zamanı kelimesini Türkçe bir cümlede nasıl kullanacağınızı öğrenin. 100'den fazla özenle seçilmiş örnek.
Safari ve diğer macOS uygulamalarında tek tıklamayla çeviri yapın.
Safari, Mail, PDF'ler ve diğer uygulamalarda tek tıklamayla çeviri yapın.
Tüm web siteleri ve Netflix altyazıları için çift tıklama çevirisi.
Ücretsiz edinBilgisayarınızdaki Chrome'a (veya başka bir tarayıcıya) yükleyin ve interneti sanki yabancı dil yokmuş gibi okuyun.
Ücretsiz edin
Öğrencilerin öğlen yemeği zamanı saat on ikiden saat bire kadardır.
Translate from Türkçe to Türkçe
Öğrencilerin beslenme zamanı on ikiden bire kadar.
Translate from Türkçe to Türkçe
Şimdi öğlen yemeği zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Kiraz çiçeklerinin en iyi zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Onun okula gitme zamanı geldi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Senin saç tıraşı olmanın zamanı geldi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Ciddi olmanın zamanı geldi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
Translate from Türkçe to Türkçe
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Translate from Türkçe to Türkçe
Eylem zamanı!
Translate from Türkçe to Türkçe
Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Evet, gitme zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Elimden geldiğince çok çalışarak kaybolan zamanı telafi edeceğim.
Translate from Türkçe to Türkçe
JST Japonya Standart Zamanı anlamına gelir.
Translate from Türkçe to Türkçe
O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Kaybedilen zamanı telafi etmen gerekir.
Translate from Türkçe to Türkçe
Uyku zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
The Beatles'ı ilk dinlediğin zamanı hatırlayabiliyor musun?
Translate from Türkçe to Türkçe
Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Öğle yemeği zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Öğle yemeği yeme zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
McClellan zamanı boşa harcamadı.
Translate from Türkçe to Türkçe
İşe gitme zamanı geldi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Onun spor için boş zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Gözlüğümü değiştirmenin zamanı geldi de geçti bile!
Translate from Türkçe to Türkçe
Benim zamanı henüz gelmedi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Bizim zamanı biraz daha yapıcı kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Askerler eve gelmeye barış zamanı işlerini bulmaya başladılar.
Translate from Türkçe to Türkçe
Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
Translate from Türkçe to Türkçe
Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
Translate from Türkçe to Türkçe
Bu şekilde, çok fazla zamanı boşa harcarız.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom yemek için yeterli zamanı olmadığından öğle yemeği yemeden gitti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Doktorlar Tom'a Mary'nin yaşamak için fazla zamanı kalmadığını söyledi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Kaybolan zamanı telafi etmeliyim.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un zamanı bitti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'a onun zamanı için teşekkür ettim.
Translate from Türkçe to Türkçe
Onun ve Mary'nin Fuji dağına tırmandıkları zamanı Tom'un bana anlattığını hatırlıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe
Mola zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Neredeyse zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Neredeyse gitme zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Neredeyse başlama zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Ayıracak çok zamanı olmadığı için, taksiye bindi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Zamanı boşa harcamayı bırakalım ve bu işe devam edelim.
Translate from Türkçe to Türkçe
Zamanı çok önemsemelisin.
Translate from Türkçe to Türkçe
Zamanı boşa harcamamak için dikkatli olmalısın.
Translate from Türkçe to Türkçe
Zamanı boşa harcamamak için acele edelim.
Translate from Türkçe to Türkçe
Zamanı israf etmeyin.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom Mary'ye zamanı için teşekkür etti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un çok zamanı olmalı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom, son kez Mary'ye sarıldığı zamanı hatırladı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom gitme zamanı olduğunu fark etti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un ayıracak zamanı vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un ayıracak zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un istediği şeyi yapacak çok zamanı var.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un nefes alacak zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom bugün sana yardım edecek zamanı olduğunu düşünmüyor.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un şimdi seninle konuşmak için zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un şimdi size yardım etmek için zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un boşa geçirecek çok zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un çok fazla zamanı kalmadı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un çok fazla boş zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un yaşamak için çok zamanı yok.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un kahvaltı için zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un çalışmak için fazla zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un başka bir şey yapacak yeterli zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un pek çok zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un sorunu düşünmek için çok zamanı vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un işi yaptırmak için kesinlikle yeterli zamanı var.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom Mary'yi tekrar aramayı denemenin zamanı olduğuna karar verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom nasıl dans edileceğini öğrenmenin zamanı olduğuna karar verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom yatmaya gitmenin zamanı olduğuna karar verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom eve gitmenin zamanı olduğuna karar verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Çoktan eve gitme zamanı geldiğine inanamadı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un kesinlikle onun hakkında düşünecek çok zamanı vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom her şeyin yeri ve zamanı olduğuna inanıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un oradan çıkmasının zamanı çoktan gelmişti.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom ve Mary'nin ellerinde oldukça çok fazla boş zamanı vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe
İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.
Translate from Türkçe to Türkçe
Onun eve gitme zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Saçını kestirmenin zamanı geldi de geçiyor bile, o çok fazla uzadı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Yakında kahvaltı zamanı olacak.
Translate from Türkçe to Türkçe
Bir üniversite işi çok sana daha çok istirahat zamanı verirdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.
Translate from Türkçe to Türkçe
Akşam yemeği zamanı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Şimdi akşam yemeği zamanı, ve uçuş görevlileri akşam yemeğini servis etmeye başlarlar.
Translate from Türkçe to Türkçe
Jane eve gitme zamanı olduğunu söyledi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'u ilk gördüğün zamanı hatırlayabiliyor musun?
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom Mary'nin onunla geçirdiği tüm zamanı unutmayacak.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un ağaçtan düştüğü zamanı hâlâ hatırlayabiliyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom, o ve Mary'nin ilk büyük tartışmayı yaptığı zamanı unutamıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe
Biraz daha zamanı olsaydı, Tom daha iyisini yapabilirdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom Mary'nin biraz boş zamanı oluncaya kadar beklemeye karar verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un çok zamanı yoktu bu yüzden o sadece rapora çabucak göz attı.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un işi uygun şekilde yapmak için zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un öğle yemeği yemek için zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe
Tom'un raporunu bitirmek için zamanı yoktu.
Translate from Türkçe to Türkçe