Turkish example sentences with "ancak"

Learn how to use ancak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar.
Translate from Turkish to English

Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
Translate from Turkish to English

Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
Translate from Turkish to English

O her gün, dışarıda yemek yerdi, ancak şimdi buna gücü yetmiyor.
Translate from Turkish to English

Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
Translate from Turkish to English

Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi.
Translate from Turkish to English

Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.
Translate from Turkish to English

Ancak, miktar doğru değildi.
Translate from Turkish to English

Ancak, onun sözlerine hiç inanılmadı.
Translate from Turkish to English

Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
Translate from Turkish to English

Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
Translate from Turkish to English

Bu sorun, ancak, daha dikkatli değerlendirilmelidir.
Translate from Turkish to English

Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.
Translate from Turkish to English

Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.
Translate from Turkish to English

Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
Translate from Turkish to English

Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.
Translate from Turkish to English

Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.
Translate from Turkish to English

Onu aradım, ancak hat meşguldü.
Translate from Turkish to English

Tanrım, bana iffet ve ölçülülük ver, ancak henüz değil.
Translate from Turkish to English

Barış şiddetin yokluğu değildir ancak adaletin varlığıdır.
Translate from Turkish to English

Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
Translate from Turkish to English

Para iyi bir hizmetkar, ancak kötü bir ustadır.
Translate from Turkish to English

O birkaç kez sigarayı bırakmak için çalıştı, ancak başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

O tekrar tekrar denedi, ancak başarılı olamadı.
Translate from Turkish to English

Tom solaktır, ancak sağ eliyle yazar.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary bir şemsiyeyi paylaştı. Ancak, yeterince büyük değildi ve her ikisi de ıslandı.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman iyi davranır. Ancak, Mary değil.
Translate from Turkish to English

Tom sadece arkadaş olmak istedi. Ancak, Mary çok daha fazlasını istedi.
Translate from Turkish to English

Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary komşulardı, ancak nadiren birbirlerini görüyorlardı.
Translate from Turkish to English

Bu onun mektubu, ancak imzalanmamış.
Translate from Turkish to English

O, ancak bir çocuk.
Translate from Turkish to English

Tom pozisyon için başvurdu, ancak onu alamadı.
Translate from Turkish to English

Tom pasaport için başvurdu, ancak geri çevrildi.
Translate from Turkish to English

O tür bir şeyi yapmaya ancak Tom'un cesareti vardı.
Translate from Turkish to English

Mary ve John tartıştılar, ancak bir süre sonra barıştılar.
Translate from Turkish to English

John henüz gelmedi, ancak o gelirse, seni ararım.
Translate from Turkish to English

Mary'yi aradım, ancak hat meşguldü.
Translate from Turkish to English

Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
Translate from Turkish to English

O, elinden geleni yaptı, ancak başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.
Translate from Turkish to English

Ahşap yüzer, ancak demir batar.
Translate from Turkish to English

O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
Translate from Turkish to English

Ancak sabah kahvaltısı için yeterli ekmeğimiz var.
Translate from Turkish to English

Yazı severim ancak sıcağa katlanamam.
Translate from Turkish to English

Bir beyefendi gibi giyinir ancak bir şaklaban gibi konuşur ve hareket eder.
Translate from Turkish to English

Ancak düşmanlarımız ise muvaffakiyetsiz olmamızı ister.
Translate from Turkish to English

Muvaffakiyetsizleşmek ise ancak insanın kendi hatarı nedeniyle gerçekleşir, nazarla filan değil.
Translate from Turkish to English

Ancak muvaffakiyetsizleştiricileştiriverebilmek herkesin harcı değildir.
Translate from Turkish to English

Ancak yine de bu muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerden dost olmaz.
Translate from Turkish to English

Ancak bir gün gelir de, biri size bir başkası hakkında "O mu­vaf­fa­ki­yet­siz­leş­ti­ri­ci­leş­ti­ri­ve­re­me­ye­bi­le­cek­le­ri­miz­den­miş." derse, o kişiyi bulup "Siz mu­vaf­fa­ki­yet­siz­leş­ti­ri­ci­leş­ti­ri­ve­re­me­ye­bi­le­cek­le­ri­miz­den­miş­si­niz." deyin.
Translate from Turkish to English

Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.
Translate from Turkish to English

Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
Translate from Turkish to English

Mektubunu ancak dün alabildik.
Translate from Turkish to English

Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
Translate from Turkish to English

