Turkish example sentences with "evine"

Learn how to use evine in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O, 1941'de savaş başladığında Avrupa'dan evine döndü.
Translate from Turkish to English

Savaş patlak verdiğinde 1941'de Avrupa'dan evine döndü.
Translate from Turkish to English

Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
Translate from Turkish to English

Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
Translate from Turkish to English

Evine gittim fakat evde değildi.
Translate from Turkish to English

Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
Translate from Turkish to English

Niçin onun evine gittin?
Translate from Turkish to English

Beni evine davet etti.
Translate from Turkish to English

Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
Translate from Turkish to English

Tom insanların evine girmesine izin vermez.
Translate from Turkish to English

İki polis bir hırsız tutukladı. Onlar onu Bayan Miller'in evine gizlice girerken yakaladı.
Translate from Turkish to English

Bay Kawabata her yıl evine bir mektup yazıyor.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeği için her gün Mary'nin evine uğradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine varmadan önce, o, 2.30'a kadar kapalıydı.
Translate from Turkish to English

O, evine giden on milin tamamını yürümek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom tayfunun evine zarar vermesinden korkuyordu.
Translate from Turkish to English

Tom evine gidiyor.
Translate from Turkish to English

Tom köpeğini Mary'nin evine getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye onun evine nasıl gideceğini sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine gitmedi mi?
Translate from Turkish to English

Tom öldükten sonra, Mary ebeveynlerinin evine geri döndü.
Translate from Turkish to English

George, savaştan bir kahraman olarak savaş evine geldi.
Translate from Turkish to English

Dün Tony'nin evine uğradım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine asla adım atmamış olmayı diledi.
Translate from Turkish to English

Tom evine giderken yemek için bir iki lokma atıştırmak istedi.
Translate from Turkish to English

Tom evine oldukça çok para harcadı.
Translate from Turkish to English

Dün onun evine uğradım.
Translate from Turkish to English

Tom sık sık işini evine getirir.
Translate from Turkish to English

Tom yeni evine bir servet harcamış olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom evine geri döndü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin bu öğleden sonra evine uğrayabileceğini umuyor.
Translate from Turkish to English

Tom evine bir alarm sistemi yerleştirdi.
Translate from Turkish to English

Tom paketi Mary'nin evine zaten teslim etti.
Translate from Turkish to English

O, hastalığından dolayı evine hapsedildi.
Translate from Turkish to English

Tom evine yakın kısmi-zamanlı bir iş buldu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine girmesini istemiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine girmeden önce ayakkabılarını çıkarmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Sen küçük bir kızken sık sık Betty'nin evine çaya gittiğini hatırlıyorum.
Translate from Turkish to English

Keşke senin evine yakın yaşayabilsem.
Translate from Turkish to English

O, dışarı gittiğinde, onun evine göz kulak olmamı rica eder.
Translate from Turkish to English

Dün gece evine zorla girildi.
Translate from Turkish to English

Soyguncular onun evine zorla girdiler.
Translate from Turkish to English

Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin?
Translate from Turkish to English

Tom evine bir oda ekledi.
Translate from Turkish to English

Lütfen işe giderken bu paketi Jones'ların evine bırak.
Translate from Turkish to English

Bob amcasının evine uğradı.
Translate from Turkish to English

O Laurie'nin evine bir ziyarette bulundu.
Translate from Turkish to English

Jiro kısa sürede evine vardı.
Translate from Turkish to English

Ben işe giderken, bu paketi Jones'ın evine bırakacağım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine girdi ve onun inci kolyesini çaldı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine gitmek için köprüyü geçti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine gitmek için nehri geçti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine nasıl gideceğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Beni evine alabilir misin?
Translate from Turkish to English

Geçerken onun evine uğrayalım.
Translate from Turkish to English

O, beni evine davet etti.
Translate from Turkish to English

Çocuk, evine doğru koştu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin evine kadar yürüdü.
Translate from Turkish to English

Evine göndermesi için ona yalvardı.
Translate from Turkish to English

O, on aylık bir uzaklaşmadan sonra evine geri döndü.
Translate from Turkish to English

Buradan evine yürümek ne kadar sürer?
Translate from Turkish to English

O onun kendi evine gelmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

O onun 2.30'da onun evine gelmesini istiyor.
Translate from Turkish to English

O onun evine gelmesini rica etti fakat o reddetti.
Translate from Turkish to English

Onu bulur bulmaz, onu senin evine getireceğim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi evine davet etti.
Translate from Turkish to English

Evine bir hırsız girdi.
Translate from Turkish to English

Keşke evine giderken bana uğrayabilsen.
Translate from Turkish to English

Senin evine yakın yaşamak istiyorum.
Translate from Turkish to English

Dağ evine doğru gittik.
Translate from Turkish to English

Amcamın evine hiç gitmedim.
Translate from Turkish to English

On yıldır evine ilk defa dönüyor.
Translate from Turkish to English

Tennessee'deki evine döndü.
Translate from Turkish to English

Tom'un evine nasıl gidileceğini biliyor musun?
Translate from Turkish to English

Onun evine giden yolu bana söyler misin?
Translate from Turkish to English

Yılda iki kez babamın evine giderim.
Translate from Turkish to English

Ne zaman onun evine gitsem, o dışarıda.
Translate from Turkish to English

Beni evine davet etmek için telefon etti.
Translate from Turkish to English

Dedemin evine hiç gitmedim.
Translate from Turkish to English

Patronum beni evine hiç davet etmedi.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeği için Van Buren'in evine gittiler.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi spor arabasıyla evine götürdü.
Translate from Turkish to English

Tom işten sonra evine uğramamı rica etti.
Translate from Turkish to English

Yarın onun evine gidip onu alacağım.
Translate from Turkish to English

Onun evine vardığında, o uyuyor olacak.
Translate from Turkish to English

Öğleden önce onun evine varacağımızı düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

İstasyondan evine kadar bir taksiye biner.
Translate from Turkish to English

Yeni evine yerleştin mi?
Translate from Turkish to English

Geçen hafta hırsızlar tarafından onun evine zorla girildi.
Translate from Turkish to English

O evine dönüyor.
Translate from Turkish to English

Yeni evine ne zaman taşınıyorsun?
Translate from Turkish to English

Onun evine giriyorum.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi isteksizce evine kabul etti.
Translate from Turkish to English

Sanırım hepimiz Tom'un evine gitmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Köpek, onun evine yaklaşmamı engelledi.
Translate from Turkish to English

Herhangi birinin evine benzemiyor.
Translate from Turkish to English

Para yetmeyince insan hırsızlık mı yapmalı, açlıktan ölmeli mi, yoksa aş evine mi gitmeli sen söyle?
Translate from Turkish to English

Her ne zaman istersem Tom'un evine gidebilirim.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom'un evine giden yolu biliyorsun.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kitaplar, kitaplarım, bizim, kitaplarımız, kalemlerim, her, yerde, satılıyor, okul, kütüphanesinin.