Turkish example sentences with "bak"

Learn how to use bak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sözcüklere sözlüğünden bak.

Bak! Orada göktaşı gidiyor.

Bak! Orada meteor gidiyor.

Resme bak.

Kelimelere sözlüğünden bak.

Karlarla örtülü şu dağa bak.

Bak! Tren geldi!

Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.

Bu resime bak.

Yukarıda verilen örneğe bak.

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.

Bu Japon arabasına bak.

Sayfanın üst kısmındaki resme bak.

Kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorsan, sözlüğe bak.

Koşan şu çocuğa bak.

Karla kaplı şu dağa bak.

Şu kırmızı binaya bak.

Lütfen mavi elbise giymiş şu kıza bak.

Tepesi karla kaplı olan dağa bak.

Tepenin üzerinde duran şu kuleye bak.

Köprünün üstünde giden trene bak.

Köprüyü geçen trene bak.

Dünya haritasına bir bak.

Beşikte uyuyan bebeğe bak.

Beşikte uyuyan sevimli bebeğe bak.

Şu yüksek binaya bak.

Bana bak.

Kediye bak.

Arkana bak.

Kızlara bak.

Lütfen bana bak.

Şu büyük köpeğe bak.

Şu resme bak.

Köpeğin atlamasına bak.

Atlamadan önce bak.

Kendi işine bak.

Yere bak.

Pencereden dışarı bak.

Sadece aynaya bak.

Şu büyük çekice bak.

Batan güneşe bak.

Benim için Bay Tanaka'ya iyi bak!

Rahatına bak.

Şu yakışıklı çocuğa bak.

Şu kayan yıldıza bak.

Şu siyah bulutlara bak.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

Şu resme bir bak.

Bak! İki çocuk kavga ediyor.

Oradaki kıza bak.

Masadaki kitaba bak.

Lütfen kendine iyi bak.

Ona sözlükte bak.

Oradaki buluta bak.

Gazın kapalı olup olmadığına bak.

Şu ağacın tepesine bak.

Oradaki şu boş kutulara bak.

Aynada kendine bak.

Göletteki şu balıklara bak.

Duvardaki ilana bak.

Kendine iyi bak.

Sözlükte bu kelimeye bak.

Duvardaki resme bak.

Gözlerime bak ve bana onu yapmadığını söyle.

Kelimeye sözlüğünde bak.

Sayfa ondaki notlara bak.

Ona bak. O yine sarhoş.

Şu yakışıklı erkek çocuğuna bak.

Oradaki koalaya bak.

Sözlüğünde ona bak.

Sözlüğe bak.

Şu yüzen çocuğa bak.

Onun masaya bırakdığı kitaba bak.

Atın üstündeki şu şövalyeye bak.

Masadaki şu resme bak.

Şu muazzam okyanus manzarasına bir bak.

Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.

Oradaki spor otomobile bak.

Amerikanın bu büyük haritasına bak.

Lütfen geriye dön ve bana bak.

Aynaya bir bak dostum.

Kelimeye sözlükte bak.

Git ve Bay Wilson'un evde olup olmadığına bak.

Şu kediye bak. O Bay Brown'unkidir.

Caddeyi geçen adama bak.

Arkana bak!

Onun boyadığı resme bak.

Bak. Benim evim seninkinden daha temiz.

Oradaki büyük binaya bak.

Sözlükte bu kelimelere bak.

Karlı kaplı dağlara bak.

Karla kaplı dağlara bak.

Lütfen ben yokken kedilerime bak.

Lütfen bir sözlükte bu kelimeye bak.

Kapağa bak.

Caddeyi geçmeden önce her iki yöne bak.

Ben yokken lütfen bebeğime bak.

Ben yokken lütfen köpeğime bak.

Orada duran uzun boylu güzel kıza bak.

Tom'un bu resmine bak.

Ailemin bu resmine bak.

Also check out the following words: oynamayı, öğreteceğim, biliyor, musun, Bunlar, çok, eski, kitaplar, kitaplarım, bizim.