Turkish example sentences with "polis"

Learn how to use polis in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Polis bir adamla sokakta konuştu.

Polis adamın peşinde.

O bir polis memuru oldu.

Polis çağır!

Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.

Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.

Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.

Polis seni içeriye atacak.

Polis seni hapse koyacak.

Polis seni hapishaneye koyacak.

Polis seni hapse atacak.

Polis seni parmaklıkların arkasına koyacak

Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.

Polis, suçu çözmeye koyuldu.

Polis sarhoştu.

Noktada on polis memuru vardı.

Polis vurularak öldürüldüğünde izinliydi.

Polis onu suçüstü yakaladı.

Polis kalabalığı kontrol edemedi.

Polis yola girişi kısıtladı.

Bir polis arabasına ihtiyacım var.

O, bir polis devriyesi görünce kaçtı.

Polis, arabaları tek-tek kontrol ediyordu.

Sadece binanın önünde duran insanlar polis.

Polis henüz bu korkunç suçu işlemiş kişiyi yakalamış değil.

Polis herhangi bir şey bulmadan gitti.

Polis kırmızı ışıkta caddeyi geçmememizi söyledi.

Tom, bir polis olarak kılık değiştirdi.

Polis suçluyu bulabildi.

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.

İki polis bir hırsız tutukladı. Onlar onu Bayan Miller'in evine gizlice girerken yakaladı.

Polis memuru tanığı korudu.

Polis arabada.

Evin kapısında bir polis var.

Adam polis gözetiminde tutuldu.

Trafik kazasının nedeni polis tarafından rapor edildi.

Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu.

Tom, John'un niçin bir polis olmak istediğini Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.

Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.

O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti fakat o gitmeye korktu.

O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti.

Tom polis tarafından gözaltına alındı.

Tom şu anda polis gözetiminde.

Polis Tom'un Mary'yi öldüresiye dövdüğünü düşünüyor.

Polis soygunla ilgili olarak bir şüpheliyi tutukladı.

Polis Tom'a sıradan bir suçlu gibi davrandı.

Tom, onun çocukluğundan beri, bir polis olmayı istediğini biliyordu.

Yedi polis öldürüldü.

Polis köpeği onun çantasındaki kokainin izini buldu.

Polis niçin Tom'u tutuklamıyor?

Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.

Polis onu yolun kenarına çektiği zaman hız limitinin üzerinde 50 ile gidiyordu.

Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zaman Tom Mary ile bir barda içiyordu.

Tom Mary'nin polis tarafından tutuklanmamasını umuyor.

Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti.

Tom neler olduğunu fark etmeden önce polis Mary'yi çoktan tutuklamıştı.

Polis kasabayı terk etmememi söyledi.

Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.

Derhal bir polis çağırıldı.

Bu durumda, polis çağırın.

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı.

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.

John bir polis oldu.

Tom bir intihar notu bırakmadı, bu yüzden polis cinayetten şüpheleniyor.

Neden polis burada?

Polis memuru görevde.

Bir polis bana geldi.

Bir polis ona doğru geldi.

Polis onu izledi.

Bana polis tarafından vuruldu.

O, polis tarafından avlandı.

O, polis tarafından aranıyor.

Polis karakolu nerede?

Polis hırsızı yakaladı.

O, polis tarafından yakalandı.

Polis, suçluları yakaladı.

Polis şimdi görevde.

Trafik kurallarına uymayan sürücüyü polis cezalandırdı.

Polis hırsızı kovaladı.

Polis kalabalığı geride tuttu.

Polis onu gözaltında tuttu.

Onun polis tarafından yakalandığını gördüm.

Polis hırsızı tutukladı.

Polis onu hırsızlıkla suçladı.

Polis şüpheliyi tutukladı.

Polis soyguncunun elinden tuttu.

Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.

Polis karakoluna gitmek zorundayım.

Polis karakoluna nasıl gidebilirim?

Polis onu kolundan yakaladı.

O, bir polis kılığında kaçtı.

Onlar benim polis karakoluna gitmemi tavsiye etti.

O, bir polis memuru oldu.

Polis kalabalığı dağıttı.

Polis kavgayı ayırdı.

Polis onu yakaladı.

Oradaki polis kulübesinde sorun.

Polis tarafından götürüldü.

Polis olayı inceliyor.

Polis hırsızın peşinden "Dur!" diye bağırarak koştu.

Askeri polis onun için geldi.

Also check out the following words: Eteğim, ölüyor, baktı, işaret, anlama, Gelecekte, olacağını, Bundan, Pazarları, çalışmam.