Turkish example sentences with "anlamaya"

Learn how to use anlamaya in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.

Yaşlandıkça sağlığın her şey olduğunu anlamaya başlarsın.

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.

Birbirimizi anlamaya çalışalım.

Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

Tom anlamaya bile çalışmadı.

Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.

Öncelikle, onun niçin öyle düşündüğünü anlamaya çalışacağım.

Tom'un Boston'u neden sevdiğini anlamaya başlıyorum.

Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum.

Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.

Onu niye yapmadığını anlamaya çalışıyorum.

Anlamaya başlıyorum.

Onun görüşlerini anlamaya çalıştım.

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

Ne demek istediğini anlamaya başlıyorum.

Tom anlamaya çalışıyor.

Onun ne kastettiğini anlamaya başladım.

Bunu kendin anlamaya çalışmalısın.

Bu yazılımın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak sıkıcı.

Sanırım anlamaya başlıyorum.

Ne yapacağımı anlamaya çalışarak sabahı geçirdim.

Sen beni anlamaya çalıştın mı?

Hepinizi görmeye çalışıyorum, hepinizi anlamaya çalışıyorum, hiçbirinizi de unutmadım.

Anlamaya çalış.

Anlamaya çalışıyorum, anlayamayınca daha çok hata yapıyorum.

Bir şeyi anlamaya çalışıyorum.

Bunu anlamaya çalışma.

Bunu anlamaya çalışmayın.

Beni anlamaya çalış.

Beni anlamaya çalışmalısınız.

Tom'un nasıl hissettiğini anlamaya çalışmalısın.

Tom, daha yeni anlamaya başlıyor.

Tom anlamaya çalıştı.

Nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Bunu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.

Hâlâ ne yapacağımızı anlamaya çalışıyoruz.

Neyin yanlış olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Neden buraya gelmek istemediğini anlamaya başlıyorum.

O konudan bahsetmek istemiyorsan seni anlamaya çalışırım.

Onu anlamaya çalışıyorum.

Bir şey anlamaya çalışıyorum.

Şu anda onu anlamaya çalışıyoruz.

Hâlâ onu anlamaya çalışıyorum.

Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.

Bunu anlamaya çalış.

Tom onun hepsini anlamaya çalışıyor.

Tom şeyleri anlamaya çalışıyor.

Sadece, onun neden bana karşı geldiğini anlamaya çalışıyorum.

Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.

Hâlâ onun ülkeye nasıl girdiğini anlamaya çalışıyoruz.

Lütfen anlamaya çalış.

Seni anlamaya çalışıyorum.

Anlamaya başlıyor musun?

Ne anlamaya çalışıyorsun?

Tom Mary'nin neden ona kızgın olduğunu anlamaya çalışıyor.

Tom'un onu nasıl yaptığını anlamaya çalışıyorum.

Sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Tom anlamaya başladı.

Onun benden nefret etme nedenini anlamaya başladım.

Neden bizimle yaşamak istemediğini anlamaya çalışıyorum.

Yavaş yavaş çeviriler veya açıklamalar olmadan metni anlamaya başlayacaksınız.

Birinin neden böyle bir şey yapacağını anlamaya bile başlayamıyorum.

Tom yanlış anlamaya güldü.

Dedektif suç inceliklerini anlamaya çalıştı.

Ben sadece birinin neden böyle bir şey yapacağını anlamaya çalışıyorum.

Onu anlamaya başlıyorum.

Ben ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Ben sadece bunu nasıl yapacağımı anlamaya çalışıyorum.

Tom'un nasıl hissettiğini anlamaya çalışman gerekir.

O zaman anlamaya başladım.

Nedenini anlamaya başlıyoruz.

Tom'un kime para vermiş olabileceğini anlamaya çalışıyorum.

Biz hâlâ onu anlamaya çalışıyoruz.

Sebebini anlamaya başlıyorum.

Tom anlamaya başlıyor.

Tom bunu kendi başına anlamaya çalıştı.

Ben senin eğlenmek için ne yaptığını anlamaya çalışıyorum.

Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Anlamaya çalışıyorum.

Ben bunu anlamaya çalışıyorum.

Kendini onun yerine koymaya ve onun ne yaşadığını anlamaya çalış.

İngilizce çeviri olmadan bunu İspanyolca anlamaya çalışın.

O sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Hmm, bence bir şey oldu. Bir saniye bekle, onu anlamaya çalışacağım.

Tom'un neden ayrıldığını anlamaya çalışıyorum.

Tom sadece ne olduğunu anlamaya çalıştı.

Onun nasıl mümkün olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Şimdi anlamaya başlıyorum.

Ne yapılması gerektiğini anlamaya çalışıyoruz.

Sanırım onu anlamaya başlıyorum.

O zaman Tom'un ne yapmış olabileceğini anlamaya çalışıyordum.

Hâlâ ne olduğunu anlamaya çalışıyorum?

Bu oyunu neden bu kadar çok sevdiğini anlamaya başlıyorum.

Sanırım buradaki sorunu anlamaya başlıyorum.

Bunu anlamaya çalıştım ama yapamadım.

Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.

Tom orada olmaması gerektiğini anlamaya yetecek kadar akıllıydı.

Tom, neyin yanlış olduğunu anlamaya yetecek kadar akıllıydı.

Bir kadın kocasını sevmeli ve onu anlamaya çalışmalı. Bir erkek karısını çok sevmeli ve anlamayı hiç de denememeli bile.

Also check out the following words: devamı, mıdır, anlamak, gerçekten, Dün, yedinci, doğum, günümdü, Evren, oluştu.