Turkish example sentences with "telefon"

Learn how to use telefon in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

"Telefon çalıyor." "Ben bakarım."

Telefon, 1876'da Bell tarafından bulundu.

Bir telefon görüşmesi yapacağım.

Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!

En yakın telefon nerede?

Telefon numaranı biliyor mu?

Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

Telefon sessizdi.

Bu akşam telefon etmez.

Telefon numarasını not ettin mi?

Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.

Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.

Ann'e kim telefon etti?

Yakında bir telefon var mı?

Beklenenin tersine telefon etmedi.

Az önce telefon çalıyordu, değil mi?

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.

Apartman dairesinde bir telefon var mı?

Tom'a telefon ettim.

Telefon kim tarafından icat edildi?

Telefon numaran ne?

Telefon numaranızı alabilir miyim?

Telefon numaran nedir?

Şemsiyemi telefon kulübesinde unutmuşum.

Telefon numarasını not aldım.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

Herhangi bir yerde bir telefon var mı?

Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.

Ne yazık ki telefon bozuk.

Ben en yakın American Express ofisinin telefon numarasını öğrenmek istiyorum.

En iyi şey ona telefon etmektir.

Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.

Bay Brown diye birinden telefon var.

Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.

Tom, Mary'ye John'un yeni telefon numarasını bilip bilmediğini sordu.

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

Sonunda telefon kulübesini görünceye kadar koşmaya devam etti.

50 adet telefon kartı.

" Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

Tom yapacak önemli bir telefon konuşması olduğunu söyledi.

Yarın Tom'a telefon etmeyi ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.

Yarın Tom'a telefon etmeye ve ondan yardım istemeye niyetim var.

Telefon çaldığında Tom uyandı.

Tom Mary'ye profiline telefon numarasını dahil etmemesi gerektiğini söyledi.

Dün bir yabancı bana telefon etti.

Tom bir günde yaklaşık elli telefon konuşması yapar.

Tom telefon rehberinde yer almıyor.

Tom, son zamanlarda telefon numarasını değiştirdi.

Tom'un listeye yazılmamış bir telefon numarası var.

Tom Mary'den telefon numarasını istedi.

Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.

Ben telefon numaranızı unutuyorum.

Telefon numaranı unuttum.

Telefon numaranı bilseydim, seni arardım.

Yeni telefon numaranı bilgisayarıma kaydedeyim.

O, bu öğleden sonra bana telefon edecek.

Benim için arar mısın? Telefon çok yüksekte.

Robert telefon konuşmasının ortasında kırılıp ayrıldı.

Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu.

Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.

Onu görünce, Nick'e onun yeni adresini ve telefon numarasını sormalıyım.

Paul az önce telefon etti.

Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.

Polise telefon eden Mike idi.

Tom, telefon vasıtasıyla Mary ile iletişim kuramadı.

Tom Mary'ye gerçek telefon numarasını vermedi.

Tom Mary'nin telefon numarasını bilmiyor.

Lütfen ona telefon et.

Şimdi ona telefon etmeyin.

Gelecek sefer önceden telefon edin.

Ona telefon ettin mi?

Bir telefon konuşması yapacağım.

Lucy telefon etti mi?

Arkadaşıma telefon ediyordum.

Bir telefon görüşmesi yapalım.

O şimdi telefon etti.

Bana adresini ve telefon numaranı ver.

Niçin ona telefon etmiyorsun?

Ona telefon etmeyi unuturum.

Ben onun telefon numarasını unuttum.

İşte benim telefon numaram.

Telefon çalışmıyor.

Ben bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.

Ben bir telefon görüşmesi yapmak zorundayım.

Ondan bir telefon görüşmesi aldım.

Aniden telefon çaldı.

Araba bir telefon direğine çarptı.

Telefon numaranı alabilir miyim?

Bu telefon bozuk.

Odamda bir telefon var.

Tom Mary'ye telefon numarasını söyledi.

Tom Mary'nin telefon numarasını unuttu.

Holde bir telefon vardır.

Telefon bir baş belası olabilir.

Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.

Ondan bir telefon çağrısı aldım.

Eczanene telefon edeceğiz.

Bugün ona telefon etmeyi unuttum.

Onunla görüşmek istediğimi söylemek için telefon ettim.

Also check out the following words: gibi, Şarkıları, gençler, arasında, iyi, biliniyor, davetiye, aldım, Matsuyama'da, doğup.