Turkish example sentences with "şeye"

Learn how to use şeye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.

Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.

İçecek bir şeye ihtiyacı var.

Hiçbir şeye üzülmeye niyeti yok.

İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz.

Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.

Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.

Bu şeye ne denilir?

Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.

O, söylediğim her şeye inanır.

O, bir şeye yarar.

Süt, tereyağı, peynir, ve daha birçok şeye dönüştürülebilir.

Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.

Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.

O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.

İnsan Allah kadar her şeye kadir değildir.

İnsanlar iletişim kurmak pek çok şeye sahiptir ve bunun için çok yola sahiptir.

Yiyecek bir şeye ihtiyacımız var.

İstediğin her şeye sahibim.

Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.

Tom, Mary'ye John'un söylediği her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor gibi görünüyor.

Tom Mary'nin söylediği herhangi bir şeye inanamayacağını söylüyor.

Tom'un sana söylediği her şeye inanmamalısın.

Tom olabilecek her şeye hazır.

Tom başka bir şeye yapamayacak kadar çok yorgun olduğunu söyledi.

Uzun bir süre, ben senin yaptığın aynı şeye inandım.

Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.

Tom Mary'nin söylediği bir şeye güvenmiyor.

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanmaması gerektiğini bilmiyordu.

Tom ihtiyacı olan her şeye ellerini dokunduramıyordu.

Tom Mary'ye Web'te okuduğu her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Bir şeye ihtiyacın olduğunda beni nerede bulacağını biliyorsun.

Her şeye rağmen onu becerdin.

O, böyle bir şeye inanacak kadar aptal mı?

Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.

Nancy kendisi için hiçbir şeye karar veremez.

Herkes ona karşı çıktı fakat her şeye rağmen Mary ve John evlendi.

Tom Mary'nin olduğunu söylediği şeye inanamadı.

Şu an bir şeye ihtiyacım yok.

Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.

Her şeye bir limit vardır.

Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.

Onun söylediği bir şeye güvenemezsin.

Duyduğun her şeye inanma.

Şu adamın söylediği bir şeye inanamazsın.

Öğretmen burnunu her şeye sokar.

Bir şeye ihtiyacınız olursa bana söylemeye çekinmeyin.

O tür bir şeye karışmak istemem.

O, ona, öğretmenin söylediği her şeye inanmamasını söyledi.

Başka bir şeye ihtiyacın var mı?

Her şeye sahipsiniz.

İhtiyacım olan her şeye sahibim.

Bu yer her şeye sahiptir.

Her şeye rağmen onu başardın.

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.

Son zamanlarda söylediği en ufak şeye bile sinirlenir oldum.

Yazmak için bir şeye ihtiyacım var.

Daha dikkatli ol.Her şeye acele etmek işlerini berbat edecektir.

Bir şeye ihtiyacın olursa, bana bildir.

Gençlerin günümüzde bir şeye inanmasının ne kadar zor olduğunu anlamıyor gibisin.

Hoşunuza giden bir şeye buyurun.

Şimdi her şeye baştan başlamalıyım.

Sen ve ben ortak bir şeye sahibiz.

Bir şeye uzun süre bağlı kalamaz.

Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.

Bir şeye asla uzun süre bağlı kalmaz.

Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister.

Böyle bir şeye inanacak kadar aptal değildir.

Böyle bir şeye inanmayacak kadar akıllıdır.

Yaşlı insanlar, uğruna yaşayacak bir şeye ihtiyaç duyar.

Tom neredeyse yediği her şeye tuz atar.

Keşke daha fazla şeye sahip olsam.

Bir şeye ihtiyacın var mı?

Hiçbir şeye dokunma.

Sadece bir şeye ihtiyacım var.

O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.

Her şeye ve herkese bir kusur buluyor.

Yaptığın şeye ilgi göster.

Yaptığın şeye özen göster.

Bu, yaptığın şeye ilgi göstermediğinde olandır.

Acelen yoksa çaya veya başka bir şeye ne dersin?

Bir fincan çaya veya başka şeye ne dersin, acelen yoksa.

Sanırım Tom'un bir şeye ihtiyacı var.

Sanırım Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor.

Sanırım ihtiyacım olan her şeye sahibim.

Tom her zaman bir şeye konsantre oluyor gibi görünüyor.

Tom'un aradığı şeye sahibim.

Bu kötü öksürük bir şeye işaret mi?

Tom'un bana söylediği her şeye inanmıyorum.

Senin Tom'a söylediğin şeye istemeden kulak misafiri oldum.

Neden çaysız bırakılmıyoruz biliyor musun Olric? Çünkü bizi hiçbir şeye muhtaç bırakmak istemiyorlar.

Tom'un söylediği her şeye inanamıyorum.

Tom'un söylediği herhangi bir şeye inanamıyorum.

Benim olmayan şeye bindim mi sizce?

Evlilik kurumu diye bir şeye inanmıyorum.

İhtiyacım olan şeye sahibim.

Also check out the following words: gibi, Şarkıları, gençler, arasında, iyi, biliniyor, davetiye, aldım, Matsuyama'da, doğup.