Yeşil bir elbise giydi.
Translate from Turkish to English

O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
Translate from Turkish to English

Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.
Translate from Turkish to English

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.
Translate from Turkish to English

O kazağını ters yüz giydi.
Translate from Turkish to English

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.
Translate from Turkish to English

Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı.
Translate from Turkish to English

Tom hol dolabından paltosunu çıkardı ve onu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom mayosunu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom cüppesini giydi.
Translate from Turkish to English

Tom paltosunu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ayakkabılarını giydi.
Translate from Turkish to English

Tom gömleğini giydi.
Translate from Turkish to English

Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
Translate from Turkish to English

Tom beyaz bir gömlek giydi.
Translate from Turkish to English

Mary, basit bir beyaz elbise giydi.
Translate from Turkish to English

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
Translate from Turkish to English

Paul dışarı çıkmadan önce eldivenlerini giydi.
Translate from Turkish to English

Ken elbiselerini giydi.
Translate from Turkish to English

Jeff Kim'in ona bir doğum günü hediyesi için verdiği kravatı giydi.
Translate from Turkish to English

Tom, bir takım elbise ve bir kravat giymek zorunda değildi fakat giydi.
Translate from Turkish to English

O kırmızı bir elbise giydi.
Translate from Turkish to English

O güzel bir şapka giydi.
Translate from Turkish to English

O beyaz bir elbise giydi.
Translate from Turkish to English

O, beyaz ayakkabılar giydi.
Translate from Turkish to English

O kazağını giydi.
Translate from Turkish to English

O, kazağını giydi.
Translate from Turkish to English

O, siyah ceketi giydi.
Translate from Turkish to English

O, kırmızı ceketi giydi.
Translate from Turkish to English

O, temiz pantolon giydi.
Translate from Turkish to English

O, kafasına bir kep giydi.
Translate from Turkish to English

O, tuhaf bir şapka giydi.
Translate from Turkish to English

O, derhal şapkasını giydi.
Translate from Turkish to English

O, düz mavi bir elbise giydi.
Translate from Turkish to English

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.
Translate from Turkish to English

O, gömleğini ters giydi.
Translate from Turkish to English

O, çoraplarını ters giydi.
Translate from Turkish to English

O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
Translate from Turkish to English

O, ceketini giydi ve dışarı çıktı.
Translate from Turkish to English

O, eski ayakkabılar giydi.
Translate from Turkish to English

O, kırmızı pantolon giydi.
Translate from Turkish to English

O, bir palto giydi.
Translate from Turkish to English

O, bonesini giydi.
Translate from Turkish to English

Kendisi için çok büyük bir ceket giydi.
Translate from Turkish to English

Fanilasını ters giydi.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşim gömleğini ters giydi.
Translate from Turkish to English

Çoraplarından birini ters giydi.
Translate from Turkish to English

Ceketini giydi ve evden ayrıldı.
Translate from Turkish to English

Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
Translate from Turkish to English

Parti için yeni elbisesini giydi.
Translate from Turkish to English

Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.
Translate from Turkish to English

Paltosunu çıkardı ve onu tekrar giydi.
Translate from Turkish to English

Paltosunu çıkarıp tekrar giydi.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmadan önce paltosunu giydi.
Translate from Turkish to English

Genç çocuk annesinin ceketini giydi.
Translate from Turkish to English

Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.
Translate from Turkish to English

Genç kız annesinin ceketini giydi.
Translate from Turkish to English

Kendi ördüğü kazağı giydi.
Translate from Turkish to English

Elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
Translate from Turkish to English

İki kız dansta aynı elbiseyi giydi.
Translate from Turkish to English

Çorap giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ipek bir gömlek giydi.
Translate from Turkish to English

Cadılar Bayramı için bir korsan kıyafeti giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bunu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom, bir şapka giydi.
Translate from Turkish to English

Tom eldiven giydi.
Translate from Turkish to English

Tom pijamalarını giydi.
Translate from Turkish to English

O, şapkasını giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bazı giysiler giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ceketini çıkardı, kurşun geçirmez yelek giydi ve sonra ceketini geri giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ceketini çıkardı, kurşun geçirmez yelek giydi ve sonra ceketini geri giydi.
Translate from Turkish to English

Tom gömleklerinden birini dolaptan çıkardı ve onu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom sadece güvenli olması için bir kurşun geçirmez yelek giydi.
Translate from Turkish to English

Tom kaskını giydi ve bisikletine bindi.
Translate from Turkish to English

Tom fırın eldivenlerini giydi ve pastayı fırından çıkardı.
Translate from Turkish to English

Tom pantolonunu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom kaskı aldı ve onu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ayakkabılarını çıkardı ve terlikleri giydi.
Translate from Turkish to English

Tom şapkasını aldı ve onu geri giydi.
Translate from Turkish to English

Tom paltosunu tuttu ve onu geri giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bir çift ameliyat eldiveni giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bütün yıl aynı pantolonu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bir Havai gömleği giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ceketini dolaptan aldı ve onu giydi.
Translate from Turkish to English

Tom yatağının kenarında oturdu ve çoraplarını giydi.
Translate from Turkish to English

Tom kayak botlarını çıkardı ve terlik giydi.
Translate from Turkish to English

Avcı kamuflaj giysisi giydi.
Translate from Turkish to English

Cadılar bayramı için bir korsan elbisesi giydi.
Translate from Turkish to English

Mary diz boyunda çizme giydi.
Translate from Turkish to English

Kız açık mavi bir kimono giydi.
Translate from Turkish to English

Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.
Translate from Turkish to English

Tom şapkasını tekrar giydi.
Translate from Turkish to English

Tom üzerinde gülen bir yüzü olan sarı bir tişört giydi.
Translate from Turkish to English

Tom ayakkabılarını ayakkabı çekeceğiyle giydi.
Translate from Turkish to English

Tom bir yelek giydi.
Translate from Turkish to English

Mary düz bir mavi elbise giydi.
Translate from Turkish to English

Mary pembe bir bluz giydi.
Translate from Turkish to English

Tom siyah pantolon giydi.
Translate from Turkish to English

Tom koyu mavi bir takım elbise giydi.
Translate from Turkish to English