyatı yakında düşecektir.

Pazarlıkta fiyatı kırmada iyidir.

O şirketin hisse senedi fiyatı dün düştü.

Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.

Beklenildiği gibi, ithal malların fiyatı yükseldi.

Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.

Bu malın fiyatı 2 Euro.

Onların fiyatı nedir?

"Bu mendilin fiyatı ne kadar?" "Doksan beş kuruş."

Tom fiyatı düşürmeyecek.

Bu şapkanın fiyatı nedir?

Benzinin fiyatı yükseliyor.

Benzin fiyatı yükseliyor.

Oda fiyatı kaç para?

Odanın fiyatı nedir?

Fiyatı çok yüksek.

Benim için fiyatı önemli değil.

O kitabın fiyatı beş dolar.

Fiyatı beğenmedim.

Sence bunun fiyatı ne kadardır?

Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?

Bu CD'nin fiyatı on dolardır.

Onun fiyatı nedir?

Kahve fiyatı o zamandan beri ikiye katladı.

Kahvenin fiyatı düştü.

Tom fiyatı düşürmek umuduyla, satıcı ile pazarlık etti.

Bu şemsiyenin fiyatı nedir?

Affedersiniz, bunun fiyatı nedir?

Konser için bir biletin fiyatı ne kadar?

Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.

Gıda fiyatı arttı.

Bu arabanın fiyatı yüzde on beş indirimlidir.

Televizyonun fiyatı güneş gözlüklerinden daha fazladır.

Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.

O şirketin hisse senedi fiyatı düşmeyecek.

Bu eldivenlerin fiyatı nedir?

Tam fiyatı ödemek zorunda kalmadım.

Bilet fiyatı ne kadar?

İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.

Tom en yüksek fiyatı ödedi.

Hepimizin bir fiyatı var.

Bunların hepsinin fiyatı aynı mı?

Size fiyatı düşürmeyi önermiyorum.

Arabanın fiyatı çok yüksek.

Fiyatı ne olmalıydı?

Sanırım fiyatı azaltmalıyız.

Fiyatı umursamıyorum.

İki tane alırsam fiyatı indirir misin?

Tom satış fiyatı iyiyse iki çift ayakkabı alabileceğini söyledi.

Bu, fiyatı etkiler mi?

Her şeyin bir fiyatı vardır.

Sanırım fiyatı düşürmeliyiz.

Pirincin fiyatı yüzde üçten daha fazla yükseldi.

Fiyatı düşürmen gerekmez. İnsanlar istediğin ücreti ödeyecekler.

Yumurtaların perakende fiyatı nedir?

Bunun fiyatı ne?

Tom fiyatı otuz dolar düşürürsem onu alacağını söyledi.

Evet, bu çok güzel. Fiyatı ne kadar?

Petrolün fiyatı varili 30 doların alına düştü.

Ham petrol fiyatı düşüyor.

Also check out the following words: kediyi, çağır, Aşçı, Hollanda, ülkedir, mu, Esperantoyu, yayın, Kitapları, öğrenciye.