Turkish example sentences with "daire"

Learn how to use daire in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Pergelle bir daire çizdim.

Barselona'da kiralamak için bir daire bulmam gerek.

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.

Ben bir daire aramakla meşgulüm.

O, gerçek bir daire değildir.

Bir daire çizin.

O, artık mükemmel bir daire gibi görünmüyor.

Anlaşılan o eski püskü daire boş.

Helen ve Kathy Tokyo'nun bir banliyösünde bir daire kiraladı.

O, Mary için güzel bir daire buldu.

Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.

Onlar bir daire kiraladı.

Bu harika bir daire.

Bir daire kiraladın mı?

Ona güzel bir daire buldum.

Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.

Biz daire şeklinde oturduk.

Küçük bir daire çizin.

Biz bir uçan daire gördük.

Dört odalı daire kiraladı.

Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.

Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.

İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.

Büyük bir daire arıyor.

Matematik öğretmenimiz tahtaya bir daire çizdi.

Öğretmenin etrafında bir daire oluşturduk.

Kardeşim bir daire arıyor.

Şehirde bir daire bulmak zorundalar.

Onlar bir daire oluşturdu.

Daire Victorian tarzı döşenmişti.

Şehirde bir daire kiralamak istiyoruz.

Ben bir daire buldum.

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.

Boston'da yaşadığımda bir daire kiraladım.

Tom daire kapısını sessizce açtı.

Tom listede üç ismi daire içine aldı.

Daire için 900 euro depozito ödedi.

Bu güzel bir daire.

Tom üç odalı bir daire kiralar.

Eskiden bilimsel ve teknolojik danışmanlık yapan bir daire vardı.

Tom annesininkine yakın bir daire kiraladı.

Neden Tom'un ismi daire içine alındı?

Onlarla bir daire paylaşıyorum.

Onunla bir daire paylaşıyorum.

Tom benim için güzel bir daire buldu.

O bir daire satın aldı.

Tom'un çalıştığı yere yakın bir daire bulması gerekiyor.

Ben kent merkezinde bir daire arıyorum.

Tom büyük bir daire arıyor.

Tom daha büyük bir daire arıyor.

Tom, Mary'ye çalıştığı yerden çok uzak olmayan bir daire buldu.

Bizim daire üçüncü katta.

Tüm eğlenceden sonra daire büyük bir karışıklık içindeydi.

Tüm çocuklar yerde bir daire içinde oturuyorlardı.

İyi bir daire biliyor musun?

Biz bir daire aramaya gittik.

Benim daire geçen hafta soyuldu.

Bu daire çok pahalı.

Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.

Bir daire çiz.

Küçük bir daire çiz.

1995'te daire satın aldık.

Herkese bir daire almak istiyorum.

Tom daire kapısını açtı ve içeri girdi.

Bu binada 5 kat ve 20 daire var.

Tom Park Caddesinde bir daire kiraladı.

Bu eski bir daire.

Bir uçan daire geldi ve ineğimi götürdü.

Küçük bir daire için her yeri araştırdım.

Harika! Daire kaba inşaat halinde mi alındı, yoksa oturmaya hazır mı?

İki odalı bir daire kiralamak isterim.

Tom mükemmel bir daire çizebilir.

Bu daire bir kişi için çok büyük.

Öğrenciler daire şeklinde oturuyorlar.

Evimin yakınında bir daire var.

Daire aslında bir otel olduğu için oda her gün temizlenecek mi?

Büyük bir daire yapalım.

Bir Manhattan daire için ortalama kira yaklaşık aylık 4000 dolardır.

Bir daire kiraladım.

Kira kontrolü bir ev sahibinin bir daire için isteyebileceği kirayı sınırlar.

Tom klimayı açtı ve daire soğumaya başladı.

Bu bir piramit şeması değil, bu bir hediye daire.

Yeni bir daire arıyor musunuz?

Onlar bir daire içinde oturdu.

Dan restoranın üstünde bir daire kiraladı.

Her şeyin olduğunu görmek için daire etrafında dolaştı.

Oslo'da bir daire almak çok zor, neredeyse imkansızdır.

Tom bir sopayla kumda bir daire çizdi.

Yere bir daire yap.

Yere bir daire çizin.

Öğrenciler bir daire içinde oturdular.

Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.

Ben bir daire arıyorum.

Bu daire fazla pahalı.

İçinde yaşadığımız daire o kadar küçüktür ki, bizim yer eksikliğimiz var.

Taşındığımızda daire tamamen boştu.

O bir daire kiraladı.

Ben bir uçan daire gördüm.

Bir daire istiyorum.

Onlar bir yarım daire içine oturdular.

Altı yüz avroluk daire mi? Ben bunu ödeyemem!

Also check out the following words: şeyiniz, varsa, yapabileceksiniz, ya, beklenmedik, sonuçlar, alırsanız, kitabı, okumadım, Seninle.