Turkish example sentences with "olmayacak"

Learn how to use olmayacak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Eğer işinizi bırakırsanız, geriye dönüşünüz olmayacak.
Translate from Turkish to English

" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.
Translate from Turkish to English

Ne söylediğin umurumda değil. O olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom birkaç hafta evde olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un endişelenmesine gerek yok. Kötü bir şey olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom kesinlikle gönüllü olmayacak.
Translate from Turkish to English

Mary'yi gitmeye ikna etmek kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Açıklamanız inandırıcı olmayacak; o gerçek olamayacak kadar imkansız.
Translate from Turkish to English

Hava açık olmayacak.
Translate from Turkish to English

Maaşıyla zengin olmayacak.
Translate from Turkish to English

Sanırım başarılı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü açık olmayacak.
Translate from Turkish to English

Hava güzel olmayacak.
Translate from Turkish to English

O uzun süre uzakta olmayacak.
Translate from Turkish to English

O bizimle aynı fikirde olmayacak.
Translate from Turkish to English

O, uzun ömürlü olmayacak.
Translate from Turkish to English

O, muhtemelen başarılı olmayacak.
Translate from Turkish to English

O, hiçbir zaman burada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Belki o ünlü olmayacak.
Translate from Turkish to English

O, öğle yemeği saatinde evde olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu kış muhtemelen fazla karımız olmayacak.
Translate from Turkish to English

O olmayacak.
Translate from Turkish to English

Belki de o asla ünlü olmayacak.
Translate from Turkish to English

Geçiş süreci kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Babam yarın meşgul olmayacak.
Translate from Turkish to English

Maalesef 1:00'e kadar burada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak.
Translate from Turkish to English

Kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bugünden itibaren bir hafta okul olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu kitap muhtemelen o kadar çok faydalı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Böyle bir şey bir daha olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu tekrar olmayacak.
Translate from Turkish to English

Çok zor olmayacak.
Translate from Turkish to English

Nihai terfinizi aldığınız zaman, nihai alışverişinizi yaptığınız zaman, mükemmel evinizi satın aldığınız zaman, birikim yapıp maddi güvencenizi sağladığınız zaman ve başarı merdivenlerinin basamaklarına tırmanıp gelebileceğiniz en yüksek noktaya geldiğinizde heyecanınız da kaybolur ve kaybolacaktır. Peki ya sonra ne olacak? Yolun sonunu görebilmek için daha ne kadar çaba sarf etmek zorundasınız? Eminim anlıyorsunuzdur; hiçbir zaman yeterli olmayacak. Öyleyse kendinize şu soruyu sormak zorundasınız: Önemli olan nedir?
Translate from Turkish to English

Bu son kez olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom uzun süre burada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom bir sorun olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un şansı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un ebeveynleri orada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu sıkıcı olmayacak.
Translate from Turkish to English

O başarılı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu çok kötü olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu aynı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu o kadar kötü olmayacak.
Translate from Turkish to English

Herhangi bir yararı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onlara ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Ona ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bana ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu eğlenceli olmayacak mı?
Translate from Turkish to English

Ona ihtiyacımız olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bunlara ihtiyacımız olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un ona ihtiyacı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

O kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onun size yararı olmayacak.
Translate from Turkish to English

O hoş olmayacak.
Translate from Turkish to English

O zor olmayacak.
Translate from Turkish to English

O eğlenceli olmayacak.
Translate from Turkish to English

O yeterli olmayacak.
Translate from Turkish to English

Sana ihtiyacım olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onlara ihtiyacım olmayacak.
Translate from Turkish to English

Şansa ihtiyacım olmayacak.
Translate from Turkish to English

Ona ihtiyacım olmayacak.
Translate from Turkish to English

Öyle olmadı ve olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu yardımcı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu asla olmayacak.
Translate from Turkish to English

Hiçbir şey olmayacak.
Translate from Turkish to English

Asla olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom emekli olmayacak.
Translate from Turkish to English

Nasıl ki benim isteklerim zamanında olmadı; sizin de olmayacak.
Translate from Turkish to English

O sorun olmayacak.
Translate from Turkish to English

Fazla zamanımız olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom o kadar uzun burada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom gelecek ay burada olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom bugün okulda olmayacak.
Translate from Turkish to English

Buna tekrar ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Artık buna ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom seni gördüğüne mutlu olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'u ikna etmek o kadar kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'u ikna etmek o kadar zor olmayacak.
Translate from Turkish to English

Yarın Tom bize yardımcı olmayacak.
Translate from Turkish to English

Gittiğin yerde buna ihtiyacın olmayacak.
Translate from Turkish to English

O bana ilk kez olmayacak.
Translate from Turkish to English

Tom'un geç kalması ilk kez olmayacak.
Translate from Turkish to English

Annem seni görmekten hoşnut olmayacak.
Translate from Turkish to English

Merak etme. Bu bir daha olmayacak.
Translate from Turkish to English

2.30'a kadar hiçbir şey olmayacak.
Translate from Turkish to English

Sana hiçbir şey olmayacak.
Translate from Turkish to English

Size hiçbir şey olmayacak.
Translate from Turkish to English

Hiç şansın olmayacak.
Translate from Turkish to English

Olanlar için çok üzgünüm ama endişe etmeyin. Bir daha olmayacak.
Translate from Turkish to English

Onu izlemek için planlanandan daha erken kalkmak zorunda kalabilirim ya da gelecek çarşambaya kadar bir şansım olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu geceden sonra bu bir sorun olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bu bir sorun olmayacak, değil mi?
Translate from Turkish to English

Böyle bir müzik hiç olmadı ve olmayacak.
Translate from Turkish to English

Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.
Translate from Turkish to English

Yenmek kolay olmayacak.
Translate from Turkish to English

Bugünün tarihi 11.12.13. Bu, bu yüzyıl yeniden olmayacak.
Translate from Turkish to English

Maalesef bu mümkün olmayacak.
Translate from Turkish to English

Ne yazık ki bu mümkün olmayacak.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: anlat, tümüyle, oynar, Kyoto'ya, varacak, kedisi, beyazdır, Tufts, tehlikeli, üniversitesidir.