Turkish example sentences with "muhtemelen"

Learn how to use muhtemelen in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.

Yarın muhtemelen kar yağacak.

Onun fikri muhtemelen kabul edilecek.

Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

Muhtemelen sorunun kolay bir çözümü vardır.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Final sınavları muhtemelen gelecek aya ertelenecek.

Oh, ben muhtemelen sadece evde kalacağım.

Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.

Muhtemelen tamam.

Eğer geri gelmezsem, girişim muhtemelen başarısız olur.

Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.

Muhtemelen beklemekten yoruldu ve uykuya daldı.

Eğer şimdi Tom'u ziyaret ederseniz, o muhtemelen TV izliyor olacak.

O, muhtemelen bu oyunu kazanır.

Tom o kadar güvensiz olmasaydı, muhtemelen Mary'nin sevgisini kabul edebilirdi.

Ben muhtemelen işi yarına kadar bitiremem.

John sınavı muhtemelen geçecek.

Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?

O, muhtemelen kendi başına mektup yazamaz.

Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ Boston'da bir yerde olduğunu düşündü.

Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.

Eğer gerçeği bilseydi, Tom'un eşi muhtemelen onu terk ederdi.

Tom muhtemelen yakında dönecektir.

Elinizden geleni yaparsanız, muhtemelen başarırsınız.

Tom muhtemelen yarın hastaneden taburcu edilecek.

Tom Mary'nin muhtemelen otuzun üzerinde olduğunu düşündü.

Tom Mary'nin muhtemelen etkinliğe katılmayacağını düşündü.

Tom Mary'nin muhtemelen erken ayrılmak isteyeceğini düşündü.

Tom Mary'nin muhtemelen işi alacağını düşündü.

Tom Mary'nin muhtemelen otuz civarında olduğunu düşündü.

Tom Mary'nin yüzme yarışında muhtemelen onu yenebileceğini düşündü.

Tom muhtemelen şu anda Mary ile birlikte.

Tom Mary'den muhtemelen bir ya da iki yıl daha gençtir.

Tom fikrini değiştirmedi ve muhtemelen asla değiştirmeyecek.

Tom muhtemelen neler olup bittiğini bilemezdi.

Tom muhtemelen onu kovduranın Mary olduğunu bilemezdi.

Tom muhtemelen Mary'ye çarpamazdı.

Tom onun yaptığını iddia ettiğini muhtemelen yapamazdı.

Herkes hız limitine uyuyordu, bu yüzden ilerde muhtemelen bir hız tuzağı olduğunu biliyordum.

Tom Mary'yi bungee jumping yapması için muhtemelen ikna edemedi.

Desteğin olmadan, biz muhtemelen bu planı yürürlüğe koyamayacağız.

Yarın hava muhtemelen güzel olacak.

Muhtemelen bir yerlerde onu duydum.

Bu muhtemelen Tom'un aradığı anahtar.

Alice muhtemelen gelebilir.

Muhtemelen Mary'nin sevimli olduğunu düşünüyorsun.

Bu sefer Bob muhtemelen kazanacak.

Tom muhtemelen senin için torpil yapabilir ve seni o okula alabilir.

Tom Mary'nin aksanına göre onun muhtemelen İrlandalı olduğunu söyleyebiliyordu.

Muhtemelen öldü.

Muhtemelen yağmur yağacak.

O muhtemelen gelecektir.

O muhtemelen gelecek.

Tom muhtemelen haklı.

O, muhtemelen gelmeyecek.

O, muhtemelen iyi olacak.

Muhtemelen yakında yağmur yağacak.

Onun takımı muhtemelen kazanacak.

Muhtemelen tekrar yağmur yağacak.

Onu muhtemelen yönetemem.

Muhtemelen yakında gelecek.

Bugün muhtemelen yağmur yağacak.

O, muhtemelen yakında gelecektir.

O, muhtemelen başarılı olmayacak.

O, muhtemelen oyunu kazanacak.

Muhtemelen onları deniz tutacak.

Evet, o muhtemelen eve gelecek.

Başbakan muhtemelen istifa edecek.

O muhtemelen başaracaktır.

Akşam yemeği şimdiye kadar muhtemelen hazırdır.

O muhtemelen yüz yaşına kadar yaşar.

O, işi muhtemelen yarına kadar bitirecektir.

O, muhtemelen gelecek.

O, muhtemelen uyuyor.

Bu kış muhtemelen fazla karımız olmayacak.

Eğer elmaya benziyorsa ve elme gibi tadı varsa, o, muhtemelen bir elmadır.

Hava muhtemelen açacak.

Hava yarın muhtemelen iyi olabilir.

Bu akşam muhtemelen kar yağacak.

Muhtemelen o, pencereleri kimin kırdığını biliyor.

Dün söylediğim şey hakkında muhtemelen çıldırdığını biliyorum.

Muhtemelen bu gece soğuk olacak, bu yüzden fazladan bir battaniyeye ihtiyacın olabilir.

O ona bir sürü para borçlu fakat muhtemelen onu geri ödeyemeyecek.

O, muhtemelen gelecektir.

Jane muhtemelen gelecektir.

O, muhtemelen onu unuttu.

O, muhtemelen başaramadı.

Onlar muhtemelen arabayla gelecekler.

Yarın muhtemelen yağmur yağacak.

Tom muhtemelen Mary'den daha büyüktür.

Bu muhtemelen gerçek bir elmas.

Muhtemelen Tom, Mary'yi beklemekten yoruldu ve çıktı.

Muhtemelen geç kalacak.

Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut.

Onun söylediği muhtemelen doğru.

Muhtemelen okula geç kalacak.

Takımımız muhtemelen oyunu kazanacak.

Muhtemelen cevabı biliyor olabilir.

Oyun muhtemelen iptal edilecek.

Also check out the following words: masa, Rubén, yapılı, eteği, kimdi, Nagano'da, zannetti, istasyonunda, ayakkabı, eskittim.