Turkish example sentences with "yemeğini"

Learn how to use yemeğini in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini evde yedi.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini yedin, değil mi?
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini bahçede yiyoruz.
Translate from Turkish to English

O, akşam yemeğini yiyor.
Translate from Turkish to English

Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.
Translate from Turkish to English

Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.
Translate from Turkish to English

Patronun öğle yemeğini yemekle suçlandım.
Translate from Turkish to English

Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.
Translate from Turkish to English

Biz her akşam 6:00'da akşam yemeğini yeriz.
Translate from Turkish to English

Japon yemeğini severim.
Translate from Turkish to English

Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.
Translate from Turkish to English

Benim için akşam yemeğini bekletmeyin.
Translate from Turkish to English

O, akşam yemeğini yedi.
Translate from Turkish to English

Tom ilk akşam yemeğini yaktı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile öğle yemeğini paylaştı.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeğini genellikle tek başına yer.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary pazartesi günü akşam yemeğini pişirdiler.
Translate from Turkish to English

Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
Translate from Turkish to English

Dün akşam akşam yemeğini pişirdim.
Translate from Turkish to English

O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne kadar kısa sürede akşam yemeğini hazırlayacağını merak etti.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini pişiren kişi Tom'du.
Translate from Turkish to English

Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
Translate from Turkish to English

Oğluma akşam yemeğini pişirttim.
Translate from Turkish to English

Tom yiyemeyecek kadar çok yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini geçiştirdi.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeğini zaten bitirdi.
Translate from Turkish to English

Tom bu akşam akşam yemeğini pişirmek zorunda.
Translate from Turkish to English

Tom yemeğini güçlükle ödeyebildi.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini yedin mi?
Translate from Turkish to English

Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
Translate from Turkish to English

Tom akşam yemeğini hazırlıyor.
Translate from Turkish to English

Yemeğini bitirinceye kadar tatlı alamazsın.
Translate from Turkish to English

O akşam yemeğini bitirdikten sonra, romanı okumaya başladı.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini nerede yediğimiz benim için dert değil. O tamamen sana kalmış.
Translate from Turkish to English

Şimdi akşam yemeği zamanı, ve uçuş görevlileri akşam yemeğini servis etmeye başlarlar.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini ne zaman alırsın?
Translate from Turkish to English

O, akşam yemeğini kendisi pişirdi.
Translate from Turkish to English

Ben, akşam yemeğini sizinle birlikte yemek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Ben akşam yemeğini yedikten sonra dışarı çıkacağım.
Translate from Turkish to English

Bugün öğle yemeğini getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onun için yaptığı akşam yemeğini beğenmiş gibi yapması gerekip gerekmediğini merak ediyordu.
Translate from Turkish to English

Tom akşam yemeğini pişirdi.
Translate from Turkish to English

Ben akşam yemeğini pişirdim.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeğini atladı.
Translate from Turkish to English

Biz öğle yemeğini erken yedik.
Translate from Turkish to English

Şimdi akşam yemeğini yiyin.
Translate from Turkish to English

İtalyan yemeğini severim.
Translate from Turkish to English

Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.
Translate from Turkish to English

Amerikan yemeğini seviyorum.
Translate from Turkish to English

İtalyan yemeğini seviyor.
Translate from Turkish to English

O öğle yemeğini pişirmeye yardım etti.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini erteleyelim.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini bitirdik.
Translate from Turkish to English

Biz haftada bir kez akşam yemeğini dışarıda yeriz.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini az önce bitirdim.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini nasıl pişireceğimi biliyorum.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini bitirmedim.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini saat yedide yiyeceğim.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini yemedin mi?
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini bugün dışarıda yiyelim mi?
Translate from Turkish to English

O, bugün onun öğle yemeğini getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye akşam yemeğini pişirtti.
Translate from Turkish to English

O öğle yemeğini bir kafeteryada yer.
Translate from Turkish to English

Ben öğle yemeğini genellikle orada yerim.
Translate from Turkish to English

Annem öğle yemeğini hazırladı.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini zaten bitirdim.
Translate from Turkish to English

O, Çin yemeğini sevip sevmediğimi sordu.
Translate from Turkish to English

O, tek başına akşam yemeğini hazırladı.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini yemeyi az önce bitirdim.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini kimle yemeği planlıyorsun?
Translate from Turkish to English

Saat ona kadar akşam yemeğini hazırlayabilirim.
Translate from Turkish to English

Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini yemeden hemen önce köpeğimi beslerim.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini benimle yemeyi düşündün mü?
Translate from Turkish to English

Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.
Translate from Turkish to English

Bir kadının öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.
Translate from Turkish to English

Ben Çin yemeğini seviyorum.
Translate from Turkish to English

O, yemeğini yiyip bitirdi.
Translate from Turkish to English

Biz akşam yemeğini yedide yeriz.
Translate from Turkish to English

Onlar yemeğini bitirdi.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini ne zaman yiyeceğiz, Anne?
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini dışarıda yemeğe ne dersin?
Translate from Turkish to English

Bugün öğle yemeğini ben ödeyeceğim.
Translate from Turkish to English

Annem akşam yemeğini hazırlıyor.
Translate from Turkish to English

Yemeğini iyi çiğnesen iyi olur.
Translate from Turkish to English

Biz akşam yemeğini bir restoranda yedik.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini bitirdin mi?
Translate from Turkish to English

Mary akşam yemeğini bitiremedi.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini nerede yiyeceksin?
Translate from Turkish to English

Bana tabak lazım çünkü ailem öğle yemeğini parkta yiyecek.
Translate from Turkish to English

Annem akşam yemeğini pişirmekle meşguldü.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini kahve ile bitirdi.
Translate from Turkish to English

Önceden akşam yemeğini yedin mi?
Translate from Turkish to English

Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşgul.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini yemeği bitirdin mi?
Translate from Turkish to English

O zaman akşam yemeğini pişiriyordu.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğini zaten bitirdik.
Translate from Turkish to English

Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
Translate from Turkish to English

Tom kendi yemeğini yapmaya alışkındır.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: devamı, mıdır, anlamak, gerçekten, Dün, yedinci, doğum, günümdü, Evren, oluştu.