Turkish example sentences with "yarı"

Learn how to use yarı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu tekne motorunun Hawaii'e giderken yarı yolda bozulmayacağını umalım.

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü.

Tom, armudu yarı yarıya böldü.

Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.

Parayı arkadaşımla yarı yarıya paylaştım.

Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.

Tom, Mary'nin yarı yaşındadır.

Et sadece yarı pişirilir.

Onu yarı zamanda yapabilirim.

Yarı zamanlı çalışmak zorunda kalabilirim.

Yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.

Yarı yolda pes etmeyin.

Onu yarı yolda bırakma.

Ben sık sık yarı uykuluyum.

Ben sık sık yarı uyanığım.

Öğrenciler yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Bu da onlara öğrenim ücretlerini ödeme olanağı sağlıyor.

Yarı yolda asla taktik değiştirme.

Ödülü yarı yarıya bölüşelim.

Eşyaları yarı fiyatına aldım.

Annem yarı zamanlı çalışmama itiraz etti.

Yarı uykuluydum.

Ona güvenebilirsin. Seni yarı yolda bırakmaz.

İri yarı bir şeydi.

Yarı haklısın.

Onu yarı yolda bırakırsan bu beni de ileride yarı yolda bırakacağın anlamına gelmez mi?

Onu yarı yolda bırakırsan bu beni de ileride yarı yolda bırakacağın anlamına gelmez mi?

Daha önce diğerlerine yaptığın gibi beni yarı yolda bırakacaksın.

Hepimiz aynı şey uğruna öleceksek önden ben giderim ama beni yarı yolda bırakacaksan buradan giderim.

Beni yarı yolda bırakmayın.

Ben yarı Japonum.

Oraya yarı yoldayız.

Yarı zamanlı çalışabilir miyim?

Kendine yarı zamanlı bir iş bulman gerektiğini düşünüyorum.

Ben çoğunlukla yarı uykudayım.

Tom onun yarı yaşında bir kadınla evlendi.

Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı.

Beni kimin yarı yolda bırakacağını biliyorum.

Sizi asla yarı yolda bırakmayacağım.

O iri yarı genç bir adam.

Sorunu çözebilirim fakat senin beni yarı yolda bırakacağını biliyorum.

Tom yarı yaşında gösteriyor.

Tom'un dans etmeye başlayacağını yarı yarıya umuyordum.

Charon gezegen Pluto'nun bir uydusu olarak kabul edilmektedir. Ancak onun çapı Pluto'nun yarı çapından daha büyük olduğu için o, eşit bir ortak olarak kabul edilmektedir; ve Pluto ve Charon bir çift gezegen olarak kabul edilmektedir.

Sen sana güvenen insanları hep yarı yolda bırakır mısın?

Sen sana güvenen insanları hep yarı yolda bırakırsın, değil mi?

Masada yarı yenmiş bir yemek vardı.

Ben genellikle sadece yarı uyanığım.

Aktinyum-224'ün yarı ömrü 2.7 saattir.

Sen yarı Amerikalı yarı Japon musun?

Sen yarı Amerikalı yarı Japon musun?

Beni yarı yolda bırakmayacağınız nereden belli?

Beni yarı yolda bırakmayacağınız ne malum?

Beni eski bir arkadaşım yarı yolda bırakacak.

Korkup yarı yolda bırakacaksanız hiç başlamayalım daha iyi.

Harry yerel bir süpermarkette yarı zamanlı olarak çalışıyor.

İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.

Yarı yarıya haklısın.

Eve gittiğimde yarı uyuyordum.

Yarı yıkılmış duvarlar orada dururdu.

Sen insanı yarı yolda bırakırsın.

Siz insanı yarı yolda bırakırsınız.

Tom'un okuldan sonra yarı zamanlı bir işi var.

İçecekler altıya kadar yarı fiyatına.

Tom'un göz kapakları yarı açık.

Güneş tutulması ya da güneşin ışığını tam engelleme, güneş lekesinin karanlık ortasıyla kaplanmış alanda yaşayanlar tarafından görülür. Yarı gölge tarafından kaplanmış dünya alanında yaşayan insanlar bir kısmi tutulma görecektir.

Tom yarı uyuyor gibi görünüyor.

Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

Yarı sabah Shinjuku'ya gidelim.

Tom yarı yaşında bir kızla partiye geldi.

Bir dişçide resepsiyonist olarak yarı zamanlı çalışıyorum.

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

Tom yarı yarıya haklıydı.

Tom senin yarı yaşında.

Bunun olmasını yarı yarıya bekliyordum.

Ben hâlâ yarı uykudayım.

O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.

Mary yarı zamanlı garsonluk yaptı.

Tom yarı uykudaydı.

Tom'a, yarı zamanlı çalışmak isteyip istemediğini sor.

Tom'a, yarı zamanlı çalışmak isteyip istemediğini sorun.

Tom yarı çıplaktı.

Tom okuldan sonra yarı zamanlı çalıştığı yerden eve giderken Mary ile karşılaştı.

Tom yarı uykuda gibi görünüyor.

Tom bir süper markette yarı zamanlı çalışmaktadır.

Tom bir barmen olarak yarı zamanlı çalışır.

Tom bir lise tarih öğretmeni ve bir blues grubunda bir yarı zamanlı armonika çalar.

Tom yaklaşık Mary'nin yarı yaşında.

Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.

Onlar yarı zamanlı çalışanlar.

Tom'un yarı zamanlı bir işi var.

Tom bir yarı zamanlı bekçi.

Giriş ücreti saat 2.30'dan sonra yarı fiyatına.

Alışveriş merkezinde Noel baba olarak çalıştığım yarı zamanlı bir işim var.

Mutlu saat boyunca bütün içkiler yarı fiyatına.

Mağaza yakında kapanıyor ve her şeyi yarı fiyata sunuyor.

Plütonyum-239'un yarı ömrü 24.100 yıldır.

Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.

Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.

Tom yarı uykuda.

Also check out the following words: bazı, üniversite, öğrencileri, dışında, pek, bilinmiyor, Mahjong, taşları, güzeller, genellikle.