Turkish example sentences with "fincan"

Learn how to use fincan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve ister misin?
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir fincan süt ver.
Translate from Turkish to English

Üç fincan kahve içtin.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve daha içmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve istiyorum.
Translate from Turkish to English

Şu günlerde bir fincan kahvenin fiyatı 200 yendir.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay alacaksın, değil mi?
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay lütfen.
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve daha verin.
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha kahve ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Ben bir fincan kahve için can atıyorum.
Translate from Turkish to English

Ben bir fincan kahve istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
Translate from Turkish to English

Ben bazen ofisimden kaçarım ve bir fincan kahve içerim.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve, o günlerde 200 yene mal oldu.
Translate from Turkish to English

Ben gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben hâlâ bir fincan daha kahve için zamanımın olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir fincan kahve koyar mısınız?
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde bir fincan var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde küçük bir fincan ve bir yumurta var.
Translate from Turkish to English

Masanın üstünde kırık bir fincan vardı.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir fincan süt verin.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir fincan kahve koydu ve kendi fincanını tepeleme doldurdu.
Translate from Turkish to English

Siz arkadaşlar daha sonra bir şey yapmayacaksanız, niçin bir fincan kahve için uğramıyorsunuz?
Translate from Turkish to English

Tom'un acelesi vardı bu yüzden ikinci fincan kahvesini içmeden bıraktı.
Translate from Turkish to English

Tom bir fincan kahve içmek istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom gününe genellikle sıcak bir fincan kahveyle başlar.
Translate from Turkish to English

Tom kendine ikinci fincan kahveyi doldurdu.
Translate from Turkish to English

Tom mükemmel bir fincan kahveyi demlemeyi öğrenmeye çalışıyor.
Translate from Turkish to English

Tom ikinci fincan kahveyi içti ve bir çörek daha yedi.
Translate from Turkish to English

Tom akşam yemeğinden sonra bir fincan kafeinsiz kahve içti.
Translate from Turkish to English

Tom garsondan bir fincan kahve daha istedi.
Translate from Turkish to English

Ben güzel bir fincan buldum.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman sabahleyin en az üç fincan kahve içer.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir fincan kahve için yeterli parası yok.
Translate from Turkish to English

Fincan kırdı.
Translate from Turkish to English

Fincan güzel.
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve getir.
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve ver.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay alabilir miyim?
Translate from Turkish to English

İki fincan kahve içtim.
Translate from Turkish to English

O bir fincan kahve içti.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom bir fincan kahve içti.
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan daha çay verin.
Translate from Turkish to English

Ona bir fincan kahve götürdüm.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay içer misin?
Translate from Turkish to English

Bir fincan süt ister misin?
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve alabilir miyim?
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve beni canlandırdı.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay içmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

O, bana bir fincan çay getirdi.
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir fincan kahve ver.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken sohbet edelim.
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha kahveye ne dersin?
Translate from Turkish to English

Sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Translate from Turkish to English

Şimdi bir fincan çay ister misin?
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan çay yapar mısın?
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay daha ister misin?
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve getir, lütfen.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken sohbet ederdik.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve için onu içeriye davet etti.
Translate from Turkish to English

İçeri girip bir fincan çay içmeyecek misin?
Translate from Turkish to English

Kafede bir fincan kahve içtim.
Translate from Turkish to English

Ben sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
Translate from Turkish to English

Köpeğime her akşam iki fincan köpek maması yediririm.
Translate from Turkish to English

Ben bir fincan kahve içtikten sonra daha uyanık hissediyorum.
Translate from Turkish to English

Fincan kırıldı.
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha iç.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir fincan kahve verdi.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içer misiniz?
Translate from Turkish to English

Lütfen bana bir fincan çay getir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir fincan kahve doldurdu.
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve verir misin?
Translate from Turkish to English

Lütfen bize iki fincan kahve getir.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay için içeri gelmez misin?
Translate from Turkish to English

Gidip size bir fincan kahve getireceğim.
Translate from Turkish to English

Size bir fincan sıcak kahve yapayım.
Translate from Turkish to English

Bir fincan çay içmek ister misin?
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha kahve alır mısınız?
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha kahve almaz mısınız?
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğinden sonra bir fincan kahveye ne dersin?
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha çay ister misin?
Translate from Turkish to English

Bana bir fincan kahve getirmeni istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içmek ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Bir fincan süt iç, sana iyi gelir.
Translate from Turkish to English

Babam her gün bir fincan kahve içer.
Translate from Turkish to English

Bir fincan daha kahve istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken planı tartışalım.
Translate from Turkish to English

Kafeteryada bir fincan kahve içerken sohbet ediyorlar.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken neşeyle sohbet ettik.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken onu bekliyorduk.
Translate from Turkish to English

Başkan ve sekreter bir fincan kahve içerken sohbet ettiler.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken onunla sohbet etti.
Translate from Turkish to English

Bir fincan kahve içerken sohbet ettiler.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Aslanlar'ı, sıklıkla, izlerken, düşer, yüzme, kulübündedir, Ayrılmaya, hazırız, çocuklarını, etrafına.