Bazen içecek çok fazla şey ancak yeterlidir.
Translate from Turkish to English

Kesinlikle hoşuma gitmiyor ancak yine de onu deneyeceğim.
Translate from Turkish to English

Tom ancak kendini suçlayabilir.
Translate from Turkish to English

Seni ancak teneşir paklar.
Translate from Turkish to English

Beni ancak seven anlar.
Translate from Turkish to English

Babamın verdiği para yola ancak yetti.
Translate from Turkish to English

İşe başladım ancak henüz ilk maaşımı alamadım.
Translate from Turkish to English

Sınıfa girdiğimde üç-beş öğrenci ancak kalmıştı.
Translate from Turkish to English

Trafik o kadar yoğundu ki ancak gelebildim.
Translate from Turkish to English

Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
Translate from Turkish to English

Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
Translate from Turkish to English

Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.
Translate from Turkish to English

Hayat ancak absürt bir rüyadır.
Translate from Turkish to English

Onlar tüccar değiller, ancak çiftçiler.
Translate from Turkish to English

Bizler tanrılar değiliz, ancak katıksız insanlarız.
Translate from Turkish to English

Vladimir Putin vurguladı, "ancak bugün başka bir durumdur."
Translate from Turkish to English

Bilmiyordum saat kaç ancak biliyordum ki eğer durup birine sorarsam o zaman kesin geç kalacaksın.
Translate from Turkish to English

Niyetimiz aynı ancak çalışma biçimimiz değil.
Translate from Turkish to English

O meşgul bir adam,onunla ancak telefonla iletişime geçebilirsin.
Translate from Turkish to English

George fakirdir ancak her zaman mutludur.
Translate from Turkish to English

Ben başarının anahtarını bilmiyorum ancak başarısızlığın anahtarı herkesi hoşnut etmeye çabalamaktır.
Translate from Turkish to English

Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.
Translate from Turkish to English

Bir sonraki otobüsü kaçırabiliriz, ancak her halükarda geceyarısına kadar orada oluruz.
Translate from Turkish to English

Mary arkadaş canlısı gözükmez ancak iyi kalplidir.
Translate from Turkish to English

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
Translate from Turkish to English

Güzel olan insanlar daima iyi değildir, ancak iyi olan insanlar daima güzeldir.
Translate from Turkish to English

Tom'un kiminle evleneceğine yalnız ve ancak Tom karar verebilir.
Translate from Turkish to English

Charon gezegen Pluto'nun bir uydusu olarak kabul edilmektedir. Ancak onun çapı Pluto'nun yarı çapından daha büyük olduğu için o, eşit bir ortak olarak kabul edilmektedir; ve Pluto ve Charon bir çift gezegen olarak kabul edilmektedir.
Translate from Turkish to English

Takeshi ödevimde bana yardım etmeye söz verdi, ancak son dakikada beni yüzüstü bıraktı.
Translate from Turkish to English

Valla ancak kendimi bu kadar kötü gösterebildim.
Translate from Turkish to English

Senin için önemsiz ancak başka insanlar için değerli olan bir paran varsa; onu iyilik yapmak için kullan.
Translate from Turkish to English

Tom etrafına baktı, ancak hiçbir şey göremedi.
Translate from Turkish to English

Ancak, ben uzman değilim.
Translate from Turkish to English

Ancak, ben farklı düşünenlerden biriyim.
Translate from Turkish to English

O, okulda Fransızca öğrendi, ancak çoğunu unuttu.
Translate from Turkish to English

Tom ancak bir amatördür.
Translate from Turkish to English

Böyle giderse, ancak akşama varırız.
Translate from Turkish to English

O bir İngiliz vatandaşı, ancak Hindistan'da yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Bu cümle dilbilgisel ve sözdizimsel olarak doğru, ancak kulağa çok İngilizce gelmiyor.
Translate from Turkish to English

Ancak bu rahatlatıcı bir durum değildir.
Translate from Turkish to English

O doğru. Japonca'daki ウエートレス, İngilizce'deki hem "waitress" hem de "weightless" sözcüklerinin karşılığıdır. Ancak "waitress" daha yaygın bir anlamdır.
Translate from Turkish to English

Onu hep bekledi, ancak o hiç geri dönmedi.
Translate from Turkish to English

Gördüklerinin ancak yarısına inan. Duyduklarının ise hiçbirine.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: insanlar, hür, haysiyet, ve, haklar, bakımından, eşit, doğarlar, Akıl, vicdana.