Turkish example sentences with "fransızca"

Learn how to use fransızca in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?

Onların ana dili Fransızca.

O, Fransızca kadar İspanyolca da konuşuyor.

Fransızca öğrenmek istiyorum.

Fransızca, onun ana dilidir.

Impossible Fransızca bir sözcük değildir.

O, Fransızca konuşabilir.

Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

Fransızca bir film görmek istiyorsun, öyle mi?

Kendisine Fransızca öğretti.

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

Bu mektubu Fransızca yazdım.

Onun konuşabildiği kadar iyi Fransızca konuşabiliyorum.

Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.

Seninle Fransızca konuşmaktan vazgeçeceğim.

O, hem İngilizce hem Fransızca konuşabilir.

O, İngilizce konuşabilir, Fransızca da.

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor.

İngilizce ve Fransızca konuşabilir.

O, hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir.

O, hem İngilizce hem de Fransızca konuşmaz.

O, İngilizce ve Fransızca konuşur.

Tom, günde üç saat Fransızca eğitimi almaya karar verdi.

Onun Fransızca öğrettiği doğrudur.

Fransızca konuşmayı İngilizceden çok daha kolay buluyorum.

Güzel Fransızca lisanı kayboldu.

Cathy Fransızca ve Almanca konuşabilir.

Onun Fransızca konuştuğunu duymadın mı?

Bay Sano büyük bir akıcılık ile Fransızca konuşuyor.

Ben dört yıldır Fransızca öğreniyorum.

Impossible Fransızca değildir.

Tom kendini Fransızca olarak ifade edebilir.

Tom Fransızca konuşamaz. Tom İspanyolca da konuşamaz.

Tom Fransızca bir kitabı okuyabileceğini söylüyor.

Tom Fransızca konuşamaz. Mary de Fransızca konuşamaz.

Tom Fransızca konuşamaz. Mary de Fransızca konuşamaz.

Tom Paris'i ziyaret ettiğinde Fransızca olarak kendini ifade edebildi.

Tom Fransızca konuşmayı tercih eder.

Tom Quebec'te yaşarken Fransızca öğrendi.

Tom biraz Fransızca bilir.

Tom Fransızca bir günlük tutuyor.

Tom şu anda Fransızca çalışmıyor.

Tom Fransızca öğrenmeyle çok ilgileniyor.

Tom Fransızca konuşmada iyidir.

Fransızca Tom'un ana dilidir.

Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.

Tom üç yıldır Fransızca eğitimi yapıyor.

Tom son üç yıldır Fransızca eğitimi görüyor.

Tom yaklaşık üç yıldır Fransızca eğitimi görüyor.

Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.

Tom kendini Fransızca olarak ifade etmeyi zor buldu.

Tom İngilizce konuşmayı Fransızca konuşmaktan çok daha kolay buluyor.

Tom Fransızca dersinde uyukladı.

Tom Fransızca anlamıyor.

Tom Fransızca konuşmaz.

Tom evde Fransızca konuşmaz.

Tom Fransızca kitapları okumaz.

Tom Fransızca konuşmayı sevmez.

Tom Fransızca bilmez.

Tom Fransızca çalışmak zorunda değil. Zaten onu oldukça iyi konuşabiliyor.

Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.

Tom günde üç saat Fransızca çalışmaya karar verdi.

Tom Kendini Fransızca olarak ifade edemedi.

Tom hata yapmadan Fransızca yazamaz.

Tom hata yapmadan Fransızca konuşamaz.

Tom Fransızca da konuşamaz.

Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.

Tom Fransızca okuyamaz.

Tom kendini Fransızca olarak ifade edemez.

Tom sadece biraz Fransızca konuşabilir.

Tom neredeyse Fransızca konuşamaz.

Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.

Tom ne kadar sıklıkta Fransızca dersleri alır?

Tom Mary'den daha iyi Fransızca konuşurdu.

Tom Mary'nin Fransızca konuşmayı öğrenmesinin önemli olduğunu düşünüyor.

Tom Mary'yi Fransızca anlamakta zorlanmadığını söylüyor.

Tom Mary'nin Fransızca konuştuğunu asla duymadı.

Tom Mary'yi Fransızca konuşmayı öğrenmesi için teşvik etti.

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini sanmıyor.

Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmiyordu.

Tom neredeyse Mary kadar iyi Fransızca konuşabilir.

Tom ve Mary evde Fransızca konuşmazlar.

Tom Fransızca öğrenmekle çok fazla ilgileniyor gibi gözükmüyor.

Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.

Tom'un konuşabileceği iki dil sadece Fransızca ve İngilizcedir.

Tom bize Fransızca öğretir.

Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.

Tom bütün günü Fransızca telaffuz çalışarak geçirdi.

Tom Fransızca çalışmak istemediğini söylüyor.

Tom Fransızca konuşan bir adam tanıyor.

Tom bize Fransızca öğretiyor.

Tom'un Fransızca çalışma isteği yok.

Tom bize Fransızca öğretmektedir.

Geçtiğimiz dört yıl boyunca Tom bize Fransızca öğretmektedir.

Tom hem İngilizce hem de Fransızca konuşarak büyüdü.

Tom Fransızca çalışmak istemiyor fakat çalışmak zorunda.

Tom hiç Fransızca anlamaz.

Tom hiç Fransızca konuşmaz.

Tom hiç Fransızca bilmez.

Tom gerçekten Fransızca çalışmayı sevmiyordu.

Also check out the following words: inanmıyor, onaylamıyor, Boston, yapacağının, söylenmesini, sevmiyordu, kılık, bittiğini, sayısallaştırdı, epostayla.