Turkish example sentences with "cevap"

Learn how to use cevap in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Larry Ewing bana cevap vermiyor.

Bana cevap ver.

Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

Soruya cevap verdim.

Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.

Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

Yakında senin mektubuna cevap verecek.

Lütfen kısa sürede bana bir cevap yaz.

Cevap verip vermemem önemli değil.

Cevap verip vermemenin önemi yok.

Verdiğim sinyale cevap verdi.

Sorun için cevap yok.

Üç gün içinde cevap vereceğim.

Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.

Bana kesin bir cevap verin.

Bana kesin bir cevap ver.

Sizden henüz bir cevap almadım.

Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

"Ben gerçekten yaparım, " küçük siyah tavşan cevap verdi.

O, telefona cevap vermek için kalktı.

Dün gece seni aramaya çalıştım, fakat cevap vermedin.

Mektuba derhal bir cevap yazmalısın.

Mektuba derhal bir cevap göndermelisin.

Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

Bu soruya cevap vermek zor.

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

Soruya verdiğin cevap doğru değildir.

O, mektuba cevap vermediğim için bana sitem etti.

Sorunuza cevap yok.

Benim duama cevap verildi.

Tom belirsiz bir cevap verdi.

Tom ayrıntılı bir cevap verdi.

Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim.

O telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta gönderdim.

O, Tom'a cevap yazmadan iki hafta önceydi.

O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.

Tom Mary'nin mektubuna cevap vermediğini söyledi, çünkü o meşguldü.

" Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."

Tom tüm sorulara cevap verebildi.

Tom Mary'den telefona cevap vermesini rica etti.

Tom Mary'ye cevap veremediği bir sürü soru sordu.

Tom, Mary'ye bir sürü soru sordu, ama o bazılarına cevap vermeyi reddetti.

Tom Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi.

Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.

Sana cevap vermeden önce onu tekrar düşünmeliyim.

Tek cevap savaştı.

Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.

Tom cevap için 'hayır'ı kabul etmez.

Tom bütün sorulara cevap vermedi.

Tom Mary'den asla yalansız dolansız bir cevap beklemez.

Tom henüz soruna iyi bir cevap öneremedi.

Tom soruya cevap vermek istemedi.

Tom Mary'nin onun sorusuna cevap vereceğini gerçekten beklemiyordu.

Tom Mary'ye nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Tom basit sorulara bile cevap veremedi.

Oleg sorulara her zaman çabuk cevap verdi.

Tom şu anda sana bir cevap veremez.

Tom sana yarın bir cevap verebilir.

Tom Mary'yi aradı, ve cevap yoktu.

Birisi soruma cevap verebilir mi?

Soruma başka kim cevap verebilir?

Başka birisi cevap verebilir mi?

Birisi telefona cevap verebilir mi?

O, mektubuma cevap vermedi.

Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.

Niçin? Çünkü Terry Tate her zaman acilen cevap verdi, nedeni odur.

Ben yakında cevap vereceğinizi umuyorum.

Lütfen elinden geldiği kadar kısa zamanda cevap verir misin?

O bana cevap vermede biraz acele idi.

O çabuk bir cevap için beni zorladı.

Tom aynı soruyu tekrar tekrar sordu fakat asla bir cevap almadı.

Ben, bu soruya cevap vermeyi kolay buldum.

Bill, kapıya cevap ver.

Yoko soruma cevap vermekten kaçındı.

Bob, tüm sorulara cevap verebilir.

Mayuko benim soruma cevap veremedi.

Jane cevap veremediği soruları atladı.

Jack mektuplarıma cevap vermeyecektir.

Tom Mary'nin sorusuna cevap veremedi.

Tom sorunuza cevap veremez.

Tom tüm sorulara cevap veremedi.

Tom Mary'nin sorusuna cevap vermedi.

Tom soruya nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Tom Mary'nin sorusuna nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

Telefona cevap ver.

Sorularıma cevap verin.

Cevap kolay değil mi?

Nasıl cevap vereceğini bilmiyor.

Lütfen telefona cevap ver.

Haydi, çabuk cevap ver.

O yanlış cevap verdi.

O belirsiz bir cevap verdi.

O başını öne eğerek cevap verdi.

Telefona cevap ver lütfen.

Yarın sana cevap vereceğim.

Sanırım o cevap veremez.

Herhangi bir çocuk ona cevap verebilir.

Bana belirsiz bir cevap verdi.

O ondan cevap almadı.

Bu cevap onu kızdırdı.

Also check out the following words: artık, çocuk, Hava, bulutlanıyor, Pardon, ama, radyoyu, kısabilir, acaba, Tenis.