Turkish example sentences with "taklit"

Learn how to use taklit in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu kuş insan sesini taklit edebilir.

O, öğretmenini taklit etmede çok iyi.

Tom şarkıcıyı tam olarak taklit edebilir.

Tom ve Mary sadece onu taklit etmezler.

Van Gogh'un eserlerini taklit etti.

Tom o şarkıcıyı mükemmel şekilde taklit edebilir.

O bir taklit.

Bu bir taklit.

Sadece onun yaptığını taklit et.

O, onu taklit etmede iyidir.

Sanırım bir İngiliz için gerçek bir Amerikan aksanını taklit etmek zordur.

Niçin beni taklit ediyorsun?

Çocuklar çoğu zaman büyüklerini taklit etmeye çalışırlar.

Dansçılar birbirlerini taklit ettiler.

Bir papağan insan konuşmasını taklit edebilir.

Papağanlar çoğunlukla insan konuşmasını taklit eder.

Çocuklar öğretmenlerini taklit etmeye çalıştılar.

Ailenin geri kalanını taklit edebilir.

Erkek çocuklar sık sık spor kahramanlarını taklit ederler.

O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.

Tom, Mary'yi taklit etti.

Sadece onu taklit et.

Beni taklit etmeye çalışma.

Beni taklit etmeye çalışmayın.

Tom'un imzasını taklit ettiğini biliyorum.

Tom kendi ölümünü taklit etti.

Tom annesinin imzasını taklit etti.

Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.

Bürodaki çeşitli insanları taklit ederdi.

Kendin ol ve kimseyi taklit etme.

Onu taklit etmeye çalışma.

İrlandalıların telaffuzunu güzel taklit ediyor.

Öğretmenini taklit ederken çok yeteneklidir.

Bunun bir taklit olmadığını nereden biliyorsun?

Çocuklar ebeveynlerini taklit ederler.

Çocuklar genellikle ebeveynlerini taklit ederler.

Tom Mary'yi taklit ediyor.

Tom neden beni taklit ediyordu?

Taklit en samimi yağcılık biçimidir.

Kraliçe Elizabeth'i taklit etmek istiyorum.

Bu bir taklit elmas.

Ben taklit sevmem.

Taklit ve gerçek elmaslar arasındaki fark nedir?

Tom öğretmeni taklit ediyor.

Onun davranışını taklit etmelisin.

Bu tamamen taklit.

Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.

Çocuklar sizi taklit edebilir.

Beni taklit mi ediyorsun?

O Mariah Carey'yi taklit etmek için sıkı çalıştı ama başarısız oldu.

Ben başkanı taklit ediyorum.

Çocuklar taklit ederek öğrenirler.

Başkan Bush'u taklit etmeyi seviyorum.

Tom, Meryem'in konuşmasını çok güzel taklit eder.

İlk kez öğretmeni taklit ettim ve tüm öğrencileri güldürdüm.

Bu belli ki taklit.

Belki o bir taklit.

Beni taklit etme.

O beni taklit etmeye devam etti.

Bazı kuşlar insan sesini taklit edebilir.

Tom Mary'yi taklit etmeye çalıştı.

Sırtlan insan sesi taklit eder.

Tom partide biraz bira içtikten sonra o, Chewbacca'nın sesini taklit etti.

O, sokaktaki kişilerin konuşma ve yürüyüşünü taklit etmeye başladı.

Mary taklit bir Gucci çanta satın aldı.

Onun imzasını taklit etmene hala inanamıyorum.

Kendi istediğini yap ve başkalarını taklit etme.

Bu taklitçi bir doktoru taklit etti.

O taklit ile bu gerçek mücevheri karşılaştırın.

Maymunlar maymunları taklit eder.

Papağanlar insanların sözlerini taklit ederler.

Tom'u taklit etmede oldukça iyiyim.

Papağanlar insan konuşmasını taklit edebilen tek hayvandır.

Bu bir taklit değil.

O onu taklit etmiyor.

Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.

Tom kendi ölümünü tekrar taklit etti.

Tom Mary'yi taklit etmede iyidir.

Tom insanları taklit etmekte çok iyidir.

Tom'u taklit edebilir misin?

Maria bu hakarete gülümsedi. Taklit etmelisin!

Şempanze, birçok şeyi hızlı bir şekilde taklit edebilen ve öğrenebilen, samimi ve akıllı bir hayvandır.

Köpeğinize taşlar atmayın, bu yüzden komşular sizi taklit etmeyeceklerdir.

Eğer bir şey modaysa, herkes on taklit etmek ister.

Bir papağan insan sesini taklit edebilir.

Bu taklit edilecek bir şey.

Tom öğretmen masasına oturdu ve o, sınıfa girdiği zaman kimya öğretmenini taklit ediyordu.

Taklit aptalların yiyeceğidir.

Eğer bir şey modaysa herkes onu taklit etmek ister.

Bu taklit edilecek bir şey!

Tom Mary'nin imzasını taklit etti.

Sanırım satın aldığı resmin taklit olduğunu öğrendiğinde Tom oldukça kızacak.

O bir maymunu taklit ediyor.

Sami, babasını taklit etmeye çalışıyordu.

Sami duyduğunda taklit ediyordu.

Sanat, hayatı taklit eder.

Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış.

Orijinal bir konuda başarısız olmak taklit bir konuda başarılı olmaktan daha iyidir.

Belli bir yaşta taklit etmek istiyorlar.

Çocuklar anne-babalarından çok yaşıtlarını taklit eder.

Bir ekonomi, salt kimi kurumları taklit etmeye çalışarak, ileri düzeylere sıçrayabilir mi?

Also check out the following words: güçlü, oyuncusu, olmak, Japoncayı, Japonya'da, oynamak, öğreniyorum, Ateşin, var, .