Turkish example sentences with "bakmak"

Learn how to use bakmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

O kediye bakmak için istekliydi.

Köpek yerine bir kedi bakmak istiyorum.

Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.

Bebeğe bakmak benim işimdir.

Sabah güneşi bakmak için çok parlak.

Karısı iki çocuğunun yanı sıra şimdi kocasının dedesine de bakmak zorundaydı.

İngilizce bir kitap okurken bilmediğin her kelimeye sözlükten bakmak pek harika bir fikir değil.

Tom arabaya yakından bakmak için durdu.

İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.

Tom, daha yakından bakmak için eğildi.

Tom televizyonda neler olduğuna bakmak için yayın akışını kontrol etti.

Tom bu gece adamlarla içmek için dışarı çıkamaz. O evde kalmak ve annesine bakmak zorunda.

Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.

Bob Tilkiye evde bakmak istedi.

O, bir kedi bakmak istiyor.

Tom Mary'nin yerine işe bakmak zorunda kaldı.

Tom, Mary'ye bakmak zorunda.

Tom, Mary'ye bakmak zorundaydı.

Onun bebeğine bakmak zorundaydım.

O, postere bakmak için durakladı.

Böylesine büyük bir aileye bakmak zorunda olacağımı asla düşünmemiştim.

Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?

O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.

Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.

Bu kediye bakmak zorundayım.

Çocuklara bakmak zorunda kaldım.

Büyük bir aileye bakmak zorundayım.

Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.

İnsanlara bakmak kabalıktır.

Ona bakmak için para gönderdi.

İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

Köpeğine kendisi bakmak zorundaydı.

Tom Mary'ye tek başına bakmak zorundaydı.

Ailesine bakmak için çok çalıştı.

Çocuğuna bakmak için işini bıraktı.

Çiçekler bakmak için çok güzeldi.

Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.

Aileme bakmak için çok çalıştım.

Onlar gökyüzüne bakmak için bir teleskop kullanıyor.

Dişlerinize iyi bakmak önemlidir böylece yaşlandığınızda normal şekilde yiyebileceksiniz.

Yabancılara dikkatle bakmak kabalıktır.

Bu öğleden sonra Tom'a iki saat bakmak zorunda kaldım.

Tom'un icabına bakmak zorunda kaldım.

Yüzünüze utancımdan bakmak istemediğim anlar oluyor.

İnsanlara dik dik bakmak kabadır.

Tom Mary'ye bakmak için kendini ikna edemiyor.

Tom bir aileye bakmak için yeterli para kazanmıyor.

Tom yerdekinin ne olduğuna daha yakından bakmak için eğildi.

Tom burada olsa burada kalmak ve çocuklara bakmak zorunda olmam.

Anneme bakmak için bugün evde kalmak zorundayım.

Tom ne olduğuna daha iyi bakmak için pencereye gitti.

Aynada kendine bakmak ister misin?

Aynada kendime bakmak için banyoya koştum.

Görünmek için tamam ama bakmak için kaba.

Tom ailesine bakmak için yeterli para kazanmıyor.

Tom kendine bakmak için yeterince yaşlıdır.

Kendine bakmak için yeterince yaşlısın.

Bakmak ister misiniz?

Buna bakmak ister misin?

Buna bakmak ister misiniz?

Buna bakmak istiyor musun?

Sözcüğün anlamını bilmiyorsan sözlüğe bakmak zorundasın.

Mary sık sık küçük kardeşine bakmak zorunda.

Ağlayan bir bebeğe bakmak zordur.

Dün internette yanıtlara bakmak istedik, ama bulamadık.

Tom Mary'ye bakmak için geriye döndü.

Çizelgelere daha yakın bakmak istiyorum.

O rapora daha yakın bakmak istiyorum.

Hepsi Tom'a bakmak için döndü.

Tom'a bakmak için onların hepsi döndü.

Tom'a bakmak için her ikisi de döndü.

Tom'a bakmak için durdular.

Onların hepsi Tom'a bakmak için döndü.

Onlar Tom'a bakmak için döndü.

Tadına bakmak ister misin?

Tom Mary'nin yeni arabasına bakmak için otoparka yürüdü.

Sana bakmak zorunda kaldım.

O Mary'ye bakmak zorunda kaldı.

Tom Mary'ye bakmak için öne doğru eğildi.

Tom daha iyi bakmak için öne doğru eğildi.

O, annesine bakmak zorunda.

Tavşana bakmak zorundayım.

Aileme bakmak zorundayım.

Birçok çocuk kendilerine bakmak zorunda kaldı.

Şimdi kendimize bakmak zorundayız.

Eğer bir şey bulmak istiyorsan, bakmak gibi bir şey yoktur.

Sadece ona bakmak istiyorum, hepsi bu.

Tom ailesine bakmak için yeterli para kazanamadı.

Tom bana bakmak zorunda kaldı.

Menüye bakmak ister misiniz?

Tom fiyat etiketine bakmak için eğildi.

Tom bakmak istemiyordu ama kendini tutamadı.

O, ailesine bakmak için çok çalışmak zorunda.

Tom'a iyi bakmak için sana güvenebileceğimi biliyorum.

Hiç olmazsa pencereden dışarıya bakmak istemediğine inanamıyorum.

Dünyaya pembe gözlükle bakmak.

Dışarıya bakmak istiyorum.

Birimiz burada kalmak ve Tom'a bakmak zorunda.

Ben burada kalıp Tom'a bakmak istiyorum.

Tom etrafa bakmak için durdu.

Also check out the following words: satılıyor, okul, kütüphanesinin, Köpekleri, severim, Bulaşık, makinesinin, nasıl, çalıştığını, anlatabilir.