Turkish example sentences with "dans"

Learn how to use dans in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Benimle dans etmek ister misin?

Haydi söyle ve dans et!

Burada dans edebilir miyim?

Dans etmek istiyor.

Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.

Bütün akşamımızı birlikte dans ederek geçirdik.

Linda Meg kadar iyi dans edebilir.

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.

Cuma gecesi lisede bir dans olacak.

Cuma günü bir dans partisi düzenlenecek.

Sahnede dans eden adam benim amcam.

Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum.

Dans edebilirsin, değil mi?

Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.

Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.

Onlar müzik eşliğinde dans ediyorlardı.

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

Onunla ne zaman dans ettiğini gördünüz mü?

O, bütün gece diskoda dans etmeye devam etti.

Güneş batarken, onlar hâlâ dans ediyorlardı.

Oraya gittiğimde dans çoktan başlamıştı.

Tom nasıl dans edeceğini bilmiyor.

Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.

Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı.

Tom, Mary ile dans etmeliydi.

Seni dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum.

Tom Mary'den onun dans partneri olmasını istedi.

Tom nasıl dans edileceğini öğrenmenin zamanı olduğuna karar verdi.

Dans arkadaşınız kim?

Mary iyi dans edebilir.

Judy çok iyi dans eder.

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.

Betty bir dans öğretmeni.

Betty dans için deli oluyor.

Mayuko müziğe göre dans ediyor.

Mary bütün gece dans edeceğini söyledi.

Ming o zaman Masao ile dans etmiyordu.

Tom Mary'nin dans etmesini izledi.

Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?

Tom oldukça iyi dans edebilir.

Tom birlikte dans edecek birini bulamadı.

Tom lise balosunda Mary ve sadece diğer üç kız ile dans etti.

Tom, Mary ile dans etti.

Tom istemediği sürece Mary ile dans etmek zorunda değildir.

Aoi dans eder.

Aoi iyi dans eder.

Onlar dans etmeyi seviyorlar.

Tom dans etmek istiyor.

Dans etmeyi sever misiniz?

O onunla dans etti.

Aoi çok iyi dans eder.

O dans ayakkabıları giyiyordu.

Tom'un canı dans etmek istedi.

Biz müzik eşliğinde dans ettik.

Aoi'nin hobisi dans etmektir.

Dans etmek ister misiniz?

Dans etmeyi severim.

Kızlar müziğe göre dans ettiler.

Seninle dans etmek istiyorum.

Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.

Ben asla dans etmekten usanmam.

Bir etnik dans biliyor musunuz?

Disko müzik eşliğinde dans ettik.

İnsanlar sokaklarda dans etti.

Tom Mary ile asla dans etmedi.

O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.

Niçin dans etmeye gitmiyoruz?

Dans etmeye gidelim.

O, onunla asla dans etmedi.

O, o zaman onunla dans etmiyordu.

O, sekiz yaşındayken dans etmeye başladı.

O, lise mezuniyet balosunda onunla dans etti.

Partide bir sürü şarkı söyledik ve dans ettik.

Dans edelim mi?

O, neşeyle dans etti.

Onun dans etmesini rica ettim.

Şarkı söyleyelim ve dans edelim.

Dans edelim, ne dersin?

Ben dans etmek istiyorum.

Laura incelikle dans etti.

Canım dans etmek istemiyor.

Tom Mary'nin dans ettiğini asla görmedi.

Kadın şarkı söylüyor, adam gitar çalıyor, biz de dans ediyoruz.

Canım kırlarda dans etmek istiyor.

Loş ışıkta dans ettik.

Onun dans etmedeki becerisi iyi bilinir.

Mary beş yaşından beri dans etmektedir.

O güzel şekilde şarkı söyleyebilir ve dans edebilir.

Niçin benimle dans etmeye gelmiyorsun?

Dans ve mankenlik dersleri alıyorum.

Dans her kültürün güzel bir parçasıdır.

Onunla dans etmeyi kendime yediremedim.

Mary dans ederken Tom akerdeon çaldı.

Dans etmeyi severler.

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.

Dans edemem.

Birlikte dans ederiz.

Also check out the following words: Sizi, görmekten, memnunum, şeyi, değiştirmeyecek, Tanrıya, şükür, Günaydın, Mike, uyu.