Turkish example sentences with "yeterince"

Learn how to use yeterince in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
Translate from Turkish to English

Twitter yeterince iyi değil.
Translate from Turkish to English

Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
Translate from Turkish to English

Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
Translate from Turkish to English

Sana yeterince teşekkür edemem.
Translate from Turkish to English

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
Translate from Turkish to English

Yeterince vakit var.
Translate from Turkish to English

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşim, bir araba satın almak için yeterince zengindir.
Translate from Turkish to English

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.
Translate from Turkish to English

Sanatta, aşktaki gibi, içgüdü yeterince iyidir.
Translate from Turkish to English

O yeterince istekli.
Translate from Turkish to English

Bu nehir yüzmek için yeterince derin.
Translate from Turkish to English

Pekala... Evim yeterince büyük değildir.
Translate from Turkish to English

O günaha yenik düşmek için yeterince zayıf.
Translate from Turkish to English

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı.
Translate from Turkish to English

Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
Translate from Turkish to English

Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.
Translate from Turkish to English

Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
Translate from Turkish to English

O tek başına oraya gitmek için yeterince cesur.
Translate from Turkish to English

Bu patates cipsi, size daha fazlasını istetecek kadar yeterince iyi.
Translate from Turkish to English

Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom doğruyu yanlıştan ayırmak için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom daha iyiyi bilmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary bir şemsiyeyi paylaştı. Ancak, yeterince büyük değildi ve her ikisi de ıslandı.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary her ikisi de daha iyiyi bilecek kadar yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Sana asla yeterince teşekkür edemem.
Translate from Turkish to English

Son otobüsü yakalamak için yeterince zaman yoktu.
Translate from Turkish to English

Bizim yeterince zamanımız var.
Translate from Turkish to English

Eğer kardio yaptığında terlemiyorsan, öyleyse onu yeterince sıkı yapmıyorsun.
Translate from Turkish to English

Tom'un yaptığı yeterince iyi değilse ne olacak? O zaman ne yapacağız?
Translate from Turkish to English

Tom böylesine güzel bir yemek için ödeyecek yeterince parası olup olmadığı hakkında endişeli.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yeterince uyumadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom okula gitmek için yeterince yaşlı değildir.
Translate from Turkish to English

Tom yasal olarak sigara içmek için yeterince büyüdüğünden beri sigara içmedi.
Translate from Turkish to English

Tom sürücü belgesini almak için sürücü testinde yeterince iyi yapamadı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary kadar yaşlı bir kız çocuğuna sahip olmak için yeterince yaşlı olamaz.
Translate from Turkish to English

Bu kitap çocukların okuması için yeterince kolay.
Translate from Turkish to English

Başarısızlık nedenin yeterince gayret etmemendir.
Translate from Turkish to English

Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.
Translate from Turkish to English

Benim için yaptıkların için yeterince teşekkür edemiyorum.
Translate from Turkish to English

O yabancı bir araba almak için yeterince zengin.
Translate from Turkish to English

Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
Translate from Turkish to English

Kapı arabanın geçmesi için yeterince geniştir.
Translate from Turkish to English

Tom'un şişman olmasının nedeni çok fazla yemesinden ve yeterince egzersiz yapmamasından dolayıdır.
Translate from Turkish to English

Bill yeterince sıkı çalışmadı ve bu yüzden başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

Ken yeterince sıkı çalışmadı, bu yüzden sınavda başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

Helen yeterince yemek yemiyor ve zayıflıyor.
Translate from Turkish to English

Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom çorbanın yeterince sıcak olmadığını şikâyet etti.
Translate from Turkish to English

Tom yeterince hızlı hareket etmedi.
Translate from Turkish to English

Tom ilk treni yakalamak için yeterince erken kalkmadı.
Translate from Turkish to English

Tom yaptığı bütün iş için Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
Translate from Turkish to English

Yeterince yaşadım.
Translate from Turkish to English

Yeterince büyük mü?
Translate from Turkish to English

Ben onu yeterince iyi tanıyorum.
Translate from Turkish to English

Yeterince uyuyor musun?
Translate from Turkish to English

O yeterince iyi okuyabilir.
Translate from Turkish to English

Yüzmek için yeterince sıcak.
Translate from Turkish to English

Yeterince hızlı değilsin.
Translate from Turkish to English

Yeterince özür dileyemiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu yeterince övemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu oda yeterince büyük.
Translate from Turkish to English

O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

O içmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Teşekkür ederim, yeterince yedim.
Translate from Turkish to English

Yeterince aldım, teşekkür ederim.
Translate from Turkish to English

Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
Translate from Turkish to English

O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
Translate from Turkish to English

O, onun için yeterince iyi değildir.
Translate from Turkish to English

Hayır, teşekkür ederim. Yeterince aldım.
Translate from Turkish to English

O, şimdi çalışmak için yeterince iyidir.
Translate from Turkish to English

O, bana yardım etmek için yeterince nazikti.
Translate from Turkish to English

O, bize yardım etmek için yeterince nazikti.
Translate from Turkish to English

Oda senin için yeterince büyük mü?
Translate from Turkish to English

Tom Mary için yeterince iyi değildir.
Translate from Turkish to English

Bunu bilmek için yeterince yaşlısın.
Translate from Turkish to English

Yüzmeye gitmek için hava yeterince sıcak mı?
Translate from Turkish to English

O, bir araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

O, daha çok bilmek yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

O, beni davet etmek için yeterince nazikti.
Translate from Turkish to English

O, yalnız seyahat etmek için yeterince yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
Translate from Turkish to English

O, herkesin anlaması için yeterince yavaş konuştu.
Translate from Turkish to English

O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
Translate from Turkish to English

Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
Translate from Turkish to English

Onun cesareti ona güvenmem için beni yeterince etkiledi.
Translate from Turkish to English

O, yeterince nazikti.
Translate from Turkish to English

O yeterince açık değil midir?
Translate from Turkish to English

Sen yeterince hızlı değilsin.
Translate from Turkish to English

Yeterince cesaretin yok.
Translate from Turkish to English

Ona yeterince teşekkür edemiyorum.
Translate from Turkish to English

Size yeterince teşekkür edemiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu bira yeterince soğuk değil.
Translate from Turkish to English

O, yeterince çok çalışmaz.
Translate from Turkish to English

Bu kahve yeterince sıcak değil.
Translate from Turkish to English

Tom onun yeterince iyi olduğunu düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Ölüm, kaderidir, Masuru, bitiremez, Aralıkta, kahvaltı, yapmadım, sayıda, Asya'da, mektubuna.