Turkish example sentences with "çocuğa"

Learn how to use çocuğa in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O, Mackintosh çocuğa yardım eder.

Çocuğa bu kıyafetleri giydir.

Çok zeki bir çocuğa benzemiyor.

Tom zeki bir çocuğa benziyor.

Çocuğa ne ad verilecek.

Uygurlar arasında, isim verme töreni bir çocuğa isim verildikten sonra düzenlenir.

Koşan şu çocuğa bak.

Onu küçük çocuğa verdim.

O, kitap okuyan bir çocuğa yaklaştı.

Sahip olduğum az parayı çocuğa verdim.

Lucy çocuğa yakınlaştı ve elini onun kafasına koydu.

Çocuğa büyükannesinin anısına Sophia adı verildi.

Mike çocuğa doğru yanaştı.

O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.

Tom hiç çocuğa sahip değildir.

O on çocuğa sahiptir.

O, çocuğa bir oyuncak verdi.

O, iyi bir çocuğa benziyor.

İnsanlar çocuğa güldü.

Onlar çocuğa baktılar.

Şu yakışıklı çocuğa bak.

Çocuğa çantamı taşıttım.

Çocuğa o baktı.

Ben onu küçük bir çocuğa verdim.

Herkes çocuğa güldü.

Her çocuğa bir hediye verildi.

Köpek küçük bir çocuğa hırladı.

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

Çocuğa yardım etmek için kan verdik.

Ben bu çocuğa bakacağım.

Çocuğa nasıl sebze yedirebilirim?

O, dur işaretini görmedi ve neredeyse caddeyi geçen çocuğa vuracaktı.

O, akıllı bir çocuğa benziyor.

Medeniyet, bir çocuğa benzer ki; dünyaya gelir, rüşdüne erer, büyür, ihtiyarlar ve sonunda da ölür.

Şu yüzen çocuğa bak.

Akıllı bir çocuğa benzemiyordu.

Her bir çocuğa üç soru sordum.

Her çocuğa iki elma veriyor.

Sinirlendi ve çocuğa vurdu.

Yaşlı adam çocuğa barınak verdi.

Çocuğa herkes tarafından gülündü.

Bu çocuğa neler olmuş bilmiyorum.

Mary çocuğa babasını önemsemesini söyledi.

Çocuğa ebeveynleri tarafından eşlik edildi.

Çocuğa ne olduğunu bilmiyorum.

Sahip olduğu azıcık parayı çocuğa verdi.

Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

Tembel olduğu için çocuğa kızdım.

O kayıp çocuğa ne olduğunu merak ediyorum.

Öğretmen çocuğa gürültü yapmamasını söyledi.

Küçük bir çocuğa sigara satmak yasal değil.

Orada oynayan çocuğa sorabilirsin.

Çocuğa bir oyuncak aldı.

Küçük kız kardeşimin 2 çocuğa sahip bu benim iki yeğenim olduğu anlamına geliyor.

Bu gece Tom'dan bizim için çocuğa bakmasını isteyebilirim.

Çocuğa hayran olmayan kimse yoktu.

İyi bir çocuğa benziyorsun.

Çocuğa bir saniyeliğine bakıver.

Bu şekeri çocuğa ver.

Yazık, şu zavallı çocuğa bak!

Bir çocuğa ihtiyacından fazla para vermeyin.

Çocuğa bakmalısın.

O çocuğa bakacağım.

O, erkek çocuğa çok düşkün gibi görünüyor.

Tom bir çocuğa benzediğimi söylüyor.

Ben bir çocuğa benziyorum.

Bir çocuğa benziyorsun.

Bizim çimi biçmesi için bitişikteki çocuğa ödeme yaparız.

Ebeveynleri öldüğünden beri bu çocuğa ben bakıyorum.

Hani çocuğa destek olacaktın?

Ağlamayan çocuğa meme verilmez.

Araba çocuğa çarptığında şans eseri karşılaştım.

Bırakın çocuğa yüklenmeyi, hepiniz İngilizce profesörü gibi davranıyorsunuz.

Bu, çocuğa özgü bir oyun.

Çocuğa bir kitap verdim.

Tom düzgün bir çocuğa benziyor.

Lütfen çocuğa hakaret etmeyin.

Şu çocuğa bak!

Çocuğa bir mola ver.

Tom artık bir çocuğa benzemiyor.

Ebeveynleri ölü olan bir çocuğa bir yetim denilir.

O 20 çocuğa sahiptir.

Çocuğa bakmanı istiyoruz.

Çocuğa bağırdı: "Sessiz ol!".

Bayan Gray çocuğa kendisi konuşurken konuşmamasını söyledi.

Bazıları 2.Ramses'in altı kadına ve 100'den fazla çocuğa sahip olduğunu söylüyorlar.

Sabrını kaybetti ve çocuğa vurdu.

Misafirlere kaba davrandığı için çocuğa özür dilemesi söylendi.

Bir çocuğa gerekli olduğundan daha fazla para verme.

Tom sekiz yaşındaki çocuğa taciz girişiminde bulundu.

Bana bir çocuğa davrandığın gibi aynı şekilde davranma.

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.

Ben birçok çocuğa bakmak zorunda kaldığım için yıprandım.

Her çocuğa üç bonbon şekeri verdim.

O anneme çocuğa baktırdı.

O, çocuğa kalemini keskinleştirmesini öğretti.

O, çocuğa kalemi keskinleştirmesini söyledi.

Bir kitap okuyan çocuğa itirazım yok.

Amerika Birleşik Devletleri'nde, bir kadın ortalama olarak sadece üç çocuğa sahiptir.

Sen bu çocuğa aşıksın.

Çocuğa onlarla gitmesi için izin verildi.

Also check out the following words: site, bilmiyor, içmek, size, zarar, verecektir, okulunu, samimiyetle, seviyor, gidebilir.