Turkish example sentences with "yolculuk"

Learn how to use yolculuk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.

Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.

O filmi izlemek Hindistan'a yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

Bu yaz Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.

O bir yolculuk düşünüyor.

O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

Her zaman birisinin frag-kuyruğunda yolculuk yapmayın.

Yolculuk için derhal hazırlan.

Uzun yolculuk onun yarasını ağırlaştırmış.

Yolculuk henüz başladı.

Umarım iyi bir yolculuk geçirirsin.

Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.

Ne keyifli bir yolculuk yaptık!

Tom Boston'a bir yolculuk için planlar yaptı.

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

O, uzun bir yolculuk yapmak için yeterli enerjiye sahip mi?

Yolculuk ne kadardır?

Batıya yolculuk zordu.

O, Paris'e bir yolculuk yaptı.

Yolculuk için hazır mısınız?

O, yolculuk için para biriktirdi.

O, yolculuk sırasında hastalandı.

Yolculuk için hazırlan.

Yolculuk 14 ay sürdü.

Herkes yolculuk için hazır mı?

Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.

Yolculuk için hazırlıklarını tamamladın mı?

Yolculuk boyunca iyi vakit geçirdim.

O, dünyanın etrafında bir yolculuk yaptı.

Nasılsın? İyi bir yolculuk yaptın mı?

Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.

New York'a bir yolculuk planlıyoruz.

Bir yolculuk için hazırlıklar yapıyor.

Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor.

En fazla, yolculuk 1,000 dolara mal olacak.

On iki saatlik yolculuk beni çok yordu.

Yolculuk için hazırlık yapıyorlar.

100 dolar yolculuk için tüm giderlerini karşılayacaktır.

Aya yolculuk artık bir hayal değil.

Zamanda yolculuk mümkündür.

Sınırlı görüş nedeniyle yolculuk zor olabilir.

Hayat iki kez yolculuk yapılmayan tek bir yoldur.

Benim yolculuk var.

Yalnız yolculuk ediyorum.

Tren o kadar kalabalıktı ki yolculuk boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

Yolculuk yaklaşık 5 saat sürüyor.

Yolculuk yaklaşık beş saat sürecek.

Biz arabayla yolculuk edeceğiz.

Tek bir bavulla yolculuk etmeye çalışacağım.

Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?

Yolculuk edersen köpeğini bana bırakamazsın.

Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?

Paris'e ne zaman yolculuk edeceksiniz?

Bir denizaltı, su yüzünde ve su altında yolculuk edebilir.

Yolculuk kısaydı.

Hiç uçakla yolculuk ettin mi?

Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.

Geçmişte insanlar at arabasıyla yolculuk ederlerdi.

Yolculuk en az beş gün sürecek.

İnsanın Mars'a yolculuk edeceği günler yakında gelecek.

Uçakla yolculuk edemem.

Yolculuk uzundur. Yolculuk zordur.

Yolculuk uzundur. Yolculuk zordur.

Bu harika yolculuk için çok teşekkür ederim.

Üç gündür yolculuk yapmaktayız.

Genellikle yalnız mı yolculuk edersin?

Bazı insanlar yalnız yolculuk etmeyi sever.

Yolculuk kaç saat sürdü?

Bugün yolculuk yapacak durumda değilim.

Sana hoş bir yolculuk diliyorum.

Ona iyi bir yolculuk diledim.

Bir gün Mars'a yolculuk yapabileceğiz.

Diğer yolcularla tanışmak amacıyla yolculuk yapıyor.

Amerika'ya yolculuk birçok hafta sürerdi.

Her yolculuk tek bir adımla başlar.

En uzun yolculuk bile bir tek adımla başlar.

Bin millik bir yolculuk bir tek adımla başlar.

Bin millik yolculuk bir tek adımla başlar.

Yağmura rağmen bu yolculuk beni çok memnun etti, genel olarak.

Tom şehirde otopark ücreti tasarrufu yapmak için arkadaşlarıyla birlikte yolculuk yapar.

O, dünyada bir yolculuk yapma niyetiyle parasını tasarruf ediyor.

Onlarla yolculuk ediyorum.

Onunla yolculuk ediyorum.

Yolculuk boyunca John ve ben arabayı sırayla sürdük.

Bu yıl nereye yolculuk ediyorsunuz?

Binlerce millik bir yolculuk bir adımla başlar.

Tom genellikle arka koltukta yolculuk etmeyi tercih eder.

Bu uzun bir yolculuk olacak.

Yolculuk en az bir hafta sürecek.

Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?

Valentina Tereshkova asla uzaya ikinci bir yolculuk yapmadı . O Komünist Partisinin önemli bir üyesi ve Sovyet hükümetinin bir temsilcisi oldu.

"Yakında soğuk olacak." dedi anne yarasa. "Daha ılık bir yer olan güneye uçacağız ve bütün kış orada kalacağız. Göçün anlamı budur. Diğer yarasalarla buluşacağımız bir mağaraya yolculuk edeceğiz. Bu bizim için harika bir zaman."

Tom'un Mary ile yolculuk etmesini istiyorum.

Onlar başkente yolculuk yaptı.

Bir yolculuk yapmak için ne param ne de zamanım var.

Seninle yolculuk etmek istiyorum.

O, yolculuk için hazırlanıyor.

Bir yolculuk aileniz için bazı güzel anıları oluşturabilir.

Also check out the following words: kararım, ebeveynlerimi, şaşırttı, Tüm, yılları, kaybettin, affet, Kusura, bakmayın, kayboldum.