Turkish example sentences with "alacak"

Learn how to use alacak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Sözlüğü alacak kadar param yok.
Translate from Turkish to English

En iyi halde ortalama bir not alacak.
Translate from Turkish to English

Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
Translate from Turkish to English

O otomobili satın alacak mısınız?
Translate from Turkish to English

Arabayı satın alacak mısınız?
Translate from Turkish to English

Sam, bu senin saatlerini alacak.
Translate from Turkish to English

Otobüs bizi nereden alacak?
Translate from Turkish to English

İstasyona taksiyle gitmek 20 dakikamı alacak.
Translate from Turkish to English

Bu güzel günlerden bir gün o sadece hak ettiğini alacak.
Translate from Turkish to English

O kitabı okumayı bitirmem uzun bir zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Tom üniversite derecesiyle daha iyi bir iş alacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un durumu istediği yerde bir ev alacak kadar oldukça iyidir.
Translate from Turkish to English

Tom gelecek hafta yeni bir araba satın alacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak.
Translate from Turkish to English

Daha az sayıda işçi eşya satın alacak paralı daha az sayıda insan anlamına geliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom okuldan sonra çocukları gelip alacak.
Translate from Turkish to English

Görev için kalifiye olması onun en az iki yılını alacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un nefes alacak zamanı yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un biraz zamanını alacak, fakat sonunda Mary'nin üstesinden gelecek.
Translate from Turkish to English

Biraz zaman alacak, ama sonunda Tom tekrar yürüyebilecek.
Translate from Turkish to English

Sizin yerinizi kim alacak?
Translate from Turkish to English

Annesinin yerini kim alacak?
Translate from Turkish to English

Onların sınıfının sorumluluğunu kim alacak?
Translate from Turkish to English

Biraz zaman alacak, fakat sanırım nasıl gitar çalınacağını öğrenebileceğim.
Translate from Turkish to English

Yeni bir traktör almak için yeterli paramızın olması biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Bütün çatının karını kürekle temizlemek biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Peruk takmaya alışmak biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Kamyonu boşaltmayı bitirmek biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

O, rüşvet alacak son adamdır.
Translate from Turkish to English

Gelecek seçimlerde işini geri alacak.
Translate from Turkish to English

Emi İngilizce eğitimi alacak.
Translate from Turkish to English

İyileşmek uzun zaman alacak mı?
Translate from Turkish to English

O gelecek hafta İngilizce eğitimi alacak.
Translate from Turkish to English

O, gelecek hafta yeni bir bisiklet alacak.
Translate from Turkish to English

Böylesine pahalı bir bisikleti alacak kadar delisin.
Translate from Turkish to English

O arabayı satın alacak mısın?
Translate from Turkish to English

Almanca öğrenmem zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Onu alacak kadar zengin değilim.
Translate from Turkish to English

Yeni bir bisiklet alacak.
Translate from Turkish to English

Bilet alacak param yoktu.
Translate from Turkish to English

Bir araba alacak kadar param var.
Translate from Turkish to English

Mary diplomasını haziranda alacak.
Translate from Turkish to English

Otobüs bizi saat kaçta alacak?
Translate from Turkish to English

Ondan tavsiye alacak kadar akıllıydı.
Translate from Turkish to English

Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
Translate from Turkish to English

Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
Translate from Turkish to English

Keşke o arabayı satın alacak yeterli param olsa.
Translate from Turkish to English

O garaj iki otomobil alacak yere sahip.
Translate from Turkish to English

Sözlüğü alacak param yok.
Translate from Turkish to English

Tom önümüzdeki hafta birkaç gün izin alacak.
Translate from Turkish to English

Konser biletlerini alacak paraları yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom istediği evi satın alacak kadar yeterli paraya sahip.
Translate from Turkish to English

Soğuk algınlığımı atlatmak uzun zamanımı alacak.
Translate from Turkish to English

Mary yeni perdeleri için saten malzeme alacak.
Translate from Turkish to English

İşi alacak mısın?
Translate from Turkish to English

Buradaki hayata alışmak biraz zamanımı alacak gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Polis sadece parayı alacak ve belki de sahibini aramayacaklar bile.
Translate from Turkish to English

Bunu bitirmek çok zamanımı alacak.
Translate from Turkish to English

Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
Translate from Turkish to English

Bu zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Aylar alacak.
Translate from Turkish to English

Saatler alacak.
Translate from Turkish to English

Tom onu alacak.
Translate from Turkish to English

Tom bir tane alacak.
Translate from Turkish to English

Tom bunu dikkate alacak.
Translate from Turkish to English

Bu daha ne kadar alacak?
Translate from Turkish to English

Oraya varmamız daha ne kadar alacak?
Translate from Turkish to English

Dün baktığın şu elbiseyi alacak mısın?
Translate from Turkish to English

Tom anneler günü için muhtemelen annesine biraz çiçek alacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un ihtiyacı olan her şeyi alacak yeterli parası yoktu.
Translate from Turkish to English

Tom'un istediği gitarı alacak yeterli parası yoktu bu yüzden daha ucuz olanını aldı.
Translate from Turkish to English

Bu gerçekten biraz vakit alacak.
Translate from Turkish to English

Bu gerçekten zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Sadece biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Oraya gitmek en az bir saat alacak.
Translate from Turkish to English

Tom ihtiyacın olan her şeyi sana alacak.
Translate from Turkish to English

Bunu açıklamak biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Bu biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Bu bir dakikanızı alacak.
Translate from Turkish to English

O mümkün ama zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Biraz zaman alacak.
Translate from Turkish to English

Yaklaşık bir saat alacak.
Translate from Turkish to English

Bu biraz zaman alacak mı?
Translate from Turkish to English

Yaklaşık üç saat alacak.
Translate from Turkish to English

Tom uygun ayakkabıları nereden alacak?
Translate from Turkish to English

Facebook 19 milyon dolara Whatsapp'ı satın alacak.
Translate from Turkish to English

Sonunda Tom'un yerini alacak birini işe aldık.
Translate from Turkish to English

Tom yeni bir bilgisayar satın alacak.
Translate from Turkish to English

Herkes hak ettiğini alacak.
Translate from Turkish to English

Onu satın alacak mısın, almayacak mısın?
Translate from Turkish to English

Tiyatro biletlerini kim alacak?
Translate from Turkish to English

Bunu o alacak.
Translate from Turkish to English

Tom bir tane ve onu seven bir kız alacak.
Translate from Turkish to English

Karl'ın ölümünün öcünü kim alacak?
Translate from Turkish to English

Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?
Translate from Turkish to English

Tom büyük olasılıkla kırmızı arabayı satın alacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un alacak bazı kararları var.
Translate from Turkish to English

Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.
Translate from Turkish to English

O, kırmızı bir kazak alacak.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kibar, ol, kullanılan, işletim, sistemi, Windows'tur, Eğer, dersen, aynısını, söylerim.