Turkish example sentences with "annesinin"

Learn how to use annesinin in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin yemek pişirmesine yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
Translate from Turkish to English

Annesinin ölümünü duyduğunda ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Translate from Turkish to English

Annesinin tavsiyesini küçümsedi.
Translate from Turkish to English

O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
Translate from Turkish to English

Jane annesinin taktığı gibi aynı kurdeleyi taktı.
Translate from Turkish to English

Bebek annesinin kollarına sokuldu.
Translate from Turkish to English

O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English

Bir çocuk annesinin sevgisine karşı çok hassastır.
Translate from Turkish to English

Tom'un annesinin ve kız kardeşinin göğüs kanseri vardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye annesinin mektubunu okuyabilip okuyamayacağını sordu.
Translate from Turkish to English

Ben annesinin onu azarladığını gördüm.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin yulaf ezmeli kurabiye tarifini Mary ile paylaştı.
Translate from Turkish to English

Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Annesinin yerini kim alacak?
Translate from Turkish to English

Taro, annesinin sağ tarafında.
Translate from Turkish to English

Mike bugün annesinin arabasını yıkamak zorunda değil.
Translate from Turkish to English

Jack annesinin değerli bir vazosunu kırdı, ama bilerek yapmadı, bu yüzden o kızmadı.
Translate from Turkish to English

Kate'e annesinin adı verildi.
Translate from Turkish to English

Bebek annesinin sütüne can atar.
Translate from Turkish to English

Çocuk, annesinin kucağında uyudu.
Translate from Turkish to English

Bebek annesinin kollarında uyuyakaldı.
Translate from Turkish to English

Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
Translate from Turkish to English

O, annesinin arkasında durdu.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesinin elini tuttu.
Translate from Turkish to English

Ona annesinin nerede olduğunu sordu.
Translate from Turkish to English

Bize annesinin resmini gösterdi.
Translate from Turkish to English

Tom'un annesinin Japon olduğunu asla bilmiyordum.
Translate from Turkish to English

Her zaman annesinin peşinden koşuyor.
Translate from Turkish to English

Annesinin sağlığı hakkında endişeli.
Translate from Turkish to English

Bana annesinin bir doktor olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Genç çocuk annesinin ceketini giydi.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin pişirdiğinden başka bir şey yemez.
Translate from Turkish to English

Genç kız annesinin ceketini giydi.
Translate from Turkish to English

O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ona gönderdiği her mektubu saklar.
Translate from Turkish to English

Başını annesinin omuzunda dinlendirdi.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesinin çantasından para çaldı.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ona verdiği her şeyi yer.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin onu affetmesi için dua etti.
Translate from Turkish to English

Annesinin eski moda fikirleri var.
Translate from Turkish to English

O annesinin onayını ister.
Translate from Turkish to English

Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ unutamaz.
Translate from Turkish to English

Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ hatırlar.
Translate from Turkish to English

Bize annesinin bir resmini gösterdi.
Translate from Turkish to English

Bebek annesinin kollarında derin bir uykudaydı.
Translate from Turkish to English

O, annesinin ısrarı ile evlenmişti.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin akşam yemeği hazırlamasına yardım etti.
Translate from Turkish to English

O, annesinin hindi pişirmesine yardım etti.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin imzasını taklit etti.
Translate from Turkish to English

Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum.
Translate from Turkish to English

Tom ben ona merhaba dediğim zaman annesinin arkasına saklandı.
Translate from Turkish to English

Tom bize annesinin resmini gösterdi.
Translate from Turkish to English

Tom, annesinin onayını istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom, en son altı ay önce gördüğünden beri, annesinin ne kadar kötüye gittiğini görmekten şok olmuştu.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin, onun saçını tıraş etme biçimini sevmez.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin çantasından biraz para çaldı.
Translate from Turkish to English

O, annesinin ölümünden haberdar değil.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye annesinin onu hiç sevmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin kucağına düştü.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin masayı kurmasına yardım etti.
Translate from Turkish to English

Ne zaman bir aile tartışmamız olsa kocam benim yerime her zaman annesinin tarafını tutar.
Translate from Turkish to English

Echo annesinin dönmüş olmasından çok mutluydu.
Translate from Turkish to English

Annesinin sağlığı hakkında endişeleniyor.
Translate from Turkish to English

Mariya, Annesinin yeni arkadaşı olan Tom'un, ona yapmak istediği hediyeyi, meydan okurcasına red etti. Daha sonra bundan pişman oldu.
Translate from Turkish to English

Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Translate from Turkish to English

Mary minik sulama kutusuyla annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin bir resmini yaptı.
Translate from Turkish to English

Annesinin kaybı ona üzüntü ve pişmanlık getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeğini annesinin ona verdiği parayla ödedi.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin yemek pişirmesine yardım eder.
Translate from Turkish to English

Sulla düşmanlarını öldürmeye başladı ve Sezar onun öldüreceği insanların listesindeydi. Sezar'ın annesinin ailesi onun hayatı için yalvardı ve Sulla isteksizce onu bağışladı. Sonra Sezar Roma ordusuna katıldı ve Sulla'nın ölümünden sonra döndü.
Translate from Turkish to English

Küçük Mary, annesinin odasındaki ruju gizlice aldı.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin yemek pişirmesine yardım etti.
Translate from Turkish to English

O, beş yabancı dil konuşur ama o küfretmek istediğinde annesinin dilinde konuşur.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.
Translate from Turkish to English

Çocuk annesinin kolunu tuttu.
Translate from Turkish to English

Mary annesinin haberi olmadan kek yaptı.
Translate from Turkish to English

Marie, annesinin Noel ağacını süslemesine yardımcı oldu.
Translate from Turkish to English

Eğer Tom'a rastlarsan, ona annesinin nasıl olduğunu sor.
Translate from Turkish to English

Eğer Tom'u görürsen ona annesinin nasıl olduğunu sormayı unutma.
Translate from Turkish to English

Kız annesinin saçını çekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ona öğrettiği bir şarkıyı ıslık çalıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin şimdi yemek yemek istemediğine ikna oldu.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin masaya koyduğunu yemeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.
Translate from Turkish to English

O, annesinin tavsiyesini takip etmeli.
Translate from Turkish to English

Tom bize annesinin bir resmini gösterdi.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin sevdiği şarkıyla gösteriye başladı.
Translate from Turkish to English

O, kız arkadaşının annesinin şemsiyesini ödünç almasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin akşam yemeği hazırlamasına yardım etti.
Translate from Turkish to English

O bize annesinin fotoğrafını gösterdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye annesinin nerede olduğunu sordu.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin pencereleri yıkamasına yardım ediyor.
Translate from Turkish to English

Mary cep telefonuyla annesinin bir fotoğrafını çekti.
Translate from Turkish to English

Annesinin bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi.
Translate from Turkish to English

Annesinin trajik haberi onu yıktı.
Translate from Turkish to English

Tom annesinin onu ​​yalnız bırakmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Çiçeklerle, ilgilenir, konuşurken, yapmaktan, korkmayın, Sandalyeye, oturabilirsin, Vergiyi, ödemeliyiz, sınıfta.