Turkish example sentences with "mary'nin"

Learn how to use mary'nin in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
Translate from Turkish to English

John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
Translate from Turkish to English

Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.
Translate from Turkish to English

Mary'nin onu ne kadar çok sevdiği hakkında Tom'un herhangi bir fikri yok.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne demek istediğini anlamıyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin seni sevdiğinden şüpheleniyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin samimiyetinden emin değil.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin verdiği sözü tutup tutmayacağından emin değil.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin bugün okula gelip gelmeyeceğinden emin değil.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin doğum günü partisine gelip gelmeyeceğinden emin değil.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin çalışmasından memnun olmaktan uzaktır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aşkını ya da dostluğunu kabul etmeye hazır değildi.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'nin sevgisini kabul etme sorunu vardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aşkını kabul ya da onu red edip etmeyeceğini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom o kadar güvensiz olmasaydı, muhtemelen Mary'nin sevgisini kabul edebilirdi.
Translate from Turkish to English

Mary'nin anne ve babası onun yaz planlarını veto etti.
Translate from Turkish to English

Mary'nin dün satın aldığı neydi?
Translate from Turkish to English

Mary'nin dün satın aldığı bu etekti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin sesini duyduğuna memnun oldu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin iltifatıyla pohpohlandı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin zaten evli olduğunu duyduğu için hayal kırıklığına uğradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin performansında hayal kırıklığına uğradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin sorusuyla kafası karıştı.
Translate from Turkish to English

Mary'nin sırt ağrısı ona işkence yapıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'nin nasıl tanıştıklarını size anlatayım.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aradığı krediyi vermeyi planlamış görünüyor.
Translate from Turkish to English

Eğer doğru hatırlıyorsam, o, Tom'un Mary'nin düğününde söylediği şarkı.
Translate from Turkish to English

Mary'nin benimle evlenmesini istemek için kararımı verdim.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin şimdi nerede olduğunu bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne demek istediğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ondan ne beklediğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onu sevip sevmediğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ölü mü ya da diri mi olduğunu bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onu sevmemesinin nedenini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

O John'la tanışmadan önce, Tom Mary'nin erkek arkadaşıydı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'la tanışmasını istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin yapacağını söylediğini yapmadığı için John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'un yeni arabasını sürdüğünü gördü.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunun farkında olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John hakkında konuştuğunu duydu.
Translate from Turkish to English

Tom çarşamba günü Mary'nin John'la buluşmasını ayarladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'la ne zaman tanıştığını bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin ev ödevinde John'a yardım etmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'u arabayla havaalanına götürmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a bir mesaj iletmesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman John ve Mary'nin çok hoş bir çift olduklarını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom öğle yemeği için her gün Mary'nin evine uğradı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'un geri dönmediğini fark etmeden önce ne kadar süre geçeceğini merak ediyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin çocuklarıyla ilgili yaşadığı problem hakkında John'la konuşmasını istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'la ilgilendiğini düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'un parasını çaldığını gördü.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un niçin cırcır böceği izlemekten asla hoşlanıyor gibi görünmediğini Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un niçin bir polis olmak istediğini Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un seçimi kimin kazanacağını umduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un onun kaybettiği anahtarı nerede bulduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un Harvard'dan ne zaman mezun olduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un ne zaman aşçılığa başlamayı planladığını Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a âşık olduğunu biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a davranma tarzından hoşlanmıyor.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un onun yapmayı söylediğini Mary'nin yaptığına inanmıyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'la birlikte çıkması fikrini sevmedi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin evinin John'unkine çok yakın olduğunu bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a söylediğine istemeden kulak misafiri oldu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin John'la çıkması fikrine katlanamaz.
Translate from Turkish to English

Tom John'un niçin hastanede olduğunu Mary'nin bildiğini sanıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin John'a göz kulak olmasını rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom'un bütün istediği Mary'nin John'la geçinmeyi öğrenmesiydi.
Translate from Turkish to English

Tom'un ebeveyni Tom ve Mary'nin evleninceye kadar birlikte yaşamalarını istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin niçin Tom'la birlikte pikniğe gitmemeye karar verdiğini biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin ne kadar para kazandığını bildiğini düşünüyor fakat Mary Tom'un onun kazandığını düşündüğünden çok daha fazla kazanıyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin söylediğini açığa çıkardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin hâlâ Boston'da olduğunu düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'da yaşamayı planlamadığını daha sonra öğrendi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a gittiğini biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin geçen hafta Boston'a gerçekten gitmediğinden emin.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin sonunda nasıl Boston'da olduğu hakkında bir fikri yok.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin arabasını Boston'a götürdü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a gitmesini istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'u ne zaman ziyaret edeceğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman hareket edeceğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman geri döndüğünü bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman geldiğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a gitme nedenini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne zaman Boston'a gitmeyi planladığını bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin ne zaman Boston'a geldiğini bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin kaç kez Boston'da bulunduğunu kesin olarak söyleyemez.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman taşındığını hatırlayamıyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin amcasını ziyaret etmesi için Boston'a gitmesini istedi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ Boston'da bir yerde olduğunu düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin Boston'da yaşamak istemiyeceğini düşündü.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: geçinmezler, okullarını, astılar, gidemediler, pişirdiler, ortalığı, toparladılar, söylemediler, kutlarlar, yaralı.