Turkish example sentences with "soru"

Learn how to use soru in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Güzel soru.

Olmak ya da olmamak, soru budur.

Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.

Soru cevaplandı.

Sana bir soru sorabilir miyim?

Soru şu: O bunu yapabilir mi yapamaz mı?

O soru bana sık sık soruldu.

Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

Ona kaza hakkında soru sordum.

O, öğretmenle ilgili bir soru sorabilirsin.

Ben Tony'ye bir soru sordum.

Tom'a yeni kitabı hakkında soru sordum.

Ben size birkaç soru daha sorabilir miyim?

Soru sormaktan korkma.

Bay Sato bana seçim hakkında birçok soru sordu.

Kilit soru ne kaybedebilirim değil fakat kaybedecek neyim vardır.

Nasıl oy vereceklerine dair küçücük soru vardı.

Tom Mary'ye Boston'daki yaşantı hakkında birçok soru sordu.

Tom Mary'ye onun Boston'daki yeni işi hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye birkaç soru sordu.

Tom Mary'ye cevap veremediği bir sürü soru sordu.

Tom Mary'ye Boston'daki yaşam hakkında bir sürü soru sordu.

Tom Mary'ye Avustralya hakkında bir sürü soru sordu.

Tom Mary'ye o gün okulda ne yaptığı hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye onun karıştığı kaza hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye onun erkek arkadaşı hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye oldukça zor bir soru sordu.

Tom, Mary'ye bir sürü soru sordu, ama o bazılarına cevap vermeyi reddetti.

Tom Mary'ye birçok kişisel soru sordu.

Tom Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi.

Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.

Böylesine kişisel bir soru sorduğum için lütfen beni affet.

Tom o konuda size soru soracaktı.

Tom Mary'ye bir soru sormak istedi.

Tom toplantımızda ilginç bir soru gündeme getirdi.

Tom dersten sonra bana geldi ve bana birkaç soru sordu.

Tom Mary'ye beş yaşındayken karıştığı trafik kazası hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye Avustralya'daki hayatı hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye ailesi hakkında soru sordu.

Tom Mary'ye cevaplayamadığı birkaç soru sordu.

Tom toplantı hakkında soru sordu.

O, okulum hakkında soru sordu.

Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.

Tom aptalca bir soru sordu.

Tom birçok soru ile beni rahatsız etti.

Kato ona Amerika Birleşik Devletleri hakkında birçok soru sordu.

Ona soru sordular.

Bir soru sorabilir miyim?

O iyi bir soru.

Ona bir soru sordum.

O, bana bir soru sordu.

O, iyi bir soru.

O bana bir soru sordu.

Bu soru kolay değildir.

Birisi Texsas hakkında soru sordu.

Bir soru sormak istiyorum.

Ailen hakkında soru sorabilir miyim?

Onlar ona çok soru sorarlar.

O, onun hakkında bir soru sordu.

O, tuhaf bir soru sordu.

O, bana annem hakkında soru sordu.

Soru sormaktan çekinmeyin.

Ona yeni kitabı hakkında soru sordum.

Benimle ilgili birkaç soru sordu.

O çok iyi bir soru sordu.

Birkaç soru sorabilir miyim?

Erkek çocuk annesine bir soru sordu.

O, çok iyi bir soru sordu.

Bir soru sormak için elimi kaldırdım.

Size böyle aptalca bir soru sorduğum için utanıyorum.

O uygunsuz bir soru sordu.

O, can sıkıcı bir soru.

Güzel bir soru.

İnsanı utandıracak bir soru.

Soru onu şaşırtmıştı.

İçmek ya da içmemek - işte asıl soru bu.

Çocuklar çok meraklıdır ve çok soru sorarlar.

Her bir çocuğa üç soru sordum.

Ona zor bir soru sordum.

Bizimle ilgili birkaç soru sordu.

O cevaplaması zor bir soru.

Soru hiçbir şekilde kolay değil.

Ödevle ilgili kafasında soru işareti olan?

Bana böyle zor bir soru sorma.

Sana saçma bir soru sormalıyım.

Onun bana böyle bir soru sormasını beklemiyordum.

Her öğrenciye bir soru soruldu.

Bir soru sormak için elini kaldırdı.

Lütfen bana soru sormaktan çekinmeyin.

İki soru sormak istiyorum.

Onun soru sorma biçimine ben alışığım.

İki soru yöneltmek istiyorum.

Bu soru benim için çok fazla zor.

Bana herhangi bir soru sormaya çekinme.

Öğretmenine birkaç soru sordu.

Öğretmen bana zor bir soru sordu.

Böyle çocukça bir soru asla sormazdım.

Ziyaretçi sınıfa bir soru sordu.

Lütfen bana herhangi bir soru sormaya çekinmeyin.

Almanya hakkında bana birçok soru sorardı.

Ekoloji hakkında ona birçok soru sordum.

Also check out the following words: köpek, elimi, ısırmaya, çalıştı, Evimin, arkasında, kilise, Sam, Tom'dan, yaş.