学习如何在土耳其语句子中使用vermek。超过100个精心挑选的例子。
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için kafa kafaya vermek zorundalar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
Translate from 土耳其语 to 中文
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sipariş vermek için hazır mısınız?
Translate from 土耳其语 to 中文
Sipariş vermek ister misiniz?
Translate from 土耳其语 to 中文
Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, telefona cevap vermek için kalktı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona destek vermek bize düşer.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sonucun hesabını vermek zorundasın.
Translate from 土耳其语 to 中文
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu soruya cevap vermek zor.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, bir gün yaptığının hesabını vermek zorunda kalacak.
Translate from 土耳其语 to 中文
İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Evlilikte vermek ve almak eşit olması gerekir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kararı vermek size kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom yarın Boston'a hareket edeceği için, bugün bunu ona vermek için son şansımız.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'ye vermek için bir kamera satın aldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom, onun doğum gününde vermek için Mary'ye bir kamera satın aldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
Translate from 土耳其语 to 中文
Anneme vermek istediğim kitap budur.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bir parti vermek hoş olurdu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom yaz tatilinden önce beş kilo vermek istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom doğum günü için Mary'ye özel bir şey vermek istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom doğum günü için Mary'ye bir küpe vermek istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'ye işi henüz niçin yapmadığını açıklamak için bir fırsat vermek istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom karar vermek için isteksiz görünüyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom soruya cevap vermek istemedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'ye yol vermek için öne geçmeye karar verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom bu sabah sana bunu vermek için geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom arkadaşlarına vermek için Çin'de yapılmış bir miktar cibinlik aldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bir karar vermek için henüz yeterli bilgimiz yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona en küçük bir rahatsızlık bile vermek istemiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
O karar vermek için uzun bir zaman ayırdığından dolayı bir üne sahiptir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Eğer kilo vermek istiyorsanız, yemeksiz bir gün geçirin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Mary her zaman fikrini vermek zorundadır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom birkaç ay önce kilo vermek için uğraşmaya başladı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin onu öpmesine izin vermek niyetinde değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Amacım zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana zarar vermek niyetinde değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben kilo vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Karar vermek size kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Karar vermek sana kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Garson, sipariş vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Niyetim sana zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona ödünç para vermek zorundaydım.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben de aynı siparişi vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom telefona cevap vermek zorunda kaldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ne yapacağına karar vermek sana kalmıştır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Amacım zarar vermek değildir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sana o izlenimi vermek istememiştim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Amacım size zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un karar vermek için sadece bir haftası var.
Translate from 土耳其语 to 中文
O soruya cevap vermek kolaydır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ne yapacağına karar vermek size kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu soruya cevap vermek kolaydır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bu konuda karar vermek size kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ne yapacağına karar vermek sana kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom zor bir karar vermek zorundaydı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
Translate from 土耳其语 to 中文
En azından yapabileceğin şey bana cevap vermek.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O mektuba cevap vermek gerekli değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Anneme bir bitki vermek istiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şimdi karar vermek zorunda olduğunuz zaman.
Translate from 土耳其语 to 中文
Telefona cevap vermek için işine ara verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
Translate from 土耳其语 to 中文
Gitmek isteyip istemediğinize karar vermek size kalmış.
Translate from 土耳其语 to 中文
Meksika yasalarına uymak için söz vermek zorunda kaldılar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Niyeti zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Niyetimiz zarar vermek değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Size zarar vermek istemiyoruz.
Translate from 土耳其语 to 中文
Depozito vermek zorunda mıyım?
Translate from 土耳其语 to 中文
Cevap vermek kolaydı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.
Translate from 土耳其语 to 中文