Turkish example sentences with "davet"

Learn how to use davet in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onu konsere davet etti.

Partiye davet edilmedik.

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.

Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bahane olarak kullanabileceğim Japon kartpostal koleksiyonum var.

Onu davet etmeliydin fakat etmedin.

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.

Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.

Ben, davet için minnettarım.

Onu konsere gitmek için davet etti.

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.

O beni baleye davet etti.

Beni evine davet etti.

Biz akşam yemeğine davet edildik.

Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.

Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.

Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.

O bizi akşam yemeğine davet etti.

Sınıf arkadaşlarından ikisini davet etti - Jane ve Mary

Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.

Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.

Eski arkadaşlar resepsiyona davet edildi.

Evim bir köşk olsaydı, tanıdığım herkesi doğum günü partime davet ederdim.

Sen de arkadaşlarını davet ettin, değil mi?

Ben hariç herkes davet edildi.

Her üye davet edildi.

Gerçek bizim davet edilmememizdir.

Tom kapıda, lütfen onu içeri davet et.

O, Tom'u ve beni partiye davet etti.

Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti.

Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

Niçin Tom'u partiye davet ettin?

Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.

Tom davet edilse bile gitmez.

Tom onun motorbotuyla dışarı gitmem için beni davet etti.

Tom birçok partiye davet edilmez.

Tom Mary'yi öğle yemeği yemek için dışarı davet etti.

Kartlarını doğru oynarsan, Tom seni partisine davet edebilir.

Tom'u ve Mary'yi partime davet etmediğim için kendime sitem edebilirdim.

Tom istememesine rağmen, Mary'yi partisine davet etmeyecek kadar çok kibardı.

Çünkü o beni davet etti.

O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

Beni akşam yemeğine davet ettiğiniz için teşekkür ederim.

Ben akşam yemeğine davet edildiğim için memnun oldum.

Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?

Meg'i partiye davet etmeye ne dersin?

Jane ve Ellen'ı davet edeceğiz.

Amcanız Bob, akşam yemeği için bize davet etti.

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.

Nancy onu bir partiye davet etti.

Jane'i akşam yemeğine davet ettim.

Jane'in annesi Japonya'da olsaydı, ben onu Bez Bebek Şenliğine davet edebilirdim.

Onu davet ettin mi?

Onu içeri davet etti

Kimi davet edeceğimi merak ediyorum.

Öğle yemeğine davet edildim.

Akşam yemeğine davet edildim.

Kimi istersen davet et.

O beni akşam yemeğine davet etti.

Beni partiye davet ettiğin için minnettarım.

Bütün arkadaşlarımı davet ettim.

O, beni akşam yemeğine davet etti.

O beni bir partiye davet etti.

Beni davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.

Onu evime davet ettim.

Onlar beni akşam yemeğine davet etti.

Ben bu partiye davet edildim.

Partiye davet edildim.

O, beni evine davet etti.

O beni partiye davet etti.

Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.

Onları partiye davet ettim.

Biz onu evimize davet ettik.

Neredeyse herkes davet edildi.

Partiye kim davet edildi?

Ben de oraya davet edildim.

Patronum beni akşam yemeğine davet etti.

Onlar beni partiye davet ettiler.

O, onu partisine davet etti.

Onun tarafından akşam yemeğine davet edildim.

Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

Onların düğününe davet edildim.

İstediğini davet edebilirsin.

Sizi bir partiye davet etmek istiyorum.

O, arabaya binmemiz için bizi davet etti.

O, beni davet etmek için yeterince nazikti.

Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.

Beni davet ettiğin için çok çok teşekkür ederim.

Gelmek isteyen herkesi davet edebilirsin.

Bir fincan kahve için onu içeriye davet etti.

Beni doğum günü partinize davet ettiğiniz için çok naziksiniz.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

Davet için teşekkürler.

O dün beni yemeğe davet etti.

Tom Mary'yi evine davet etti.

Tom Mary'yi partisine davet etti.

Bu gece bir partiye davet edildim.

Tom Mary'yi akşam yemeği yemeye davet etti.

Sachiko'nun partisine davet edildim.

Also check out the following words: inanmıyorum, Osaka, ebeveynlerine, ailesinin, sözünü, dinler, ebeveynlerinin, babasının, babasına, sadıktır.