Turkish example sentences with "hoşlanır"

Learn how to use hoşlanır in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O yalnız yürümekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Nancy müzikten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, şekersiz kahveden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Balık yemekten hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

O şekerlemeden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, jazdan hoşlanır, ve ben de.
Translate from Turkish to English

Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom beyzbol oynamaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Her gün bir süre yalnız yaşamaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom domatesten hoşlanır mı?
Translate from Turkish to English

Tom ne tür yiyecekten hoşlanır?
Translate from Turkish to English

Tom hafta sonlarında kitap okumak için evde kalmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom küçük yelkenlilere kaptanlık yapmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O kitapları okumaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Susan müzik dinlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Bob öyle hoş birisidir ki herkes ondan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Sen de jazzdan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.
Translate from Turkish to English

“Yılanlardan hoşlanır mısın?” “Tabii ki hayır.”
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'den çok hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Ann müzikten çok hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O dondurma yemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom resim çekmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Betty klasik müzikten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Tüm erkek çocuklar beyzbol oynamaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

"Kekten hoşlanır mısın?" "Evet, hoşlanırım."
Translate from Turkish to English

Sen de benden hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Sınıfındaki herkes ondan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O müzikten çok hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Ebeveynlerim her kış kayak yapmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Konuşmaktan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile yürümekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin şarkı söylemesini dinlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O batı kültüründen hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, matematikten hoşlanır fakat ben hoşlanmam.
Translate from Turkish to English

Bahçeyle ilgilenmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom korku filmleri izlemekten hoşlanır mı?
Translate from Turkish to English

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Basketboldan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Genç Japonlar rock ve jazzdan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Kasaba halkı kalın biftek yemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Bir sadist acı vermekten; bir mazoşist onu almaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Mary eğlenmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Öğrenciler ondan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom, futbol izlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom futbol oynamaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O benimle yürümekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Babam pizzadan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Sincaplar fındıklardan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Sahilde yürümekten hoşlanır mısınız?
Translate from Turkish to English

Tom, gözlemelerinde akçaağaç şerbetinden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, halk çocuğu olduğunu söylemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom seksenlerin müziğini dinlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Maceralardan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Herkes onlardan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Melanie müzikten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Melanie pizza yemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, saunaya gitmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tütün içmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom resim çizmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Aynada kendinize bakmaktan hoşlanır mısınız?
Translate from Turkish to English

Tom fotoğraf çekmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O çok çalışmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Geleneksel şarkıları söylemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Arkadaşın çaydan hoşlanır mı?
Translate from Turkish to English

Mary romantik komedilerden hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom yüzmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom piyano çalmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Mobilyalarınızın yerini ya da ev veya ofisinizin dekorasyonunu sık sık değiştirmekten hoşlanır mısınız?
Translate from Turkish to English

Tom gerçekten beyzboldan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Başının üstünde uçan kuşları seyretmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Mary, kötü oğlanlarla takılmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom dedesiyle TV'de beyzbol maçları izlemekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Artistik patinajdan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

İtalyan müziğinden hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Tom arabalarla oynamaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

O, kızlardan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Futbol oynamaktan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Kızlardan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom, kız kardeşine takılmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom kazanmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom dergi okumaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom yemek yapmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Bazı insanlar voleybolu sever, diğerleri tenisten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tom seyahat etmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

O, tuvalette sigara içmekten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Ders çalışmaktan hoşlanır mısın?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Japoncayı, Japonya'da, oynamak, öğreniyorum, Ateşin, var, , Şu, köpek, elimi.