Turkish example sentences with "dünyayı"

Learn how to use dünyayı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.

Allah dünyayı yarattı.

Aşk dünyayı döndürür.

Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

Modern toplumun en büyük sorunlarından biri, insanların dünyayı benim gibi görmemeleri.

Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.

Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.

Dünyayı yöneten aşktır.

Beşik sallayan el dünyayı yönetir.

Parasız dünyayı düşünebiliyor musunuz?

Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.

Dünyayı araştırabilirsin ama asla Mary'den daha güzel bir kadın daha bulamazsın.

Dünyayı araştırabilirsin ve asla Tom'dan daha dürüst bir adam daha bulamazsın.

Tom dünyayı dolaştı

Güzel dünyayı kirlilikten korumak için ne yapmalıyız?

O, tek başına seksen günde dünyayı gezdi.

Tanrı dünyayı yarattı.

O, dünyayı gezdi.

O, tüm dünyayı gezdi.

Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.

Keşke dünyayı gezebilsem.

O, geçen yıl dünyayı gezdi.

Üniversiteden mezun olduktan sonra, dünyayı gezerek iki yıl geçirdim.

Bana öyle geliyor ki dünyayı gezmeyi seviyorsun.

Dinozorlar dünyayı yönetirdi.

Dünyayı gezmek istiyorum.

Dünyayı dolaşıyor.

Onun hayali Dünyayı gezmektir.

Bir gün dünyayı daha iyi bir yer yapacağız.

Senin konuşabildiğinin yarısı kadar iyi İngilizce konuşabilsem, tüm dünyayı seyahat etme hakkında endişeli olmam.

Para dünyayı yönetir.

Dünyayı kandırmak istediğinizde doğruyu söyleyin.

Dünyayı görmek istemez misin?

Dünyayı gezip diğer insanların nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorum.

Vin Diesel şınav çekerken kendini yukarıya çekmez, dünyayı aşağıya iter.

Tüm dünya bir çiçek ve tüm dünyayı koklayacak zamanım var.

Ailemi, ülkemi ve dünyayı seviyorum.

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.

İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.

Dünyayı dolaşmayı çok seviyorum.

Onlar dünyayı değiştirdiler.

Dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için birlikte çalışmamız gerek.

Darwin dünyayı değiştirdi.

Bu bomba bütün dünyayı yok edebilirdi.

Dünyayı kurtarabilecek tek kişi sensin.

Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.

Bir top model olmak ve dünyayı gezmek istiyorum.

Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.

Artık dünyayı anlamıyorum.

Artık dünyayı anlamıyorum, aslında onu hiç anlamadığımı kesinlikle şimdi fark ediyorum.

Tom dünyayı değiştirmek istiyor.

Ne için çalışıyoruz dünyayı gezip görmek için, değil mi?

Şimdi dünyayı bir dolaşın.

Şimdi dünyayı değiştirmek zorundayım.

Dünyayı değiştirmek için yeterince gücüm yok.

Batılılar, karşılıksız bastıkları paralarıyla dünyayı soymaya devam ediyorlar.

Gelecek nesiller için dünyayı korumalıyız.

Ekvator dünyayı iki yarım küreye ayırır.

Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendisini değiştirmeyi düşünmez.

İletişim dünyayı değiştirir, bilgi değil.

Bu dünyayı mezardan yönetmeye çalışan erkeklerden uzak durun.

Bir şair, bir adamın bir kadına baktığı gibi dünyayı inceler.

Yaşamını dünyayı değiştirerek geçirmek istiyordu.

Dünyayı dolaştık.

Keşke eski dünyayı görebilsem.

Dünyayı kadınlar değiştirecek.

Kadınlar dünyayı değiştirirler.

Dünyayı verseler okula gitmezdi.

Sadece barış dünyayı kurtarabilir.

Tom dünyayı kurtarmak istedi.

Dünyayı nasıl kurtarabiliriz.

Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.

Tom dünyayı kurtarabileceğini düşünüyor.

Tek başına dünyayı kurtaramazsın.

Tom dünyayı kurtarabilecek tek kişi.

Seni öperken etrafımızdaki dünyayı unutuyorum.

Dünyayı kurtarma planını anlat bakalım.

Dünyayı kurtarma niyetinde değiliz.

Tom dünyayı gezeceğini söylüyor.

İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı.

İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Prenses Diana'nın trajik ölümü dünyayı şoka uğrattı.

Tom yepyeni bir dünyayı fark etti.

Hadi dünyayı ele geçirelim!

Ben dünyayı görmek istiyorum.

Göze göz düşüncesi bütün dünyayı kör edecek.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Hepimiz dünyayı daha güvenli bir yer yapmak için çalışıyoruz.

Hoca dünyayı gezdi yine de çocuk kaldı.

Roma'nın kaderi dünyayı fethetmekti.

Seninle dünyayı fethetmek isterdim ama ikimizin çok da ileri gidemeyeceğini hissediyorum.

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.

"Taştandır demirdendir, Yediği hamurdandır, Bütün dünyayı doyurur, Kendi doymaz nedendir?" "Fırın."

Dünyayı seyahat etmekten hoşlanıyor gibi görünüyorsun.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Tom dünyayı değiştirecek.

Öbür dünyayı unutup hiç gitmeyecek gibi bu dünyada yaşayan azgın insanlar ve azgın halklar, yazık size.

Dünyayı değiştirmek istiyorum.

Senin gibi biri dünyayı değiştirebilir.

Also check out the following words: açtım, Doğduğum, yer, Nagasaki, güzel, liman, kentidir, Kızın, artık, çocuk.