Turkish example sentences with "yerde"

Learn how to use yerde in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bunlar her yerde satılıyor.
Translate from Turkish to English

Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
Translate from Turkish to English

Onu iki yıl önce bir yerde gördüm.
Translate from Turkish to English

Parayı güvenli bir yerde tut.
Translate from Turkish to English

Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
Translate from Turkish to English

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
Translate from Turkish to English

Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
Translate from Turkish to English

Moğolistan'da her yerde onunla karşılaştım.
Translate from Turkish to English

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Onunla bir yerde buluştuğumuzu hatırlıyorum.
Translate from Turkish to English

Bu yerde yaşıyorum.
Translate from Turkish to English

Doğru akıl bir yerde kalmayan akıldır.
Translate from Turkish to English

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
Translate from Turkish to English

O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
Translate from Turkish to English

Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
Translate from Turkish to English

Ona her yerde baktılar, ama hiçbir yerde bulamadılar.
Translate from Turkish to English

Loş bir yerde yaşadı ve öldü.
Translate from Turkish to English

" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.
Translate from Turkish to English

Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
Translate from Turkish to English

Bunu güvenli bir yerde sakla. Ona kimsenin dokunmasını istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Polisler yerde biraz kan buldular.
Translate from Turkish to English

Parayı güvenli bir yerde saklayın.
Translate from Turkish to English

Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
Translate from Turkish to English

O, burada bir yerde yaşıyor.
Translate from Turkish to English

O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
Translate from Turkish to English

O, civarda bir yerde olmalıdır.
Translate from Turkish to English

O buralarda bir yerde yaşıyor.
Translate from Turkish to English

"Olduğun yerde yağmur yağıyor mu? " " Hava açık. "
Translate from Turkish to English

Bebek yerde yatıyordu.
Translate from Turkish to English

O buraya yakın bir yerde mi yaşıyor?
Translate from Turkish to English

Herhangi bir yerde bir telefon var mı?
Translate from Turkish to English

Onu bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
Translate from Turkish to English

Ben bir yerde hata yapmış olmalıyım.
Translate from Turkish to English

Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English

Bir yerde paramı çaldılar.
Translate from Turkish to English

Bir yerde paramı çaldırdım.
Translate from Turkish to English

Seni bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
Translate from Turkish to English

Seninle bir yerde karşılaştığımı düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Oralarda bir yerde bir çay molası verelim.
Translate from Turkish to English

Onlar yakın bir yerde yaşıyorlar.
Translate from Turkish to English

Aşkın ince olduğu yerde hatalar kalındır.
Translate from Turkish to English

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.
Translate from Turkish to English

Herhangi bir yerde evinizdeymiş gibi hisseder misiniz?
Translate from Turkish to English

Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
Translate from Turkish to English

Onlar kurşunu olduğu yerde bırakmaya karar verdiler.
Translate from Turkish to English

ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak.
Translate from Turkish to English

Banka soyguncusu " hepiniz, olduğunuz yerde kalın!" diye bağırdı
Translate from Turkish to English

Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
Translate from Turkish to English

Gittiği her yerde karşılandı.
Translate from Turkish to English

Çakmağımı her yerde aradım ama bulamadım.
Translate from Turkish to English

Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Translate from Turkish to English

Fred annemi gittiği her yerde takip etti.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'un her yerinde birçok yerde bulundu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ Boston'da bir yerde olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom'un durumu istediği yerde bir ev alacak kadar oldukça iyidir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'ye tapıyor ve onun gittiği her yerde onu takip ediyor.
Translate from Turkish to English

O birçok yerde bulundu.
Translate from Turkish to English

Tom otuzlu yaşların sonlarında bir yerde görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom çalıştığı yerde bir kravat takmalı.
Translate from Turkish to English

Tom her yerde Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom her yerde seni arıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den kendisi geri dönünceye kadar olduğu yerde kalmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye tubasını başka bir yerde pratik yapmasını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye başka bir yerde park etmesini söyledi.
Translate from Turkish to English

Asker yerde yaralı yatıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomat gördü.
Translate from Turkish to English

Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor.
Translate from Turkish to English

Tom insanların sigara içtiği yerde yemek yemeği sevmez.
Translate from Turkish to English

Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor.
Translate from Turkish to English

Tom her yerde uyuyabilir.
Translate from Turkish to English

Başka hiç kimsenin bakmadığı yerde beni buldun.
Translate from Turkish to English

Bu Tokyo'da bir yerde en iyi hint restoranıdır.
Translate from Turkish to English

Kasabada ayaklarımın beni götürdüğü yerde dolaştım.
Translate from Turkish to English

Yerde ayak izleri bırakılmıştı.
Translate from Turkish to English

Bill 20 dakika geç kaldı. Bir yerde kaybolmuş olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom hiçbir yerde dışarı çıkmadı.
Translate from Turkish to English

Tom anahtarını bir yerde bulamadı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi daha önce bir yerde gördüğü hissinden kurtulamadı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hiçbir yerde görmedi.
Translate from Turkish to English

Olduğun yerde kal.
Translate from Turkish to English

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
Translate from Turkish to English

Onu serin bir yerde tut.
Translate from Turkish to English

O birçok yerde bulunmuştur.
Translate from Turkish to English

Böylesine gürültülü bir yerde yaşamaktan nefret ediyorum.
Translate from Turkish to English

Yerde bir çukur kazdık.
Translate from Turkish to English

O yerde oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Onu bir yerde bulamadım.
Translate from Turkish to English

O, yerde yaralı yatıyordu.
Translate from Turkish to English

Onları herhangi bir yerde görmedim.
Translate from Turkish to English

Yerde bir şey var mıdır?
Translate from Turkish to English

Şimdi bir yerde saat beştir.
Translate from Turkish to English

Olduğun yerde kal, geleceğim ve seni alacağım.
Translate from Turkish to English

Son zamanlarda her yerde kargalar görüyoruz.
Translate from Turkish to English

Dün buraya yakın bir yerde bir gemi battı.
Translate from Turkish to English

Yanlış yerde mi bekliyorum?
Translate from Turkish to English

Söylenti her yerde yayıldı.
Translate from Turkish to English

Onunla öyle bir yerde karşılaşmayı asla ummadım.
Translate from Turkish to English

Buralarda bir yerde anahtarımı kaybettim.
Translate from Turkish to English

Bir kerede iki yerde olamazsın.
Translate from Turkish to English

İsteğin olduğu yerde, bir yol vardır.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: olacaktı, gülümsedi, Türkiye'den, döndükten, sonra, Türkçem, zayıfladı, Politik, düşmanı, kahve.